Paylaş
Merhaba Güzin abla, ben 12’nci sınıf öğrencisi bir genç kızım. Bugüne kadar derslerime hep çok iyi çalıştım, hep başarılı oldum. Yeri geldi düştüm, ufak tefek başarısızlıklarım oldu ama her defasında ayağa kalmayı bildim.
Ama şimdi gerçekten zor durumdayım. Üniversite sınavına 2 ay kadar kısa bir süre kalmışken, daha önce hiç olmadığı kadar kötü düştüm.
Ders çalışırken dikkatim dağılıyor, eskisi gibi değilim. Kendimi zorluyorum ama zorladıkça işler daha da kötüye gidiyor.
Motivasyonumu kaybettim. Gittikçe umudumu kaybediyorum, neredeyse vazgeçme noktasına geldim.
Herkesin bu saatten sonra daha da hızlı hareket etmem gerektiğini söylediği şu dönemde ben afallayıp kaldım.
Bunlar yetmezmiş gibi bir de mezuniyet balosu derdim var. Başta gitmek istemediğim halde, sevdiğim kimi insanların isteği üzerine sonradan gitmeye karar verdim. Ama bu da benim için birçok sorun yarattı.
Sanki başka derdim yokmuş gibi annem bunu gündeme getirip, söylenip duruyor.
Zaten annemle pek anlaşamam. Bugüne kadar bana pek fazla ilgi göstermemiştir. O yüzden anne-kız gibi değiliz. Özellikle bu önemli sınav dönemimde bana destek yerine köstek olması beni çok daha kötü bir psikolojiye sürüklüyor.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Bana bir yol gösterir misiniz?
RUMUZ: KAYNAKLAR
YANIT
Sevgili kızım, bu yazdıkların, daha doğrusu yaşadıkların bana hiç yabancı değil. Çünkü üniversite sınavı yalnızca senin değil tüm yaşıtlarının sorunu. Gençlerin bu ciddi sorununa ne yazık ki çözüm bulunamadı. Gençler bunu hayatlarının en önemli meselesi olarak görüyor, aylar hatta yıllar önceden kendilerini bu sınava hazırlamaya başlıyor, haliyle aşırı derecede geriliyorlar.
Elbette bu sınav çok önemli ama sonuçta hayatın sonu da değil. Bu yıl sınavı kazanamazsan, gelecek yıl tekrar deneme imkanın var... Kaldı ki binbir eziyet, çaba, maddi ve manevi zorlamayla kazanılan üniversitelerden mezun olan gençlerimizin hemen hemen yarısına yakını, ya eğitimini aldığı alanda iş bulamıyor ya da zorunlu olarak beklediğinin çok altında maaşlarla çalışıyor.
Bu yüzden sevgili kızım, üzülme, kendini zorlama, sağlığın bozulmasın yeter ki... Bugüne kadar başarılı bir eğitim hayatın olduğuna göre, bundan sonra da seni tatmin edecek bir başarı kazanacağını düşünüyorum.
Ama kendini bu kadar gerersen, bu kadar karamsar bir ruh haline bürünürsen, bildiğini de unutup kazanmakta zorlanmayacağın bir sınavda başarısız olabilirsin. Ona dikkat et, biraz rahatla.
Annenle sorunların da yine bu gerginliğin, büluğ çağının getirdiği hormonal değişimlerin, üstüne yüklenen bu sınav stresinin sonucunda ortaya çıkıyor, bundan eminim. Annenin ne gibi sorunlar yaşattığını yazmamışsın ama ben tahmin edebiliyorum; sen onun her sözünden bir anlam, her davranışından bir olumsuzluk çıkarıyorsun mutlaka.
Mezuniyet balosuna gelince, bunu dert etmek yerine mutluluk nedeni olarak görsene... Bunca yıllık emeğinin sonunda, böyle güzel bir baloyla okuluna, arkadaşlarına, öğretmenlerine veda edeceksin.
Annen yardım etmiyorsa, eminim onun fikirlerine fazla önem vermediğindendir. O zaman arkadaşlarından yardım isteyebilir, elbise seçiminde, makyajında onlardan fikir alabilirsin. Hayatında önemli bir yer tutacak bu geceye mutlulukla hazırlanmaya bakmalısın. Böyle dert ederek değil.
Şimdi moralin bozuk olduğu için her şey sana mutsuzluk veriyor. Yapma güzel kızım, bunlar o kadar güzel günler ki senin için... Daha hayata yeni başlıyorsun... Tadını çıkar.
Sevgimin büyüklüğü gözünü korkutuyor
Merhaba Güzin abla, ben 24 yaşındayım. Sevgilimle 7 yıldır beraberiz. Bu 7 yılda çok ara verdik gerçi ilişkimize...
Üniversiteye hazırlanırken de... Mezuniyetten sonra da... Şu an KPSS’ye çalışıyor, yine ilişkimiz askıda.
Ben bu genci çok seviyorum, o ise benim sevgimin büyüklüğünden korkuyor. Benim için vazgeçilmez olmasından çok rahatsız.
Abla aklım çok karışık. Acaba beni seviyor mu yoksa oyalıyor mu? Bir çıkış göster abla.
RUMUZ: AKBAL
YANIT
Sevgili kızım, her zaman söylediğim gibi böyle uzun süreli ilişkiler bir zaman sonra bıkkınlık yaratıyor. Üstüne üstlük dediğin gibi bu genci sevginle bıktırmış olabilirsin. Üstüne fazla düşmüş olman, onu senden uzaklaştırmış muhtemelen.
Erkekler aşırı sevgi gösterilerinden, vazgeçilmez olmaktan pek hoşlanmazlar, bu onları korkutur. Daha çok kendileri kaybetmekten korkmak ister, kaçırmaktan korkmak onlara heyecan verir. Avuçlarının içinde gördükleri kızlardan bir süre sonra uzaklaşırlar.
Bunu hep söylüyorum ama siz gençler beni dinlemiyorsunuz anladığım kadarıyla. Biraz uzaklaş, biraz arama, sorma, sen de biraz ara vermekten yanaymışsın gibi davran...
Bak göreceksin, bu defa o senin üzerine düşüp peşinde koşacaktır.
Paylaş