Paylaş
Maalesef insan, en yakınıyla bile bu tür dertlerini paylaşamıyor. Kimselere güvenemiyor. Ben bir yılı aşkındır sevdiği gençle nişanlı olan bir genç kızım. Evlilik hazırlıkları içindeydik. Her şey yolunda gidiyordu. Nikáh tarihi almak ve evimizi tutmak üzereydik ki, hiç beklenmedik bir tesadüf sonunda nişanlımın biseksüel olduğunu öğrendim. Yani hem erkeklerle hem de kadınlarla ilişki kurabiliyor. Şaşkınım. Çok da mutsuzum. Henüz o bu durumu öğrendiğimi bilmiyor. Aslında nişanlımı karakter yapısı ve kişiliği nedeniyle çok seviyorum. Son derece anlayışlı ve şefkatli bir insandır. Onun da beni sevdiğini sanıyorum. Ama, evliliğimizde nasıl bir cinsel yaşam sürdüreceğimizi düşünemiyorum. Böyle bir insanla evliliğin sağlıklı bir şekilde yürüyebileceğini de sanmıyorum. Bana değerli fikirlerinizle yardımcı olur musunuz?
RUMUZ: ŞAŞKINIM
Canım kızım, bu durumu nasıl öğrendin, kimden öğrendin bilemiyorum. Ama eğer gerçekten buna inanıyorsan, hiç kuşkun yoksa, nişanlını karşına alıp açık açık konuşmalısın. En doğrusu bu. Elbette gerçekten "gay" olduğu halde, evlenip çoluk çocuğa karışmış insanlar var, her iki cinsle de ilişki kurabilen insanlar olabiliyor. Kendi hemcinsleri haricinde, eşleriyle de ilişki kurabiliyor, bir evlilik yürütebiliyorlar. Ama, bu evliliğin ne derece sağlıklı olabileceğini, onun sana gerçekten sadık kalıp kalamayacağını bilemem. Şu anda eminim bu durumu ailen bilmiyor. Bunu bir ömür boyu saklayabilecek misin? Bu konuda çevrenizden ve ailenden gelen baskılara da dayanabilecek misin?
Onun şefkatli, anlayışlı ve iyi bir insan olduğunu söylüyorsun. Bu yüzden de onu sevebilirsin... Ama sonuçta, o yalnızca seninle yetinebilecek mi? O da evlendiğinizde, gerçek anlamda mutlu olabilecek mi? Gözü hep dışarıda mı olacak? Sakın nişanlın aranızı bozmak isteyen birilerinin iftirasına kurban gitmiş olmasın! Bütün bunları göz önünde bulundurmalısın. Ama önce mutlaka nişanlınla açık açık konuşmayı dene. Bir kadın böyle bir kuşkuyla asla huzur içinde yaşayamaz.
Karım kanser ama o da, kızım da gerçeği bilmiyor
Sevgili ablacığım, ben sana çok zor durumda yazıyorum. Çok önemli bir sorunumu seninle paylaşmak istiyorum. Çünkü bunu mutlaka biriyle paylaşmalıyım. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı hiç bilmiyorum. Benim karım kanser hastası ve durumu hiç iyi değil. Henüz çok genç olduğu halde, kanser tüm vücuduna yayılmış. Doktorlar umutlarını kesmiş durumdalar. Şu anda hastanede tedavi görüyor ama bu gerçeği ne kendisi, ne ailelerimiz, ne de en önemlisi 4.5 yaşındaki küçük kızımız biliyor. Şimdi ben bu sırrı yakınlarıma nasıl açacağım? Bu gerçeği küçük kızıma nasıl anlatacağım. Ona ölümü nasıl açıklayacağım? Şaşkın ve çaresizim. Bana bir fikir verebilir misin?
RUMUZ: GERÇEK NEDİR?
