Sevgili Güzin Abla; yazılarını büyük bir ilgiyle takip ediyorum.
Biz gençlere güzel tavsiyelerde bulunduğun için çok teşekkür ederim. İlk defa yazıyorum sana çünkü bugüne kadar kendi sorunlarımla başa çıkabildim ama bu sefer olmadı. Akıl akıldan üstün derler. Ben de sana yazmaya karar verdim; ben 19 yaşında çalışan bir genç kızım, aslında bu yaşta benim üniversite sınavlarında olmam lazımdı ama hayat bu, kimin ne olacağı belli değil. Babam öldüğünde 12 yaşındaydım, mecburen okulu bırakıp işe koyuldum. Kimin için, tabi ki ailem için... Ablamlarla beraber başladık çalışmaya. Yaşıtlarımız oynarken, gezip eğlenirken biz çalıştık. Bundan hiç gocunmadım, gocunmam da; yine aynı şey olsa, yine aynı şekilde davranırdım. Çünkü ailemin mutluluğu çok Önemli. Ailem mutlu huzurlu ya, ben çocukluğumu yaşamışım, yaşamamışım bir önemi yok. Demek istediğim aileler çocuklarına sevgi, saygı gösterip çocuklar da aynı şekilde anne ve babalarına saygı gösterip severlerse, eminim aşılmayacak dağ, çözülmeyecek sorun kalmaz. Allah aileleri evlatlarına, evlatları da ailelerine bağışlasın.
Ablacığım, ben birini seviyorum, o da beni... Yaklaşık 2 yıldır beraberiz. O Adanalı ben Gaziantepli, ayrı şehirlerde oturuyoruz. O üniversiteyi bitirince bizim aramızda sorunlar başladı. İş bulamadı. Okul bitince ne yapacağını şaşırdı. Eskiden yıl sonu tatillerinde babasının iş yerinde çalışırdı ama şimdi orası kapandı. Şimdi çok üzgün ve mutsuz.
O üzülünce ben bin kat üzülüyorum. Sanki gözyaşı değil kan döküyorum. Bu nedenle aramızda iletişim sorunu başladı. Hiç konuşamıyoruz; ben aradığımda o açmıyor. O aradığında ben açmıyorum. 1 hafta önce "Birbirimize biraz zaman tanıyalım" dedim. "Özleriz birbirimizi, daha iyi anlarız" dedim. Zaman her şeyin ilacı derler ya ablacığım. Yine de ben nasıl dayanırım bu acıya, bu zor günlerden nasıl çıkarız bilmiyorum. Her an onun sesini duymak, onun yanında olmak istiyorum. Acılarını mutluluklarını paylaşıp, beraber ağlayıp beraber gülmek istiyorum. Yoksa aşkımız bitti mi? Mesafe aşkı öldürür mü? Göz görmeyince gönül unutur mu? Onun sorununu nasıl çözebilirim ne olur akıl ver ablam... Çıldırmak üzereyim ben kendimi nasıl tutacağım, bu zor günleri nasıl atlatacağım? Onu çok seviyorum o benim her şeyim.
RUMUZ: ADANA-ANTEP
Onu bu zor günlerinde yalnız bırakmakla iyi etmemişsin kızım, belki de sana en ihtiyacı olduğu, senin desteğini beklediği günlerdi bunlar. Senin bu kendini çekmeni yanlış da anlamış olabilir. Şu anda işsiz ve umutsuz bir erkek olarak, her hareketinden bir anlam çıkarabilir çünkü. Bana sorarsan bu anlamsız ayrılığı uzatma. Madem onu seviyorsun, neden uzaklaşıp da onu üzüntüsüyle baş başa bırakıyorsun? Biraz sinirli, alıngan ve gergin olabilir. Tam tersine ona anlayışla yaklaşıp, dostluğunu gösterirsen, onu kazanabilirsin.
