Paylaş
Sevgili Güzin Ablam, yazılarınızı hep takip ediyorum. Ben, doğumundan altı yaşına kadar anneanne ve dedesiyle büyümüş, onları anne-babası sanmış, okul zamanında anne ve babası olduğunu öğrendiği insanlarla iki arada bir derede büyümeye çalışmış bir kızım.
Geçmişimde yaşadıklarımı anlatsam, siz bile inanamazsınız. Bir günlüğüm vardı, gözyaşlarımı, acılarımı yazdığım. Geçenlerde yaktım. Orada yazılanları unutmak istedim ama olmuyor, hep aklımda.
Annem hep fevri ve sinirli bir kadındı. Hiçbir zaman gerçek anne-kız gibi olamadık. Nedense 23 yaşına kadar dövdü beni. Hâlâ da aşağılamaları beni yermeleri bitmedi, bitmiyor...
Diyeceksiniz ki, ya sen ne yaptın? Ben hep başarılı, okulunda sayılan, parmakla gösterilen öğrencilerden oldum. Şu an öğrenimimi tamamladım, iyi bir işte çalışmaktayım ama ben hep iyi oldukça inanın hep daha çok aşağılandım. Bir türlü kişiliğimi oturtamadım. Dışarıda herkes beni sever, ilgilenir ama evde bambaşka şeyler duydum.
Bazen anneler görüyorum; çocuklarına kahvaltı hazırlayan, ellerinden tutup parka götüren, sarılan, öpen... İçim eziliyor. Bu yaşıma kadar bunu görmedim. İleride tek istediğim kendi çocuklarımla sağlam bağlar kurabilmek, her zaman onların yanında olabilmek.
Şimdi evlilik hazırlıkları yaparken, gün sayıyorum evden uzaklaşmak, kendi hayatımı kurmak için. Öyle yorgunum ki ablacım, her gün üzülmek, aşağılanmak beni mahvetti. Ama yılmadım kendi ayaklarımın üstünde durmak için savaştım kimseye kendimi ezdirmedim. Ama hayat öyle zor ki, insanın elinden annesi tutmazsa kayıp gider, desteği annesi olmazsa, o yer hep boş kalır asla dolmaz. Teşekkür ederim bizimle olduğunuz için ablacığım. Yüreğinize sağlık.
Rumuz: Sky
Okulda psikoloji dersinde bize ilk öğretilen anne ve babanın bir çocuğun yaşamındaki önemiydi. Baba çocuk için güven, güç ve destek demekti. Anne ise sevgi, şefkat ve sığınak. Bunların birinin eksikliği, çocuk için yaşam dengesinin bozulması anlamına geliyordu.
İşte senin satırlarını okurken, bunlar geldi aklıma. Gerçekten hayatında anne sevgisi olmaması, seni kırılgan, dengesiz, dayanaksız yapmış. Ama kendi ayakların üzerinde direnebilmen, evlilik hazırlıkları içinde olman çok sevindirici.
Umarım kendi ailenle, kendi yuvanda çocuklarınla mutluluğu ve huzuru bulursun. Bu yaşadıklarını bizimle paylaşmakla belki de birçok aileye uyarıda bulunmuş oldun, teşekkürler sevgili kızım.
Hiç ilişkim olmadı, yoksa ben çirkin miyim
Güzin Abla, ben bugüne kadar hep yalnızdım, hiç ilişkim olmadı. Hiçbir erkek bana çıkma teklifinde bulunmadı. Yoksa ben çirkin miyim?
Çok beğendiğim biri vardı, o da bana çok bakardı.
Ona aşık olduğumu anladım. Bir gün kuzeni beni istemeye geldi. Bizim buraların adetlerine göre artık onunla birleşmemiz imkansız.
Rumuz: Yalnız kalp
Kızım sizin oralar, derken, nereyi kastediyorsun bilmem ama ne olmuş, seni istemeye gelmişlerse? Şimdi neden, beni asla ona vermezler, diye düşünüyorsun.
İstemeye gelmekle, kabul etmek ve evlenmek apayrı şeyler. Gönlün bir başkasındaysa, istemediğin adamla evlenmeyi asla düşünme. Belki de erkeklerin sana yaklaşmasını sizin oradaki adetler engellemiştir; bunu neden çirkin olmana bağlıyorsun ki?
Paylaş