Öyküler değişiyor erkekler değişmiyor

Dünyanın en mükemmel, en aşık erkeği gibi görünüyormuş, ama sonra ne olduysa olmuş, başka kızlarla çıkmaya başlamış. En kötüsü de “ihtiyaçtan onlar” demesi...

Haberin Devamı

İşte erkekler! Öyküler değişebiliyor ama erkekler ve davranışları hiç değişmiyor, değil mi? Sevmiyorlar mı, seviyorlar, bağlanıyorlar, ama bir yere kadar... Sonra sanki bir el onları çekip koparıveriyor. Burada ne olduysa, babanın devreye girmesiyle altüst olmuşa benziyor... Ne yapmışsa artık... Ama genç adam bir kere meydanı boş bulup, özgürlüğe kaptırmış ya kendini, gerçekten sevse de, unutamasa da geri dönemiyor anlaşılan...

Aşık olduğum adam beni aldattı

5 yıl önce ilk aşkımla tanıştım. Çok sevdim onu, babamın yerine koydum hatta. Yalnız şımarık çocukluğuma engel olamadım; babama gösteremediğim çocukluğumu, içime attığım her şeyi ona gösterdim. O da benim için her şeyi göze aldı. Ama bir ev arkadaşı bulunca, beni aldattı. 

Merhaba Güzin Abla, 2006 yılında annemle babam ayrıldı. Babam şiddet meraklısı, ruh sağlığı bozuk bir adamdı.
Annem ve kardeşimle, dedemlerin yanına taşındık. Yaşadıklarımı üzerimden atmam hiç de kolay olmadı. Küçüktüm bütün bunları yaşadığımda.
5 yıl önce ilk aşkımla tanıştım. Çok sevdim onu, babamın yerine koydum hatta. Yalnız şımarık çocukluğuma engel olamadım; babama gösteremediğim çocukluğumu, içime attığım her şeyi ona gösterdim.
Günlerce naz, kapris yaptım. O ise hep sustu, hep dayandı... Geceyi kapımda yatarak geçirdiğini bile bilirim. Üstelik ciddi bir mesleği vardı; askerdi. Mesleğini bile tehlikeye attı benim için. Her şeyi göze aldı.
Ailesini tuttu getirdi Ankara’dan, tanıştırdı benimle, ailemle. Beni tuttu götürdü Ankara’ya. Çok seviyordu Güzin Abla, hissetmek hiç de zor değildi.
Bir evi vardı, her gün ondaydım. Yemekler yapıyordum ona, bir yandan da okuluma gidiyordum. Ama babam her şeyi mahvetti. Öyle bir bozdu ki hayatımdaki güzel giden her şeyi... O yine de pes etmedi. Ama kendine bir ev arkadaşı buluncaya kadarmış her şey...
Beni aldattı... Evet, inanılacak gibi değil ama o mükemmel genci bir kızla el ele gördüm. Her şey bitmişti. Daha sonra beni aradı birkaç kez; “o kız sadece bir ihtiyaçtı” dedi.
Ne kadar mide bulandırıcı değil mi? 65 kilodan 50 kiloya düştüm sadece 1 ayda. Hastanelerde yattım, ölüyorum sandım. Oysa bensizlikten istifade kaç tane kızı sokmuştu hayatına. Beni aradığında, benden sonra kimsenin olmayacağını ve bundan sonra onu her gün farklı bir kızla göreceğimi söylemişti. İçim rahat bile etmişti aslında, benden başkasını sevmeyecek diye.
Zaman böyle ilerlerken arada bir görüşmeye başladık. Ben yine de deli gibi seviyordum onu. Ama o uzun uzun konuşup gidiyordu. “Seviyorum seni, senden başkası olmadı, olmayacak ama biz de olamayacağız” diyordu. Bilsen neler yaşattı bana...
Eski çıktıklarını anlattığı bile oldu. Tabii ben de onun çizdiği yolda, aynı şekilde intikam aldım. Ya da öyle sandım...
Şimdi onun çok düzenli ve çok sevdiği bir ilişkisi var. Ona rağmen beni arıyor ve “sadece seni sevdim ama bu kız da o kadar iyi biri ki, onu bırakamam artık” diyordu.
Bakışları hâlâ benim üzerimdeydi, hissediyordum.
Ben onu ne zaman özlesem karşımda bitiveriyordu.
Ne zaman rüyamda görsem arardı. Kalbimiz birbirimize bağlı mıydı acaba? Onun yüzünden doğup büyüdüğüm memleketimi terk ettim ben. Başka bir şehre yerleştim. Yine kurtuluş yok ama...
Geçen sabah saat 6’da aradı, beni rüyasında görmüş, çok özlemiş, bensiz yapamıyormuş, hafta sonu yanıma geleceğini söyledi.
Ama bir daha ses çıkmadı. Facebook’una baktım, o kızla ikisinin fotoğrafını yapbozdan yaptırmış, sosyal medyada paylaşmış.
Biliyor musun Güzin Abla, ikimize özel bir şeydi o yapboz.
Birlikte yarış yapardık, kim önce bitirecek diye. Şimdi ise o kızla beraber. Peki ama beni neden hâlâ arıyor?
Rumuz: Son çarem

 

Yazarın Tüm Yazıları