Paylaş
Sevgili Güzin Abla, ben 19 yaşında genç bir kızım. Daha gencecik yaşıma rağmen bu hayattan bıkmış usanmış bir haldeyim.
Tam 16 yıldır ailemde bir huzursuzluk, tatsızlık, güvensizlik ve saygısızlık mevcuttu. Ama son senelerde olanlar haddini aştı artık.
Ben küçükken annem, babamın kumar sevdasına benim ve kardeşlerim için katlanıp, ona tekrar tekrar şans veriyordu.
Fakat babam pişman olmasına rağmen yine kumardan vazgeçemiyordu. Babamın başımıza açtığı sorunlara, borçlara hep beraber göğüs gerdik.
O cezaevindeyken annem onun rolünü, bense 7 yaşında anne rolünü üstlendim.
Babam hapisten çıktıktan sonra ise yine düzelmedi, yine kumarı bizlere tercih etti.
Kötü günler hiç bitmedi. Şimdi ise kardeşlerim ve ben büyüdük ama her birimiz bir yere savrulduk.
Abimin uyuşturucu kullandığından şüpheleniyoruz. Diğer kardeşim kapalı kutu gibi; derdini paylaşmaz, hiç konuşmaz.
Babam yine sabahlara kadar eve gelmiyor ve annem çözümü evden kaçmakta arıyor. Ben ailemin dağılmasını izliyorum.
Annem birçok rahatsızlık geçirdi, ölümlerden döndü. Kardeşlerim ve ben hep sorunlar yaşadık ama yine de babamın silkelenip kendine gelmesine yetmedi bütün bunlar.
Pişmanlığını görünce dayanamıyorum. O benim babam sonuçta, biz olmasak, bir zamanlar karşımızda alnına dayadığı silahın tetiğini, bu sefer çekeceğini çok iyi biliyorum.
Gelmediği geceler onu bekliyorum camda, geldiğinde de kavga gürültülerini dinliyorum.
Yalvarıyorum anneme, babama “Ayrılın” diye. Babamın çıkmaza gireceğini bile bile... Dayanamıyorum artık. Ama her şey lafta kalıyor, ayrılmıyorlar.
Hayatta onlar için her şeyi yaptım... Bu yaşımda birçok başarı elde ettim. Kendi kitabımı çıkardım, en iyi okullara gittim, üniversiteye hazırlanıyorum şimdi. 15 yaşımdan beri onlara bir katkım olsun diye çalıştım hafta sonları.
Ama hiçbir şeyin değeri yokmuş ablacım. Duvarda asılı olan sertifikalar, belgeler insanın huzursuzluğunu gidermiyor. Ben huzur istiyorum... * Rumuz: Ruhum huzur istiyor
YANIT
Bu mektup o kadar üzdü ki beni... Sizlerle paylaşmak istememin nedeni, görmeniz, örnek almanız içindi...
Aile içindeki geçimsizliklerin, huzursuzlukların, kavgaların, ihanetlerin, evin içinde sizlerle birlikte yaşayan o genç ruhları nasıl da berelediğini işte bu mektuptan görüp, anlamanız için...
Hiç değilse bundan böyle evde eşinizle bağırışıp, kavga etmeden belki biraz düşünürsünüz ya da geçinemiyorsanız, geçinemediğinizden eminseniz, ayrılırsınız.
Ama çocuklarınıza bu cehennem hayatını yaşatmazsınız.
Hani bir de “Aslında çocuklarım için katlanıyorum, boşanmıyorum. Çocuklar olmasa çoktan boşanacağım” demiyorlar mı bazı kadınlar...
İşte görün o çocuklara ne büyük kötülük yaptığınızı...
Üvey babam beni sürekli izliyor
Sevgili Güzin Abla, ben 17 yaşında bir genç kızım.
Bir yıldır bir gençle beraberim, onu çok seviyorum.
Onun da beni sevdiğine inanıyorum. İşlerini yoluna koyunca evlenmeyi düşünüyoruz. Evde hiç huzurum yok...
Benim babam öldü, annem yeniden evlendi. Üvey babamdan hiç hoşlanmıyorum.
Beni sürekli gözleriyle takip ediyor.
Bana bakışlarından hiç hoşlanmıyorum. Geceleri yatak odamın kapısında dolaştığını fark ediyorum. Ve kapımı kilitlemek zorunda kalıyorum.
Erkek arkadaşım olsun istemiyor. Evde benimle ilgili her an kavga çıkarıyor. Beni sürekli zorluyor, iş buyuruyor. Giydiğime çıkardığıma karışıyor.
Annem ise ona toz kondurmuyor. Bu durumu erkek arkadaşım da biliyor. Bu nedenle bir an önce evlenmemiz gerektiğini söylüyor.
Çok korkuyorum, ne yapayım? Lütfen bana yardımcı olun. Anneme bu konuda henüz hiçbir şey söylemedim tabii ki. 18 yaşımı doldurmadan da evlenemem. Ne yapmalıyım?
* Rumuz: Korkuyorum
YANIT
Canım kızım, üvey babanla ilgili bu durumu annene mutlaka anlatmalısın.
Üvey babandan çekindiğini ona anlatmalı, seni onunla asla yalnız bırakmaması gerektiğini hatırlatmalısın.
Ayrıca annen sevdiğin genci de bilmeli. Ve bana kalırsa, bu genç adamla her türlü engeli aşıp, bir an önce evlenip evden ayrılmalısın.
Böylece her iki sorun da çözümlenmiş olur.
Senin bu evden uzaklaşman zorunlu görünüyor.
Sevdiğin genç eğer dediğin gibi seni seviyorsa, eğer imkânları kısıtlı bile olsa, seninle karınca kararınca evlenir, yuvanızı bir an önce kurarsınız. Bu arada sen de çalışırsın, çok fazla bir şey beklemeden, mütevazı bir şekilde onunla evlenip, mutlu olmaya bakarsınız.
Her şey zamanla hallolur kızım. Yeter ki ikiniz kararlı olun. Eğer bu genç gerçekten seni seviyorsa ve ciddi olarak evlenmeyi düşünüyorsa, bir an önce seni bu evden alıp çıkarır.
Annene de evlenmek konusunda kararlılığını göstermelisin. Annenin evliliğinize onay vermek için bir imza atması yeterli.
Bence annen de bu adamdan bir an önce ayrılmalı. Ama şu anda sen kimseyi düşünme, kendini kurtarmaya bak. Annen de zamanla gerçeği görecektir elbette.
Bu yaşadıkların bana TV’de ilgiyle izlenen “Kırgın Çiçekler” dizisindeki genç kızlardan birinin durumunu hatırlattı.
Ne yazık ki, gerçek yaşamda da bu tür ahlaksız insanlara sıkça rastlanıyor.
Ve ne yazık ki, bazı kadınlar da ikinci eşlerine toz kondurmayabiliyor ve kızlarına inanmaktan kaçınıyorlar...
Paylaş