Sevgili, bir tanecik Güzin Ablam, ben 23 yaşında Almanya’da yaşayan genç bir kadınım. Çok erken yaşta kendi isteğimle evlendim ve 8- 9 ay sonra boşandım.
Eski eşim çok kıskançtı ve aile baskısı altında yaşayan biriydi. Allah’a şükür ailem beni destekledi, ortada bırakmadı. Geçen yıldan beri sevdiğim bir genç var. Kendisi doğulu olduğu için ailem, daha doğrusu annem karşı çıkıyor. Oysa annem arkadaş gibidir. Ondan asla bir şey gizlemem ama bana akıl vereceğine sırt çevirdi. Sürekli kuşku içinde, evlenmemize soğuk bakıyor. Oysa ben onun ve ailesinin nasıl insanlar olduklarını biliyorum ama bir türlü anlatamıyorum. Biz milliyetçi bir aileyiz, doğulu gençlerden korkuyorlar. Kendisi zaten tipik sert Türk erkeğine benzemez. Zeki, görgülü, kibar, saygılı biridir. Ailemi anlıyorum, tekrar acı çekmekten korkuyorlar. Ama artık çocuk değilim ki! İnsan ne kadar severse sevsin mantık ağır basmalı, diye düşünüyorum. Sevdiğim erkeğin bana karşı olan bağlılığını, sevgisini anlatamam. Biz gençler ne zaman olgun sayılacağız? Ruhen çökmüş durumdayım. Ailemden asla vazgeçmem, onlar bunu hak etmiyorlar. Ama, bir insanı yöresiyle değerlendirmek saçma değil mi? Yakında beni istemeye gelecekler, sence de ben doğulu bir erkekle anlaşamaz mıyım?
RUMUZ:DOĞULU AŞKI
Sevgili kızım, benim gençliğimde böyle bir düşünceye hiç kimsede rastlanmazdı. Doğulu- batılı ayrımı söz konusu değildi. Bu zihniyet doğuda terör olayları ortaya çıktıktan sonra yayıldı. İnsanlarda bir endişedir başladı. Ama tabii ki ailen hatalı. Bir kere bu genci ve ailesini tanısınlar, araştırsınlar, öyle karar versinler. Dediğin gibi, sen artık olgunlaşmışsın, onların nasıl insanlar olduklarını anlamışsındır. Doğulu erkekler biraz sert mizaçlı olur derler, ama bu genç, söylediğin gibi zeki, kibar, efendi bir insansa, seni gerçekten seviyorsa, neden mutluluğunu engelliyorlar? Doğulu insanlar içinden ne değerli sanatçılar, yazarlar, milletvekilleri, iş adamları çıkıyor. Bence aileni onları tanımaları için ikna etmelisin.
Hoşlandığım kıza açılamıyorum
Merhaba ablacığım, ben bir iş yerinde muhasebe departmanında çalışıyorum. Askere gitmeme bir ay var. Aynı iş yerinde, hoşlandığım bir genç kız var. Bir süre önce mesaide bir muhabbet sırasında bana, ‘Beraber olduğun bir hanım arkadaşın var mı?’ diye sordu. Ben de, ‘Hayır ama, çok hoşlandığım biri var’ dedim. Kim olduğunu çok merak etti. Aslında tam sırasıydı, ama cesaret edip de söyleyemedim. Çünkü olumsuz bir cevapla karşı karşıya kalmak istemiyorum.
RUMUZ: CAN AY
Güzel oğlum, işte tam sırasıymış gerçekten. Neden bu kadar cesaretsizsin, bu kadar kendine güvensizsin? Belli ki seninle ilgileniyor. Askere gitmeden önce, ona küçük bir not yaz. ‘O gün, söyleyemediğim kişi, sensin’ diye, bir çiçeğe iliştirip, masasına bırak. İmza atma, kimsenin bilmesine gerek yok. Biraz cesaret, oğlum. Ne var bunda, sonuçta bir adım atmak zorundasın, değil mi?
Bir gün canıyım, ertesi gün Allah’ın belası
Ben 21 yaşında çalışan bir genç kızım. 1,5 senedir 28 yaşında, bir mağazada müdürlük yapan bir gençle beraberim. Önceleri onu hiç istemedim, aylarca peşimden koştu ve sonunda beni razı etmeyi, gönlüme girmeyi başardı. O zamanlar bana hep ‘Seni kendime sırılsıklam aşık edip, sonra bırakacağım’ diyordu. Ondan önce de bir erkek arkadaşım olmuştu. O gençle evlenmeyi düşünüyordum ama, beni dövüyordu. Ailesi de bana karşı çıkıyordu. Başka biriyle evlendirmek istiyorlarmış. Egeli kız onlara ters gelirmiş. Neyse onu bir anda hayatımdan attım. Daha sonra bu genç çıktı karşıma. Geçmişimdeki bu ilişki yüzünden kavga ediyoruz, bana söylemediği laf kalmıyor. Bir evleneceğiz, diyor bir ‘Seni istemem, karım yapamam’ diyor. Ayrılıyorum, barışmak için başvurmadığı yol kalmıyor. Ailesiyle tanıştım, haziranda nişanlanıp, ağustosta düğün yapacağız, dediler. Zaten burası küçük bir kasaba, bilmeyen yok ilişkimizi. Eşya bakmaya gittik ailesiyle. Bunlar iyi hoş da, bana kötü davranıyor. Bir gün canıyım, bir başka gün Allah’ın belasıyım. Dengemi kaybettim, ona saldırıyorum, kırıp döküyorum. Onu öldürmemek için zor tutuyorum kendimi.
RUMUZ: GÜL
Sevgili kızım, bu genç adam, eski ilişkini kabul edemiyor, içine sindiremiyorsa, bu böyle devam edip gidecektir. Onun yapısındaki bir insanla mutlu olamayacağını düşünüyorum. Daha şimdiden birbirinizle kavga - dövüş halindeyseniz, evlilikte neler olur, kimbilir? Sana kötü muamele ettiğini söylüyorsun, yoksa bu da mı seni dövüyor? Sen erkekten dayak yemeği doğal mı karşılıyorsun? Ötekinin dayağına katlanmışsın. Eğer ailesi seni isteseydi, onunla dayağa rağmen evlenecek miydin? Burada da iyi gitmeyen çok şey var. Böyle durmadan eski ilişkini başına kakacaksa, sonu gelmez bu işin. Sana ne yapıyor ki, böyle ölmeyi, öldürmeyi düşünür olmuşsun. Kızım bu kısacık ömürde bu kadar mutsuz olmaya değer mi, daha yaşın ne, başın ne? Zaten onu zorla sevmişsin. Belki de alışkanlık olmuş, bırak gitsin, Allahını seversen!