Geçen cuma "Evliyken yalnız bir kadın gibiyim" başlıklı bir öykü çıktı köşemde. Eşini çok seven onu sürekli bağışlayan ama karşılığında sonsuz bir soğukluk yaşayan bir kadının öyküsüydü...
Okurlarımdan bu zor durumdaki hanıma çok sayıda öneri geldi. Bana sorarsanız birçoğu aklı başında öneriler. Ama bence olayı tek cümlede özetleyen şu yandaki e-posta idi:
"İki kuruşluk birine, beş kuruşluk değer verirsen, kalan üç kuruşa seni harcar" Can...
İşte okurlarımın bana bu hanımla ilgili gönderdikleri mektuplardan seçtiklerim:
Psikolojik destek almalı
26 yaşında, 2 yıllık evli bir kadınım; kadınlar hep sevendir, hep fedakár olandır ama bu okuyucunuzun öyküsü içimi burktu. Ben de daha iki haftalık evliyken, her şeyimi paylaştığım asla hiçbir şeyimi esirgemediğim eşimle okuyucunuz gibi sorunlar yaşadım. Hayata küsmüş evden çıkamaz halde, varla yok arasında yaşayan birine dönüşmüştüm. Eşimle paylaştığımız hiçbir şey yoktu. Sonunda psikolojik destek almaya ikna ettim eşimi; son çaremdi çünkü. Daha sonra ben de katıldım seanslara ve yavaş yavaş birbirimizi anlamaya başladık. Sorunlarımızın kendiliğinden düzeldiğini gördük. Okurunuz da hiçbir şey için geç kalmış değil; yeter ki kararlılığını ve mutsuzluğunu eşine göstersin; yeter ki kendi için bir şeyler yapsın. MERAL O. Geç kalmadan boşansın
Bu hemcinsime, "Dünya sadece kocanın etrafında dönmüyor; çok geç olmadan boşan" diyorum. Sanıyorum, hissettirmeden tüm erkekler eşlerini aldatıyor ama böylesi iğrenç bir çocuk tacizi olayından sonra artık bu evliliği sürdürmek ve mutlu olmak mümkün değil bence. RUMUZ:ANTİK
Bu aşk falan değil saplantı
Ne olur şu kadına söyler misiniz; acilen bu adamı atsın başından da hayatına baksın!
Bir insan bu kadar sosyal, güzel ve akıllı olup da nasıl böyle sapık bir adama böyle sevgi besleyebilir, hiç aklım almadı. Ayrı odada seks kasetleri izleyen bu adamı yatağında arzuyla nasıl bekler? İnanamıyorum... REYHAN U.
Böyle bir adamla cinsellik yaşanmaz
Böyle bir adamla aynı evde nasıl yaşıyor ve ona nasıl hálá aşık olduğunu söyleyebiliyor, anlamak imkánsız. Ona rahat bir yaşam ortamı tanıdığı için, bir o kadar da kendisi suçlu bence. Benim eşim böyle bir şey yapsa onu kendi ellerimle öldürmek isterdim herhalde. Böyle iğrenç biriyle aynı evde yaşamaya devam etmekle kalmayıp bir de aşık olduğunu söylüyor. Bu hanımın da tedaviye ihtiyacı olmalı. Unutmamalı ki, başkasının küçücük çocuğuna bunu yapabilen hastalıklı biri, bir gün gelir kendi çocuğuna da yapabilir. Bunları düşüneceğine, böyle bir adamla cinsellik yaşamanın derdine düşmüş bu hanım. EYLÜL K.
