Paylaş
Merhaba Güzin Abla, ben 23 yaşında ve nişanlıyım.
6 yıllık bir beraberliğim var, nişanlımı her şeyden çok seviyorum.
Askerden yeni geldi, 1 senedir de nişanlıyız ve yakında düğünümüz var.
Benim sorunum kayınvalidem. Oğluna çok düşkün ve beni çok kıskanıyor, sürekli her şeyime karışıyor.
Nişanlım her daim arkamda, her konuda destekçim ama onun tarafı birbirine çok düşkün, sürekli gelip gitmeye meraklılar.
Her şeye karışıyor ve öğrenmek istiyorlar. Bunlar bana hiç uymuyor. Özellikle de kayınvalidem her konuda bize karışıyor, yorum yapıyor...
Ben artık çok bunaldım ve sıkıldım. Bu sefer de nişanlıma patlıyorum ve o da arada kalıyor.
Aramızın bozulmasını istemiyorum ama elimde olmadan da kafama takıyorum. Sanırım çok fazla takıntılı olmaya başladım.
Şimdi onlara yakın bir yerde ev aldık, bu konuda çok korkum var ama gücümüz de ancak bu eve yetti. Nişanlıma, çok fazla gelip gitmeleri sevmediğimi, çok sık görüşemeyeceğimizi, zaten çalışan bir insan olduğumu her fırsatta dile getiriyorum ama çok da laftan anlar mı bilmiyorum.
Zaten ev alırken nişanlımla tartıştık. Bana “Söz veriyorum senin istemediğin hiçbir şey olmayacak, kimse bizi rahatsız etmeyecek” dedi. İstesem, beğendiğim başka bir evi alırdı.
Açıkçası nişanlım da o evi çok sevdi.
Tabii ki ben de çok sevdim ama tek sorunum ailesine yakın olması. Sence ne yapmalıyım Güzin Abla, nasıl davranmalıyım?
Nişanlımla birbirimizi çok seviyoruz, bugüne gelebilmek için çok ciddi aşamalardan geçtik.
Şimdi onu iki arada bırakmak istemiyorum, yardımlarını bekliyorum.
◊ Rumuz: Çaresiz gelin
YANIT
Sevgili kızım, çaresizliğin buysa, doğrusu biraz abartmışsın. Allah çaresiz dert vermesin. Bence bu sorunu biraz fazla büyütüyorsun. Şükürler olsun ki hayatında her şey düzgün gidiyor, sevdiğin gençle yıllar sonra nihayet kavuşuyorsunuz.
O senin gözünün içine bakıyor, bir dediğini iki etmiyor, o beğenmediğin aile de size güzel bir ev alıyor, kira derdiniz olmayacak.
Bunun, hele de bu devirde ne kadar önemli olduğunun farkında mısın? Ve sen tutturmuşsun, “Ailesi bize karışıyor, bize çok sık gelirlerse katlanamam, ben böyle bir şeye alışık değilim” diye...
Biraz ayıp etmiyor musun? Tamam, aile ya da anne size biraz karışma eğiliminde olabilir. Bu çok normal, hele evlilik öncesi. Ama nişanlın sana destek oluyor, sana laf ettirmiyor. Daha ne istiyorsun?
İlk başlarda belki aile, akrabalar size gelip giderler. Ama sonuçta siz çalışan bir karı-koca olduğunuz için bu gidip gelmeler giderek azalır.
Sizi rahatsız etmek istemezler. Baktılar ki, size karışsalar da siz yine kendi bildiğinizi okuyorsunuz, vazgeçerler sonunda.
Arada bir gelmeleri de elbette en doğal hakları. Senin annen ve ailen size gelmeyecekler mi, onları da mı istemiyorsun?
Bana kalırsa nişanlını daha baştan kırmak istemiyorsan, dediğin gibi iki arada kalması seni üzüyorsa, idareli olacaksın.
Günümüz gençleri zaten yuvalarına kimsenin karışmasına katlanamıyor, aile içi sorunlarını kendileri hallediyorlar, bunu zamanla onlar da anlayacaklardır.
