İbrahim Tatlıses sert kayaya çarptı

Her zaman düşünmüşümdür, İbrahim Tatlıses’in dünya aleme meydan okuyan bu tavrı ve eğitimsiz biri olarak, her konuda sık sık ahkam kesmesi karşısında, neden hiç tepki görmez, neden hayranları ona hiç tavır almaz, yaptıkları, söyledikleri hep görmezlikten, işitmezlikten gelinir diye.

İlk kez, ama ilk kez, başta İnsan Hakları Masası Sn. Avukat Vildan Yirmibeşoğlu dışında, Sayın Ertuğrul Özkök ve Kelebek yazarlarından Ebru Çapa ve Sayın Perihan Mağden gibi yazarlar da gerçek anlamda tepkilerini dile getirmişler. Tatlıses böylece gerek yetkililerden, gerekse basından ilk kez bir tepki görüyor.

Kadınların üzerinde her türlü hakka sahip olduğunu açıkça ifade eden, onları bir tür köle gibi gören, şiddet yanlısı bir erkeğin karşılaştığı ilk toplumsal tepki bu.

Onun ilk eşinden söz edildiğini hiç duydunuz mu? Bu kadıncağız ne yapar, nasıl geçinir? Yeniden evlenebilmiş midir örneğin? Eski eşinin gazetelerde, televizyonlarda kadınlarıyla ilişkilerine ait haberler karşısında ne hisseder?

Ya Derya Hanım? Yıllar boyu, ona hayat arkadaşı olmuş, destek olmuş, yön vermiş akıllı bir kadın. Ama yine de kendi başına, kendi hayatı için bir karar alamıyor, Tatlıses’in gölgesinde ve direktifi altında kalmaya mahkûm. Ondan kurtulmayı başaran tek kadın Perihan Savaş. Belki de yaşadığı acılarla olgunlaşmış, dimdik ayakta kalabilmiş tek kadın.

Ve Asena. Biraz içine kapanık, biraz mağrur, biraz isyankár, ama zaman içinde haremin bir parçası olmaktan kurtulamamış gencecik bir başka kadın. Ancak belki de ilk kez, Tatlıses sert bir kayaya çarptı. Bir hukuk devleti olduğumuzu, hiç kimsenin, bir başkasının yaşamı üzerinde böylesine bir egemenlik kuramayacağını, özellikle de bir kadını esir gibi göremeyeceğini, belki de Asena ile öğrenmiş oluyor.

Bu olaydan sanırım her iki taraf da yeterince ders almışlardır. Asena, bu erkeğin geçmiş vukuatlarını ve yapısını bile bile bu beraberliği yaşadı ve dersini aldı. Tatlıses ise belki de ilk kez karşılaştığı bu toplumsal tepkiyle, herkesin yaşamı üzerinde söz sahibi olamayacağını anladı.

RUMUZ: BİR BAŞKA İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU AVUKAT M.İ.

Sevgili okurum, dilediğiniz üzerine yazınızı köşeme alıyorum. Yorumu ise okurlarıma bırakıyorum.

İnsanlara verdiğiniz mesajları beğeniyorum

Sevgili Güzin Abla, köşenizi genellikle okuyorum ve insanlara verdiğiniz mesajları beğeniyorum. Bazen de ben olsaydım belki farklı bir tepki gösterirdim dediğim de oluyor. Fakat şunu söylemeliyim ki, iyi ki sizin gibi çağdaş bir insan var. Ve birçok genç-yaşlı, farklı yaşam şartları içerisindeki insanların dertlerine derman oluyor ve çoğunun hayata bakış açısını değiştirmesinde, ciddi bir motivasyon sağlıyorsunuz. Kolay gelsin!

RUMUZ: ALMANYA’DAN NESRİN

Sağılun, sevgili okurum. Doğrusunu isterseniz bu morale ihtiyacım vardı. Çünkü birkaç gün önce Kanada’dan bir genç hanım, ülkemdeki insanların durumunu komik bulduğunu ve bana yazılanları ve köşemi gülmek için okuduğunu belirten küçümser bir mektup yazmış beni üzmüştü. Dışarıda yaşayıp ülkesindeki gerçeklerini göremeyen, yaşanan acıların farkına varamayan bu insanlar beni gerçekten üzüyor. Bu nedenle mektubunuz ilaç gibi geldi eksik olmayın.

Onu görünce sanki eridiğimi hissediyorum

Merhaba Güzin Abla, köşenizi her gün takip ederim. İnsanların sorunlarına birebir yardımcı olan, fedakár bir abla bazen bir anne oluyorsunuz. Fedakár diyorum, bu işin gerçekten zor olduğunun farkındayım. İnsanların sorunlarına çare bulmak, uygun bir yorum getirmek, daha önemlisi insanları anlamak. Gerçekten size ne kadar teşekkür etsek azdır.

Güzin Abla, ben sevgiyi aşkı arayan 23 yaşında bir gencim. Bir kızı sevdim, arkadaşlık teklif ettim, kabul etti. O 18 yaşında okula gidiyor, ben üniversite mezunuyum. Onu gerçekten seviyorum. O ise benden sadece hoşlandığını, sevmediğini söyledi. 1 ay kadar arkadaşlık ettik. Sonra bana okuldan bir genci sevdiğini söyledi. Oysa ona kendimi sevdirmek için her dediğini, hoşuna giden her şeyi yaptım. Her fırsatta bir gül ya da hediye aldım. Onu arkadaşıyla beraber gördüm. Beni yanına çağırdı, ben de ‘Göreceğimi gördüm’ dedim ve ayrıldım ondan. Neden yanına çağırdığını da bilmiyorum.

Karşılaştığımızda, ‘Benden bir daha selam bekleme’ dedi. Gerçekten ben kızları anlayamıyor muyum yoksa ben mi anlaşılmaz biriyim? Onu görünce sanki eriyorum. Tekrar beraber olmak istiyorum, ne yapmalıyım?

RUMUZ: SEVGİ KARŞILIKLI OLMALI

Güzel oğlum, önce beni anladığın, beni değerlendirdiğin için sana teşekkür etmeliyim. Sevdiğin kıza gelince 18 yaş biraz heyecan, biraz çılgınlık, biraz romantizm, biraz daldan dala konmak demek değil midir? Sen ona göre daha olgunsun. Üstelik onun her istediğini yapmış, sevgini açıkça göstermişsin. Onun için heyecanı kaçmış bu beraberliğin. Belki biraz değişiklik aramış olabilir. Sabırlı ol. Ona artık duygularını belli etme, biraz uzak dur.
Yazarın Tüm Yazıları