Dünyanın sonu değil
Bu hastalıklı bir tutku bence... "Ne yapmalı?" derseniz, boşanmak dünyanın sonu değil. Çocukları düşünüyorsa, onlar bozuk bir aile ortamında büyümemeliler. Boşanmak daha akıllıca. Yeni bir aşk yeni bir sevgili bulabilir. Ve bu zamana kadar kaçırdıklarını biraz olsun yaşayabilir. Kimse için hayatı ıskalamaya değmez. Yolun neresinden dönerse kárdır. RUMUZ: TECRÜBELİ
Ne istediğini sorgulamalı
Kendi varlığını ve kişiliğini hiç değmeyecek bir adama adayacağına, kim olduğunu, hayattan ne istediğini sorgulamalıdır bu hanım. Her geçen günün kendisi için bir kayıp olduğunu anlamalı. Gün gelip aşk ateşi bedeninden ayrıldığında, kendisine saygı duymaya karar verdiğinde, çocuklarını tacizci bir babayla büyütmek yerine kendi çabasıyla büyütmenin daha doğru olduğunu gördüğünde umuyorum ki çok geç olmaz...
GÜLGÜN B. NORTHERN KENTUCKY UNIVERSTY
Yeni bir sayfa açmalı
"Can mı dayanır?" rumuzlu hanımefendiyi okuyunca şoke oldum. Ben çocukları melek olarak görürüm; bir meleğe böyle iğrenç bir davranışta bulunan bir insanla nasıl aynı havayı soluyabilir, anlayamıyorum. Üstelik kendi çocukları da var; o da bir anne. Acaba kendi çocuklarına bir yakınının kocası böyle bir davranışta bulunsa, ne düşünür?.. Belli ki adam hasta, psikolojik sorunları var... Bastırılmış duygularını şimdi böyle sapıkça dışa vuruyor. Bu hanım kendisi ve çocuklarının iyiliği için bu kocadan uzaklaşmak yerine, bir de ondan ilgi bekliyor. Bence bu sevgi değil, hastalık. Hemen tedavi görmeli, kendine çocuklarıyla birlikte yeni bir hayat kurmalı. İnşallah bir an önce bu kirli sayfayı kapatıp kendi ve çocukları için tertemiz bir sayfa açar. SEDA K.
Ben de yatağımı hep çocuklarımla paylaştım
Maalesef yalnız olan sadece o hanım değil. "Her hayat bir hikáyedir", derler ya? Ben de 19 yıllık evli ama yalnız bir kadınım. İnşaat yüksek mühendisiyim. Fakülteyi birincilikle bitirdim. Şu an düşünüyorum da evliliğin ne demek olduğunu bile bilmeden evlendim. Eşim çok kaba. Sürekli didişen bir tip. Ben de çok uysal sayılmam ama onun onur kırıcı ya da "aptal, salak" gibi hitapları ondan uzaklaştırdı beni.
Cinsel paylaşımımın son 8 yıldır iyice bitmesi yüreğimde kapanması öyle derin yaralar açtı ki, özgüvenimi kaybetmek hem fiziksel hem ruhen çok yıktı beni. 2 çocuğum oldu. Yatağımı çocuklarımla paylaştım hep. Onların öğretmeni, bakıcısı oldum. Evet; boşanmayı da düşündüm. Öncelikle maddi anlamda çocuklarım çok zarar görecekti, sabretmeliydim... Ettim de... RUMUZ: TALYA
Taciz olayından sonra hemen ayrılmalıydı
Erkeğe gösterilen hoşgörü ve taviz çok fazla olduğunda, "Nasıl olsa beni bırakmaz" rahatlığı görülüyor. Bu tip kadınlar sigara veya alkol gibi eşine bağımlıdır. Zarar verdiğini bile bile hatta ekonomik bağımsızlıklarına rağmen ondan vazgeçemezler. Hemen hepsi de "Çocuklar yüzünden ayrılamıyorum", derler. Oysa mutsuz bir evlilikte çocukların da huzursuz olduğunu bilirler. Normalde çocuk tacizi olayından sonra hiç arkasına bakmadan derhal ayrılmalıydı. Hem evli kalmayı hem de yanlış anlamadımsa "Cinsel isteklerim var" diye aldatmayı düşünüyor. Bu çok çirkin, hele de anne olan bir kadına yakışmayan bir düşünce. Kadınlar erkekleri tepelerine çıkarmasınlar, ne tavır alınacaksa zamanında alsınlar ve onurlarıyla ayakta kalabileceklerini herkese kanıtlasınlar. AYLA C.