İnternette tanıştık aramızdaki uzun mesafe bile bizi yıldıramadı

Sevgili ablacığım, ben Fransa’da yaşayan 24 yaşında, evli, optisyen bir genç okurunum.

Her gün yazılarını dikkatle takip eder ve tavsiyelerine uymaya çalışırım. Yalnız bir konu var ki sana tamamen katılmıyorum. "İnternet aşklarından uzak durun" diyorsun ya... Ben 3 yıllık evliyim, eşimle internetten tanıştık. Tam 6 yıl önce! Başta bir sene boyunca sadece arkadaşım olmuştu ve ben de, nasıl olsa bu insanı hiç görmeyeceğim mantığıyla ona bütün dertlerimi ve içimi açtım. Beni dinliyordu, anlamaya çalışıyordu. Baktım, onda o aradığım güveni buldum. Sanırım bu his karşılıklıydı. Zamanla hoşlandık ve sevdik birbirimizi. Önce sadece arkadaştık. Bir sene sonra sevgili olduk ve de durumu ailelerimize açtık. Böylece bir sene de nişanlı kaldık. Bizim tek sorunumuz onun İstanbul’da yaşaması, benim Fransa’da yaşamamdı, elbette bu durumda insanlar birbirlerini yüz yüzeymiş gibi tanıyamıyor ama evlendikten sonra, işte şu an bunun için çabalıyoruz. Belki şans belki kader ama ben sevebileceğim, yaşamı paylaşabileceğim insanı internette buldum.

Hálá da çok seviyorum. Benim söylemek istediğim: "İnternet aşkı" mı yaşıyorsunuz? Tamam ama hiçbir şeyi aceleye getirmeyin. Zamanla sanalda da olsa, insanları bir nebze tanıyabiliyorsunuz. Mutlaka ciddi kararlar almadan önce yüz yüze gelin ve kararlarınızı ailelerinizle paylaşın. Onunla bir süre görüşüp, huyunu suyunu öğrenmeden evliliğe ya da ciddi bir beraberliğe karar vermeyin.

RUMUZ: İNTERNET AŞKLARI

İstisnalar kaideyi bozmaz derler ya... Bu doğrudur elbette. Sen böyle bir şansı yakalamış ve mutlu bir evlilik yapmışsın, şükürler olsun. Bu çok umut verici bir örnek... Ama ne yazık ki bu yaygın değil, benim köşemi okuyorsan görüyorsundur, ben çevremde de rastlıyorum ne yazık ki, internette insanlar gerçek kimliklerini açıklamıyorlar, kendilerini açıkça ortaya dökmüyorlar. Duygularını gizliyorlar. Ayrıca internet aracılığıyla karşısındakinden para sızdırmak isteyen, onu birtakım kirli yasadışı işlerine alet etmek isteyen ve daha neler neler var bilemezsin... Ben işte gençleri (hatta orta yaşlıları bile) işte bu yüzden uyarıyorum. Dikkatli olmaları, kendilerini hemen kapıp koyuvermemeleri için... Sonra hep birlikte üzülmeyelim diye.

İnsan birini sevince içi kıpır kıpır olmaz mı

Sevgili ablacığım, beni çok seven bir genç var. Daha önce kısa süren bir arkadaşlığımız olmuştu. Ailem de onu tanıyor. Benimle evlenmek isteyince, ailem hemen kabul etti, evliliğimizi olumlu karşıladı. Ancak ben bu ilişkiye evlilik açısından bakmamıştım. Onu tanıyorum ama işte bilirsiniz, insan birisine karşı bir şeyler hissederse içi kıpır kıpır olur. Heyecanlanır. Kısacası ben ondan yeterli elektriği alamıyorum. Ona baktığımda yüreğimin heyecanla çarptığını hissetmiyorum. Ben daha önce sevmiştim. Sevmenin ne olduğunu da biliyorum. Belki halen de onu seviyorum ama kötü bir şekilde ayrıldık. Beni çok fazla yaraladı. Ama ona baktığımda kalbim deli gibi çarpardı. Müthiş bir heyecan duyardım. Onunla pek çok şey paylaştık. Bu yüzden onu unutamadım. Belki de bu yüzden o genci sevemiyorum. Kafam çok karışık. Henüz evliliğe hazır değilim ve o gencin ne bana ne de arkadaş ortamıma uygun olduğunu düşünüyorum. Ama ailemi nasıl ikna edebileceğimi bilemiyorum. O ise benden kesin bir cevap bekliyor.

