Paylaş
Bir yasa tasarısı hazırlandı. AB yasalarına uygun olması şart dendi. Kim dedi? Neden dedi? Nasıl bu duruma geldi?
İlle de AB kuralları uygulanacak. Ne zaman girdik AB’ye? Binlerce hayvanın kanıyla sulayıp canım ülkeyi göğsümüzü gere gere mi gireceğiz AB’ye? Bize “aferin temizlediniz ülkeyi itten, kediden, artık AB’ye girmeyi hak ettiniz” mi diyecekler? Hiç sanmıyorum. “Barınak ve sokak hayvanları uyutulsun” deniyor.
Evlerdeki hayvan sayısına kadar kontrol edilmek isteniyor. Irklarından dolayı hayvanlar ölüme yollanıyor. Denek hayvanları için yeşil ışık yakılıyor. Mobil kısırlaştırma iyi bir şeymiş gibi lanse ediliyor. Oysa çok para var bu işte. Belediye taşerona para verir. Taşeron hayvan başına paranın üçte birini harcar, diğer üçte ikisi cebe girer. Bu arada hayvanların yarısı telef olur. Sokaklarda hayvanlar yok olur, birileri para kazanır. İstenen sonuca ulaşılır.
Orman barınakları fikri beyinlere işlenmeye çalışılıyor.
Kimdir bu fikirleri savunanlar? Ne isterler hayvanlardan? Ne yazık ki, inanmak güç ama, içlerinde hayvan korumacı gruplar da var...
Hem barınaklardaki hayvanlara kim bakacak? Fuzuli onlar. Öldürüver birkaç yüz tanesini her barınaktan, olsun bitsin. Onlara harcanacak paralar yerine en iyi kalite kâğıtlarla koca koca afişler yaptır. Sonra o afişlere “hayvanları koruma” adına sloganlar koy; iş yapıyor sansınlar.
İnternet üzerinde hayvanseverler/korumacılar bir araya gelmeye başladığından beri ne kavgalar yaşandı. Birbirlerine demediklerini bırakmadılar. Bu yetmedi insanların özel hayatları çarşaf çarşaf yazıldı. Takma adların arkasına saklananlar birbirlerine saldırmaya başladılar.
İş hayvan korumacılıktan çıktı, kişiler arasında kan davasına dönüştü. Tabii bu arada kanları dökülen yine hayvanlar oldu! Hayvan korumacılar nasıl böyle kutuplaştılar? Hayvanları gerçekten koruyabilmek için bütünleşmeyi beceremiyoruz.
Kendi aramızdaki yarışı bitiremedik, hayvanlara nasıl faydamız olacak? Bundan fırsat çıkaran birileri de planlarını kolaylıkla uyguluyorlar.
Ben umudumu kaybettim. Duyduklarım, gördüklerim, yaşadıklarımdan sonra anladım ki hayvanlara faydadan çok zarar veriyoruz. Aramızdaki tüm hızıyla süren kavgalarla onları çoktan ölüme mahkûm ettik. Herkese geçmiş olsun! -Şehnaz Turan-Moreland / Hollanda
Birlikte çok daha fazla can kurtarabiliriz
Bugün sizleri, mensubu olmaktan gurur duyduğum derneğim HAYKOD’un, hayat kurtaran kampanyasına davet etmek istiyorum. 57 yıldır, devletten ve hiçbir belediyeden yardım almadan, sadece kendi imkânlarımızla ve büyük fedakârlıkla, barınağımızda bulunan himayemizdeki 500 hayvanın, Türkiye’nin dört bir köşesindeki mağdur hayvanların dışında, hayvan sahiplerinin de sorunlarını çözmeye uğraşıyoruz.
Bizler, 57 yıldır, haftanın her günü, kendi mütevazı imkanlarımız ile, trafik kazası geçirmiş, gözü çıkmış, kolu kopmuş, boynu telle kesilmiş, çeşit çeşit işkencelere maruz kalmış onlarca hayvanı, ölümün elinden alıp, himayemiz altında, mutlu şekilde yaşatmaktayız. Ama artık, bir avuç insanin takati, birikimi tükenmeye yüz tuttu. Artık “HAYKOD’un çalışmalarına ben nasıl destek verebilirim?” sorusunu sorma günüdür. Dilerseniz, birlikte çok daha fazla can kurtarabiliriz.
Lütfen, unutmayınız ki, bizim sizden başka dostumuz yok, hayvanların da, bizlerden başka kimsesi yok. Bu nedenle HAYKOD’a bağışlarınız ile destek olun, kimsesiz hayvanlardan yaşam hakkını esirgemeyin.
Gün bugündür! Yarın çok geç olmadan, hayata dokunun, bir can kurtarın. www.haykod.org / www.facebook.com/HAYKOD.1955 / Twitter: @HAYKOD1955
Paylaş