Tabii bu durumu yumuşaklıkla, kimseyi kırmadan, onların da fikirlerine değer verir gibi davranarak halledersen, yuvanda tatsızlık olmaz.
Nişanlını daha şimdiden bıktırmaz, “illallah” demesine fırsat vermezsin.
Onu ailesi konusunda sürekli yıpratırsan, gün gelir bunun acısını senden çıkarabilir, unutma.
Geçmişe özlem duyuyorum
Merhaba Güzin Abla, ben işitme engelli bir gencim. Şu an bir mağazada tezgahtarlık yapıyorum. Şu anki yaşamımdan hiç memnun değilim. Daha çok geçmişi özlüyorum. Nerede eski bir şey görsem, vasıta, giysi, eşya gibi bana hep geçmişi hatırlatıyor, hüzünleniyorum.
Her ne kadar bu hissi üzerimden atmaya çalışsam da gitmiyor, düşündürüyor beni.
Bu bir psikolojik sorun mudur? Bana yardımcı olur musunuz?
◊ Rumuz: Geçmişe özlem
YANIT
Bu benim de sık sık yaşadığım bir sorun sevgili oğlum. Ben de geçmişi özlüyorum, eski İstanbul’u, banliyö trenlerini, Boğaz vapurlarını, tiyatro prömiyerlerindeki o kaliteli, şık insanları...
Yaşadığım tüm o eski güzellikleri, yok olmamış doğayı, denize girebildiğim Kalamış sahillerini, insanlardaki o eski saygıyı, sevgiyi, terbiyeyi, bugünün 15 katlı binaları yerine, tarihimizi anımsatan o eski taş evleri, kirlenmemiş sahilleri, eski lokantaları, fast food’lar yerine ağız tadıyla yediğimiz Türk yemeklerini vs...
Ama ben bütün bunları özlemek ve üzülmek için oldukça yaşlıyım.
Benim gerçekten yaşadığım günlerin özlemi bunlar. Sen henüz genceciksin, nasıl oluyor da benim gibi böyle nostaljiyle yaşıyorsun, bu bana ilginç geldi. Ama tabii ki bu bir psikolojik sorun değil. Eminim ailenden, büyüklerinden dinlediğin o eski günler, kitaplarda okuduğun, fotoğraflarını gördüğün o eski yaşamlar sende böyle bir özlem duygusu uyandırmıştır.
Bu kötü bir şey de değil sevgili oğlum, ama takıntı haline getirmemelisin elbette. Her devrin de kendine göre güzellikleri var. Bu benim de sık sık yaşadığım bir sorun sevgili oğlum. Ben de geçmişi özlüyorum, eski İstanbul’u, banliyö trenlerini, Boğaz vapurlarını, tiyatro prömiyerlerindeki o kaliteli, şık insanları...
Yaşadığım tüm o eski güzellikleri, yok olmamış doğayı, denize girebildiğim Kalamış sahillerini, insanlardaki o eski saygıyı, sevgiyi, terbiyeyi, bugünün 15 katlı binaları yerine, tarihimizi anımsatan o eski taş evleri, kirlenmemiş sahilleri, eski lokantaları, fast food’lar yerine ağız tadıyla yediğimiz Türk yemeklerini vs...
Ama ben bütün bunları özlemek ve üzülmek için oldukça yaşlıyım.
Benim gerçekten yaşadığım günlerin özlemi bunlar. Sen henüz genceciksin, nasıl oluyor da benim gibi böyle nostaljiyle yaşıyorsun, bu bana ilginç geldi. Ama tabii ki bu bir psikolojik sorun değil. Eminim ailenden, büyüklerinden dinlediğin o eski günler, kitaplarda okuduğun, fotoğraflarını gördüğün o eski yaşamlar sende böyle bir özlem duygusu uyandırmıştır.
Bu kötü bir şey de değil sevgili oğlum, ama takıntı haline getirmemelisin elbette. Her devrin de kendine göre güzellikleri var.
Paylaş