RUMUZ: SEVEMEDİM

Canım kızım son zamanlarda bana gelen hemen hemen l0 mektuptan biri, aile zoruyla evlenmeye dayalı sorunları içeriyor. Ve ben buradan durmadan ailelere, evlilik konusunda çocuklara baskı yapmamak gerektiğini, onları istemedikleri birileriyle evlendirmek için zorlamanın yanlışlığını tekrarlayıp duruyorum. Umarım bazılarını etkiliyorumdur ama baktığım zaman ortamda çok farklı bir şey hissetmiyorum. Bakıyorum sevmediğini söyleyen kızlarına aileler "İlerde seversin" diye baskı yapıyor. Oysa bana göre evlilik bu kadar basit bir olay değil. Gördüğüm kadarıyla hiçbir değişiklik yok, hálá eski hamam eski tas... Hem de bu yalnızca Anadolu’nun ücra köşelerindekilerde değil, büyük kentlerde eğitimli insanlar arasında da sıkça görülüyor.

Dediğin çok doğru kızım, evlilikte sevgi de çok önemli. Şu siz gençler arasında çok sık kullanılan elektrik meselesi de dikkate değer... Gerçekten de karşındaki insan sende o heyecanı, o yürek çarpıntısını, seni dürtükleyen o duyguyu uyandırmıyorsa, ona yaklaşman, onunla bir yuvayı ve bir yatağı paylaşman çok zor. Onu ilerde sevebileceğinin bir işaretini alabilmeliydin. Madem bu yok, sen de ailene evlenmek istemediğini açıklar, bu konuya nokta korsun. O gence de gereksiz yere umut vermezsin. Daha önce sevdiğin gençle "Kötü ayrıldık" diyorsun, madem sevgin yeteri kadar paylaşılmamış, unut gitsin... Yüreğini yeniden heyecanla çarptıracak biri mutlaka olacaktır.

Terfi etmem gerekirken yeni gelen kızı yerime terfi ettirdiler

Sevgili Güzin Abla ne yapacağımı bilmiyorum, aslında benim sorunum işle ilgili, iş yerinde 2 senelik elemanım ve ben yükselmeyi beklerken 6 aylık elemanın yükseleceğini öğrendim. Eski olmam mutlaka yükselmem gerektiğini belirlemez elbette ki ama bu yeni gelen elemanın müdürle aşırı yakınlaştığı için terfi aldığını duymak bana çok koydu. İnanılmaz sıkıntılıyım ama bunu nasıl kanıtlayabilirim. Ben biliyorum ama üst düzey müdürlerin de bilmesi gerek bu olayı. Müdür yardımcımız da gördü o da büyük müdürle konuşmuş ama adam ters yaklaşmış. Bunun üzerine ben istifamı verdim. Ama en üst düzey müdürle bir de ben konuşacağım. Sence doğru mu yapıyorum? Ya da ne yapmalıyım? Yardımına ihtiyacım var.

RUMUZ: BÜYÜMEYEN BEBEK

Sevgili kızım, seni çok iyi anlıyorum. Hak da veriyorum. Büyük kuruluşlarda böyle şeyler olmaz sanıyordum ama demek ki oluyormuş. Hem sadece müdürle yakınlık kurup onu cilveleriyle ikna etmeyi başaran genç hanımlarla sınırlı değil bu konu. Eğer o kuruluşta bir teyzen, dayın, amcan varsa, çok rahatlıkla henüz hak etmediğin bir pozisyona getirilebiliyorsun. Ama tabii hangi düzeyde ve hangi eğitimde olursa olsun, erkekler cilveli bir kadın karşısında bu kadar zayıfsa, hemen her yerde bu gibi olaylar karşına çıkabilir. Bu nedenle istifa etmeni yanlış buluyorum. Üst düzey müdürün sana da aynı terslikle karşılık verecektir çünkü ispat edemeyeceksin. Hem belki o da bu gibi işlerde pek günahsız değil, anlaşılan...
Yazarın Tüm Yazıları