Amacım onu cezalandırmak değildi hatalarımızı anlayalım istedim
Merhaba ablacığım. Öncelikle bu kadar kişiyle uğraştığınız için Allah size gerçekten kolaylık versin. Ben 21 yaşında üniversite öğrencisiyim, yazdığım bu yazıyı 6 temmuz Pazar günü yayımlamanıza çok ihtiyacım var. Çünkü hayatımdaki en değerli kişiden ayrılalı 7 hafta oldu ve 6 temmuz birinci yılımızı doldurduğumuz gün olacaktı. Böylece şansımı yeniden deneme cesareti bulacağım:
Evet bugün birinci yılımız dolacaktı, bütün yıl hayalini kurduğum gün gelmişti ama 7 hafta önce ayrıldık. Oysa her şey ne kadar güzel başlamıştı. Bizim için bir mucizeydi bu. Yıllar sonra yine kendimizi aynı hayatı paylaşır bulduk yeniden. Bu sefer her şey çok farklıydı bir gün bile ayrı durmak zordu bizim için. Sonra okullar başladı, aynı okulda olmanın da verdiği mutlulukla her şey yolunda gidiyordu. Taa ki aşkımızın doruklarına vardığımız o yılbaşına kadar. Yılbaşından sonra anladım ki her şey güzel gidiyor, derken; meğer ben onu hep incitmişim. O da benimle bunları paylaşmamış içinde biriktirmiş, böylece ilişkimiz olumsuz etkilenmiş. Birden her şey tersine döndü, sonra da yaptığım hataları anladım ama gerçekten sorunları benimle zamanında paylaşsaydı, beni uyarsaydı ben onu incitecek davranışlarda bulunmazdım ki. Daha sonra o da yıprandı ve bu sefer sebebini bilemediğim bir şekilde benden uzaklaşmaya başladı. Eski sevgisi, ilgisi kalmamıştı. Eskisi gibi sarılmıyordu bana. Tabii ki bir erkek olarak bunlar beni çok etkiledi. Ara ara kendimi toparlayıp ilişkimizi kurtarmak için mücadele ettim, ama bu ne yapsam çare bulamadığımı görünce çok yıprandım. Üstelik, beni yıpratacak hataları, beni çok üzeceğini bile bile yapmaya başlayınca dayanamadım, ayrılmak zorunda kaldım.
Ben hálá bizden ümitliym
Herkes biliyor; ondan hiç ayrılamam derken, onu hálá deliler gibi severken ayrılmak zorunda kaldım. Çünkü çok yıpranmıştım. Amacım onu cezalandırmak değildi. İkimiz de hatalarımızı anlayalım biraz bu stresten uzaklaşalım istedim. Ama öyle olmadı sanki o benim ayrılma şeklimi hoş bulmadı; eline bir mektup tutuşturup dönüp gitmek... Ama daha önemlisi bu hale nasıl geldik diye düşünmeliydi. Şimdi pişman mısın dersen; değilim sadece hiç olmadığım kadar üzgünüm. Herkes geçer diyor, biraz daha sabret diyor ama 7 hafta oldu ve ben hálá her gün bin kere onu düşünüp her seferinde ağlıyorum. Şimdi kendimi daha güçlü hissediyorum bunu o da istiyordu, biliyorum. Önünde ağlamayan kendinden emin ve kendine güvenen... Artık top onda... Bir kerede olsun onun benim ellerimden tutmasını bu ilişkiyi kurtarmak için bir adım atmasını bekliyorum. Bizim için artık pozitif düşünmeye başlamasını diliyorum. Biliyorum o da hálá seviyor ve pişmanlık duyuyor. Beni ne kadar üzmüş olsa da ben hálá onu istiyorum. Beni o mutlu etsin istiyorum. Beni mutlu eden kişi o olsun çünkü benim için ondan gelecek olan mutluluk önemli ve değerli...
Bu akşam başladığımız yere gideceğim. Akşam 9’dan sonra sahilde olacağım; beni ilk öptüğün o yerde. Yanımda olacağını biliyorum. Seni hissedeceğim. Bu arada içindeki sevgiyi dinleyip bugünün hatırına pozitif olmaya çalışırsan, çok mutlu olacağım. Belki de içinden bir şeyler yazmak gelir; çekinmeden yazmanı bekleyeceğim çünkü ben hálá bizden ümitliyim.
RUMUZ: JÖN_TÜRK
Ah sevenleri kavuşturmak beni ne kadar mutlu ederdi, insanların hatalarını anlamasını sağlayabilmek ne iyi olurdu. Ama ne yazık ki benim Pazar günü yazım çıkmıyor, cumartesi yazım ise hep öykülerden oluşuyor. Umarım mektubunu bugün yayınlamakla çok geç kalmış olmam. Size mutluluklar diliyorum.