Paylaş
Merhaba Güzin Abla, ben 22 yaşındayım. Bir abim, bir de erkek kardeşim var. Ben ve abim aynı anne babadanız. Annemle babam sanırım ben 6-7 aylıkken boşanmışlar. Biz de abimle babamda kalmışız, annem zaten istememiş bizi.
Öz annemle 18 yaşıma kadar hiç görüşmedim. 18 yaşına geldiğimde onu buldum. Bir kızı olmuş. Görüştüğümüz zamandan beri bana sürekli kızıyla ilgili sorunlarını anlatıyor. Ben buna katlanamıyorum. Zaten benim bir sürü derdim olduğundan onu dinlemek bana ağır geliyor.
Konumuza dönersek, ben 9 yaşındayken babam tekrar evlendi, yani erkek kardeşim üvey annemden oldu. Üvey diyorum çünkü son zamanlarda bana gerçekten yapmadığını bırakmadı. Ben onun için zamanında bütün ailede herkesi karşıma almıştım. Onun hakkında ileri geri konuşuyorlardı, babam bile ses edememişti ama ben onun için herkesle kavga etmiştim.
Üniversiteyi bitirip eve dönünce ise işler değişti. Artık beni evde istemez oldu. Bana “Bencilsin, şımarıksın, kendini yükseklerde görüyorsun” diyordu. Aksine ben böyle biri değilim. Bu sözleri sadece onun ağzından duyuyorum.
En acı verici olay da, ben üniversitede okurken babamı aldatmış olması. Bunu öğrendiğimde bana yalvarmıştı “Lütfen kimseye söyleme, kardeşin daha küçük, ne yaparım” diye. Ben de o zamanlar kimseye söylemedim. Ama dönünce bana yaptıklarına dayanamadım. İçimde bir şüphe vardı hâlâ bir şeyler yaptığına dair. Babama her şeyi anlattım, bana inanmadı. Arkadaşlarımla konuştu, onlar da onayladı ama babam bana yine inanmadı. Aksine küfürler, hakaretler etti, üzerine de evden kovdu beni.
En kötüsü de üvey annem, sosyal medyada benim hesabımı olur olmaz kişilere vermiş. Birçok erkek bana yazıp duruyor. İşin en acı verici noktası da babama bunu farklı şekilde lanse ediyor.
Yaklaşık 20 gündür onunla da konuşmuyorum, çünkü artık kaldıramıyorum, sindiremiyorum. Uykularımdan ağlayarak uyanıyorum. Kötü rüyalar görüyorum. Evde tek kaldığım zaman kapıyı kilitlemeden oturamıyorum, dışarı çıkmaya korkuyorum, o kadın peşime bir erkek takmıştır, eve adam gönderir de bana bir şey yapar diye...
En çok da bu yaşadıklarım değil de babamın yanımda olmaması beni yaraladı. Ama ben de zaten kararımı verdim, artık benim bir babam yok. Çalışıp kendi paramı biriktireceğim ve buradan çok uzaklara gideceğim. Asla benden haberi olmayacak.
O beni değil, karısını seçti. Şükür ki meslek sahibiyim, akli dengem hâlâ yerinde... Mantıklı düşünebiliyorum ve şunu sormak istiyorum; bunca yaşadığım şeye karşılık verdiğim karar mantıklı mı?
◊ Rumuz: Mantıkçı
YANIT
Sevgili kızım, madem babanın yanında mutlu değilsin, burada kaldığın sürece üvey annenin sana bir kötülük yapmasından ya da yaptırmasından korkuyorsun, elbette ki artık mesleğini de eline aldığına göre, evden ayrılman çok mantıklı.
Genellikle bir genç kızın ailesinden ayrı yaşamasını endişeyle karşılarım, ama burada senin durumun çok farklı. Çünkü sanki asıl büyük tehlike senin evindeymiş izlenimi uyandı, bu anlattıklarından. Ve de anlatmadıklarından…
İşte bütün bu yaşadıkların yüzünden yuvaların yıkılmasını istemiyorum, bu yüzden ailelerin parçalanması beni çok üzüyor. Çünkü olan çocuklara oluyor, büyükler hayatlarını bir şekilde sürdürebiliyorlar, hatta mutlu olabiliyorlar. Ama parçalanmış ailelerde çocuklar, iki arada kalıyorlar, istenmediklerini düşünüyorlar.
Bir de ortaya bir üvey anne ya da üvey baba çıkarsa, hele bu ikinci eşler çocuklara karşı sevgisiz olurlarsa, o çocuk için gerçekten hayat bunalımlı, stresli, psikolojik sorunlarla dolu olabiliyor.
Ne kadar eğitimli olursa olsun, hayata karşı ürkek, güçsüz, güvensiz olabiliyor. Ve bu çocuklara yazık oluyor…
Paylaş