Canım oğlum, eşinin öleceği düşüncesi bile tüylerimi ürpertti. Ve kanserin giderek yayıldığını da görerek endişeleniyorum. Geçenlerde İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, TV’de bu konuda çok ciddi açıklamalar yaptı. Kansere karşı önlem alınması için bizleri uyardı. Yediklerimizin içtiklerimizin, kullandığımız malzemelerin nasıl kansere yol açtığını anlattı. Evet, ölüm Allah’ın emri. Ondan kaçınılmaz. Ancak eşin gibi 4.5 yaşında bir çocuk annesi gencecik kadına, insan ölümü yakıştıramıyor elbette. İçinde bulunduğun durumu anlıyorum. Bir yandan sevgili eşine hiçbir şey hissettirmemen gerekiyor elbette. Yakınlarınız ve akrabalarınız eğer dillerini tutabilecek, bir şey belli etmeyeceklerse onlara açıklayabilirsin. Ama, bazı insanlar kötülük niyetiyle olmasa bile, şaşkınlıktan olmadık yerde, olmadık bir söz ediverirler. Bu yüzden mümkün olduğu kadar bu sırrı yaymasan iyi edersin.
Kızınıza gelince, küçük çocuklar ölümü bilmezler. Ölüm hakkında hiçbir fikirleri yoktur. Yine de bu ani ayrılıktan mümkün olduğunca az etkilenmesi için onu hazırlamalısın. Annesinin yerine kim geçecekse, yani ona kim bakacaksa, örneğin babaannesi ya da anneannesiyle daha uzun süre bir arada olmasını sağlamalısın. Zaman zaman onlarda kalmalı hatta... Annesi, Hakk’a kavuştuğunda ise ona sakın yalan söyleme... "Seyahate gitti ama dönecek" gibilerden sözler etme. Annesinin Tanrı’nın ve meleklerin yanına gittiğini, oradan onu izlediğini ve kolladığını anlatırsın. Annesinin bir daha dönmeyeceğini bilmeli. Boş umutlara kapılmamalı. Sana güvenmeli. Eğer yalan söylersen, bir daha sana asla inanmaz, güvenmez. O zaman da ruhsal gelişmesi sarsılır, kimliğini bulmakta zorlanır. Çünkü bir çocuk mutlaka babasına güvenmeli, inanmalı, ona sırtını dayayabileceğini bilmelidir. Allah sana sabırlar ve dayanma gücü versin sevgili oğlum. Gerçekten beni çok üzdün...
Eşimle boşanıyoruz ama baldızımla da başım dertte
Güzin Abla, ben bir çıkmazın içindeyim. Evliyim, bir çocuk babasıyım, eşimden de ayrılmak üzereyim. Sorun eşimin bana karşı ilgisizliği ve evimizde olan biten her şeyi annesine aktarması. Bu yüzden ortaya çıkan tartışmalar... Kısacası evliliği ayakta tutamadık, ayrılmaya karar verdik. Ayrıca evliliğimizin başından beri baldızımın aşırı ilgisi beni çıkmaza soktu. Ayrılmamızın sebebi baldızım değil ama baldızımla da ne yapacağımı bilmiyorum. O sürekli beni sevdiğini söylüyor. Benim yüzümden intihara bile kalkıştı. İster istemez karşılık vermek durumunda kaldım. Sonuçta boşanacağım ama baldızımla beraber olabilir miyiz bilemiyorum. Bu durumu kimseyle de konuşmadım aslında. Herkesten utanıyorum. Sizce ne yapmalıyım, bir akıl verin bana...
RUMUZ: ÇIKMAZDAYIM
Oğlum bağışla ama bu nasıl baldız, anlayamadım. "Boşanmamızın baldızımla ilgisi yok" diyorsun ama ben yine de eşinin bu durumu hissettiğini düşünüyorum. Eşin aptal değil ya, kardeşinin sana ilgisini hissetmiş olmalı. Belki de huysuzluğunun ve sana karşı tutumunun nedeni budur. Ne kız kardeşine bir şey söyleyebilmiş, ne de sana... Her ne kadar sen "Baldızıma ilgi duymuyorum, sadece intihara kalkıştığı için karşılık verdim" desen de, sana inanmıyorum. İşte sonuçta açık açık "Beraber olabilir miyiz" diye soruyorsun. Bence çevreden utandığın için olayı açığa çıkaramıyorsun. Ve bu durum hem baldızın, hem de senin açından hiç de uygun değil.
Paylaş