Sevgili Güzin Abla, 38 yaşında, dört yıl önce boşanmış, sekiz yaşında annesiyle kalan bir oğlu olan, üniversite mezunu bir erkeğim.
Boşandıktan sonra hayatıma birileri girdi ama sekiz ay öncesine kadar kimseyi sevemedim. Sosyal bir kulüp ortamında bir hanımla tanıştım. Onu görür görmez çarpıldım.
Evliydi ve bir çocuğu vardı. Duygularımı bastırmaya çalıştım, olmadı. Sonra kendisinin de benzer hisleri paylaştığını anladım. Eşinden boşanıp benimle evlenmesini istedim, reddetti. Eşini de sevdiğini söyledi. Ayrılmayı önerdim, hatta denedim. Ama beni her defasında ikna etti. Her şeyi zamana bırakalım diyor.
Çok kısıtlı yüz yüze görüşebiliyoruz. O da kalabalık ortamlarda, kulüplerde. Ablacığım, vicdanen acı çekiyorum. Ama kalbim, onu bırakma diyor. Birlikteliğimiz sadece duygusal anlamda. Cinsellik yok denecek kadar az.
Ayrıca aramızda ciddi sosyal farklılıklar da var. Dinlerimiz ayrı, onun çok zengin bir yaşantısı var. Bu belirsizlik beni öldürüyor. Evli biriyle olmayı kabullenemiyorum. Onu eşinden kıskanıyorum. Vicdan azabı, kıskançlık, umutsuzluk. İşte duygularım. Ne olur yanıt ver, ablacığım.
RUMUZ: UMUTSUZLUK
Sevgili oğlum, bu tür duyguları bana yazanlar ekseri kadınlardır. Evli bir erkeğin hayatındaki ikinci kadın olmaktan duydukları acıyı dile getirirler. Ama gördüğüm kadarıyla şimdi aynı olayları erkekler da yaşıyor. İster erkek, ister kadın, sevdiğiniz insan evliyse, işiniz çok zor. Çünkü genellikle insanlar, kurulu düzenlerini bozmak istemiyorlar.
Ama evliliğin monotonluğu, eşlerin duygusuz davranışı, heyecan yoksunluğu, sevgi ya da heyecan arayışı gibi nedenlerle artık kadınlar da evlilik dışı ilişkilere yöneliyorlar. İlişkinizde cinsellik olmasa bile, yine de bu ihanet sayılır. Üstelik duygusal ihanet bence daha da ciddi. Kendini o hanımın eşinin yerine koymayı denedin mi? Belki sana karşı bir takım duygular besliyordur ama asıl amacı, evliliğin monotonluğundan sıyrılabilmek, biraz da bu maceranın getirdiği heyecan ve mutluluk olsa gerek.
İkimiz de biliyoruz ki, bu hanım senin için eşini terk etmez. Ona kalsa bu ilişkiyi böyle sonsuza kadar sürdürür. Ama yıpranan sensin. İyi düşün. Ya sevgini yüreğine gömüp ayrılacaksın ya da seni istediği sürece bu beraberliği götüreceksin. Karar senin.
Yaşıtlarımın çoğu çoluk çocuğa karıştı
Kendimi size mail atarken buldum desem yeri. Üniversite mezunuyum, yakışıklıyım, insanlarla diyaloğum iyidir ama 28 yaşıma bastım. Birçok defa evlenmek için teşebbüs ettiğim halde olmuyor, olmuyor. Kendimi çok mutsuz hissediyorum.
Geçenlerde ilkokul arkadaşımı gördüm; eşiyle geziyordu, birçok yaşıtım evlenmiş, hatta çoluk çocuğa karışmış. Bense hálá bekarlığa talim ediyorum. Diyeceksiniz ki, bu da sorun mu, her gün binlerce insan ölüyor, binlercesi açlık sınırının altında yaşıyor. Haklısınız bu sorunların yanında benimkinin lafı mı olur?
Ama yine de mutsuzluğumu sizle paylaşmak istedim. Aslında bazen köşenizdeki yazıları okurken içten içe gülerdim. Şimdi ben de size yazacak duruma geldim. Sizden ricam üniversite mezunu olsun ya da olmasın önemli değil, kendini bilen, samimi, bir genç hanımla tanışıp evlenmeme vesile olmanızdır.
cikmazsokak_99
@hotmail.com
Eh oğlum, gülme komşuna diye boşuna dememişler. Yine de senin için yapabileceğim sadece mail adresini yayınlamak ve aklı başında bir hanım kız bulmanı dilemekten ibaret.
Karım beni aldatırsa endişesi içindeyim
Merhaba Güzin abla, ben Mersin’de yaşayan 19 yaşında bir gencim. Köşenizde sıkça gördüğüm evli kadınların başka bir erkekle ilişkisini okuyunca inanın çok üzülüyor, korkuyorum. Evet erkekler çoğu kez eşlerini aldatıyorlar, bu bir gerçek, ama halk bunu kabullenmişti.
Ben Türk örf ve adetlerine göre yetişmiş bir gencim. Kadınların eşlerini aldatmaları bence hiç olumlu bakılacak gibi değil. Türk kadını eşine bağlılığıyla, güvenilirliğiyle, hoşgörü ve sevgisiyle ön plana çıkmıştır. Bu nedenle köşenizdeki bu tür yazıları içim kan ağlayarak okuyorum. Neden diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
İlerde sevdiğim insanla evlenmeyi planlıyorum ama kafamdaki sorular peşimi bırakmıyor ya beni aldatırsa ya ben de aldatılan erkeklerden biri olursam, diye.
RUMUZ: NEDEN
Oğlum, endişen şu yukarıda okuyacağın mektupla kanıtlanıyor sanki. Gördüğün ve de gözlemlediğin gibi, evli kadınlar da artık aldatıyorlar, hem de çok sıklıkla...
Ben onlara da hak vermiyor, onları da hoşgörüyle karşılamıyorum. Tıpkı aldatan erkeklere olduğu gibi, kadınların da ihanetini kabullenemiyorum. Ama, elini vicdanına koy da söyle, bu gelenek haline gelmiş önyargı da nedir böyle: Erkekler eşlerini aldatır, toplum da bunu böyle kabul etmiştir, diyorsun. Neden? Şimdi isyan halinde olduğun, korktuğun aldatılma düşüncesi ve endişesi kadınlarda yok mu sanıyorsun?
Evet kadın aldatırsa, ruhen, bedenen daha çok yıpranır, bunu ben de kabul ediyorum. Ama sonuçta hangi taraf olursa olsun, aldatan da aldatılan da çok acı çekiyor, ben bunu bilir, bunu söylerim.