Paylaş
Güzin Abla, bugüne kadar zor dayandım bir şey yazmamak için ama bakıyorum da şu “ikinci kadınlar” konusu hiç bitmiyor.
Üstelik görüyorum ki “ikinci kadın”, dilimize yerleşen bir deyim oldu.
Peki nerede “ikinci adamlar”? Hangi erkek kendine bu sıfatı layık görür?
Evli bir kadına âşık oldu ve birkaç ay bekledi diyelim. Sonra bir karar vermesini beklemez mi karşı taraftan? “Seni seviyorum ama daha kocama söyleyemedim” yalanına kaç ay inanır? Böyle bir erkek var mı?
Kadınlar kendilerini daha ne kadar aşağılayacak?
Kadın olmaktan utanmaya başladığım için yanılıp da feminist demesinler bana!
Ama lütfen bu “ikinci kadın” edebiyatına bir son verilsin ya da ikinci adamları da bir duyalım, görelim bakalım.
Onların düşüncelerini de öğrenmek isterdik...
Rumuz: Utanç
Doğru söylüyorsunuz, sevgili okurum. Evliliklerde ailenin bozulmasına yol açan ve erkeğin başını döndürüp onu yuvasından ve eşinden uzaklaştıran kadına “ikinci kadın” deniyor genellikle. Bu bir deyim oldu neredeyse.
Ancak bu durum çok sıklıkla görülüyor. Elbette kadınlar ayartıyor, evliliği yıkıyor ama “Erkeğin hiç suçu yok” demek de mümkün değil. Kadın suçluysa, erkek de en az onun kadar suçlu.
Bu arada evli bir kadının başını döndürüp, onun zayıf bir anından yararlanıp ilişki kurmayı başaran, ona evliliğini yıkması için baskı uygulayan erkeklerin varlığını da kabul etmek zorundayız.
Bu durumdaki erkeğe de “ikinci erkek” demek mümkün elbette.
Böyle olaylarda evli kadınların durumu, aldatan erkeğe oranla çok daha zor. Ama bunları da görmek ve eğer ikinci kadınları suçluyorsak, ikinci erkekleri de suçlamak durumundayız.
Bu gerçeği inkâr etmek mümkün değil. Çünkü eşlerini aldatan kadınların oranı da giderek artıyor.
Bu ihanette de sadece erkekleri suçlamak doğru değil. Çünkü kadın da, onu ihanete sürükleyen erkek kadar suçlu kabul edilmeli.
Ancak dediğiniz gibi, ikinci kadın uzun zaman inatla evli erkeğin boşanmasını bekleyip onunla evlilik hayalleri kurarken, ikinci erkek bu kadar uzun süre kandırılmayı hazmedemiyor.
Her iki durumda da evliliklerde ihanet oranının arttığını ve boşanmaların en önemli nedenlerinin başında yer aldığını görmezden gelemeyiz.
Eşleri ihanete iteleyen kadın ya da erkek, toplum tarafından nefretle karşılanıp karalansa da, hiçbir zaman tek taraflı düşünmemek gerekiyor.
Paylaş