Malike’mi kaybettim hayatımdan bir şeyler kaydı gitti

100 yaşındaydı... Kimilerine göre çok uzun yaşamıştı... Ama benim için çok kıymetliydi. Onun gün gelip ölebileceğini hiç düşünmemişim sanki…

Haberin Devamı

Aklı başındaydı, öylesine ki siyaseti sıkı sıkıya takip eder, fikirler yürütürdü. O tam bir cumhuriyet kadınıydı. Kadıköy Vergi Dairesi’nde çalışmıştı uzun yıllar, maliyeciydi. Oradan da emekli oldu.

Malike’mi kaybettim hayatımdan bir şeyler kaydı gitti

Çok da bilgiliydi, çok kitap okur, çok güzel değerlendirmeler yapardı. Kızı için, oğlu için, torunları için çok değerliydi ama benim için hepsinden farklıydı…

Bebekliğimden beri yanımdaydı. Her gün işten çıkınca mutlaka bana gelir, oyuncaklar, çikolatalar taşırdı. Konuşmayı yeni yeni öğrendiğimde bu yüzden ona Malaka Kulata adını takmışım. Anne yarısıydı benim için. Annem için de çok değerliydi, her fırsatta ona koşardı. Annem bir dönemde herkesi unuttu ama onu asla unutmadı.

Haberin Devamı

Bir gün anneannem bana şaka olsun diye “Malike’yi istemiyorum artık gelmeyecek” demişti. Anneannemle bir hafta konuşmadım. Annemden sonra ailemdeki en sevdiğimdi.

Her gün pencereden onun geleceği saatte, sokağın köşesini dönmesini beklerdim. Köşeden göründüğünde ise dünyalar benim olurdu...

Malaka’m geliyordu...

6 yaşımdaydım, evlenmek istedi... Karalar bağladım. Nişanı ve sözü bizim evde yapıldı. Kızamıkçık olmuştum. Bunu bahane edip misafirlerin yanına çıkmak istemedim. Hele evleneceği Hüseyin Bey’e hiç katlanamamıştım.

Sonra zorla çıkardılar beni misafirlerin yanına, çikolata dağıtmamı istediler. Hüseyin beye (sonra benim Hüseyin abim oldu ve onu da çok sevdim tabii, mekânı cennet olsun) çikolata vermeden geçtim önünden. Öylesine kabullenememiştim evlenmesini. Daha sonra tabii çocukları oldu. Oğlu Cumhur, kızı Asuman...

O her zaman benim için çok değerliydi. Her derdimi onunla paylaşırdım. O her zamanki sakinliğiyle, duru düşünce yapısıyla bana akıl verir, yol gösterir, yanlışım varsa onu da güzel güzel anlatırdı.

Annemle bazı konularda ters düşerdik ama onunla hiç sorun yaşamadık. Bir gün birbirimizi kırmadık.

O annemin gazeteye gittiği günlerde, kızım Yonca’ya da baktı. Zaman içinde torunum Yasemin’e de.

Haberin Devamı

Onların cicianneleri oldu... Üzerlerinde çok emeği vardır. Onlar da benim gibi ciciannelerini çok sevdiler. Zaten onu sevmemek mümkün müydü?

Öyle tatlı öyle sevgi dolu, öyle sempatik bir insandı ki. Çevresindeki herkesin sevgilisiydi...

Onun hakkında tek bir kötü söz söyleyen, ona kırılan hiç kimseyi bilmem.

Torunlarının gözbebeğiydi, evlatlarının kıymetlisiydi... Onu rahat ve sağlıklı yaşatabilmek için ellerinden geleni yaptılar.

Kızı son yıllarda kendini ona adadı, hakkı ödenmez. Böyle evlat kolay bulunmaz...

İşte o sayede 100 yaşını buldu.

Bir de hayata hep olumlu ve sevgi dolu bakış açısı nedeniyle. Kimseye kin tutmaz, kimse hakkında en ufak bir kötü söz söylemezdi. Ağzından en ufak bir sitem duymadım bugüne kadar...

Haberin Devamı

Hani derler ya, kin ve nefret duygusu insanı yıpratır diye... O bunun canlı örneğiydi... Herkese ders olmalı...

Hayat şartları tabii ki insanları ister istemez uzaklaştırabiliyor. Malaka’mı zaman zaman ihmal ettim, özledim ama yanına gidemedim.

Hele şu son 1.5 sene içinde kalçamı kırdığım için Datça’da kaldım. Son günlerinde onu göremedim. Bu özlem içimde hep büyük bir pişmanlık olarak kalacak...

Benim için bir dönem kapandı. Hayatımdan bir şeyler kaydı. Bir güzel insanı, bir hanımefendiyi yolculadık.

Mekânı cennet olsun.

 

Yazarın Tüm Yazıları