Paylaş
Feyza Hanım, size uzun süredir yazmak istediğim bir konu vardı. Gerçekten yardımınıza, fikrinize ihtiyacımız var.
Konu yakın arkadaşımın tanıdığı olan bir kadınla ilgili...
Söz konusu kadının mutlu bir evliliği varmış. Ama 2012 yılında kocası bir başka kadına kendini kaptırmış. Üstelik iki çocukları varken...
Kocası sevgilisinden de bir çocuk sahibi olduktan sonra eve hiç bakmamaya başlamış. Bir de üstüne üstlük evlenirlerken takılan tüm takıları satıp kendi işini kurmuş. Bundan üç sene önce de karısını boşamış.
Mahkemeden, aldığı altınları iade etmesi kararı çıkmış fakat eski koca bir pundunu bulup hiçbir ödeme yapmadan sıyrılmış işin içinden. Kadın da çalışmadığı için iki çocuğuyla ciddi bir geçim sıkıntısına düşmüş. Sonunda gündelikçi olarak evlere temizliğe gitmeye başlamış.
İşte o dönemde arkadaşım durumu öğrenip ona kol kanat gerdi. Yanında işe aldı, sigortasını yaptırdı.
Ama yine de zor durumda hâlâ... Çünkü bazı sağlık sorunları ile boğuşuyor, bu yüzden sürekli işe gidemiyor. Kirasını ödeyecek durumu bile yok.
Büyükşehir Belediyesi’nin boşanmış ve zor durumdaki kadınlara yönelik bir yardım fonu varmış. Ona başvurmasını istiyorum.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bir dilekçe yazarak bu yardım fonuna başvursa, bir destek alabilir mi gerçekten?
◊ RUMUZ: SABAHAT A.
YANIT
Sevgili okurum, o kadının durumuna gerçekten üzüldüm. Ancak bu tür olaylarda ben kadınları da suçluyorum.
Hayatta kimseye güvenmemeli. Bu kişi eşin hatta çocuğun bile olsa... Çünkü maalesef insanlar maddi çıkar söz konusu olunca vicdanlarını, ruhlarını satışa çıkarıyor.
O kadın da bütün bu olaylarla karşılaşmadan önce mutlaka kendini korumaya almasını bilmeliydi.
Örneğin altınlarını eşine vermemeliydi.
Adam ailesini ve çocuklarını bir kenara atarken en ufak vicdan azabı duymamış, yeni eşi ve yeni çocuğu için hepsine sırtını dönmüş işte...
Evet, boşanmak artık evlenmek kadar doğal, ama boşanırken çocuklarından da boşanmıyor ya insan...
Eski karısını da çocuklarını da bu kadar acımasızca ortada bırakmak hangi vicdana sığar?
Dediğiniz gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli yardım merkezleri var. Araştırdım; İBB Kadın Koordinasyon Merkezi adında, zor durumda olan kadınlara yardım eden bir merkez olduğunu öğrendim.
Bu merkezde nakdi yardım ve tıbbi yardımlarının yanı sıra kadın ve aileye yönelik yardımlar da yapılıyor. Bunların arasında alışveriş kuponu yardımı, eşya ve giyim yardımı da var.
İstanbul’da ikamet eden, sosyal güvencesi veya yeşil kartı olmayan, mağduriyetlerini muhtarlıklardan aldıkları fakirlik belgesi ile belgeleyen kişilerin, nakdi yardımdan faydalanabilmesi için merkeze şahsen başvuruda bulunmaları gerekiyor.
Yapılan başvuru sonrası müdürlük tarafından görevlendirilen sosyal görevlilerinin yerinde yaptığı inceleme sonucu, Değerlendirme Kurulu tarafından uygun bulunan şahıslara randevu verilerek gerekli yardımlarda bulunuluyor.
Kadın Koordinasyon Merkezi yürüttüğü yardım çalışmalarının yanı sıra kadınla ilgili birçok konuda aktif rol oynuyor.
İBB Kadın Koordinasyon Merkezi Çağrı Merkezi Telefonu: 444 0 093.
Bir kedi mucizesi
Feyza Hanım, bir süre önce köşenizde “Evde köpek beslemek mucizeler yaratıyor” başlıklı, Şeyda Onat imzalı bir yazı yayınlamıştınız. O yazıda belirtildiği gibi 4 ayaklı dostlarımızın bizlere gösterdiği pek çok mucize var. Buna tüm kalbimle inanıyorum.
Biz de kedi besliyoruz ve onun bize nasıl uğur getirdiğini sizlerle paylaşmak istedim.
14 yıl önce bahçemizde ölmek üzere olan bir kedi yavrusu bulduk. Eşim, bakımsız kaldığı için raşitik olma noktasına gelen yavruyu veterinere götürdü. Veteriner yavrunun yaşamamasının pek mümkün olmadığını söyledi ama eşim pes etmedi ve onu iyileştirdi.
Ona evimizi açtıktan sonra hayatımız değişti.
Oğlum üniversite sınavını kazandı. Başarılı bir eğitim sürecinden sonra makine mühendisi oldu. Şimdi büyük bir firmada yönetici.
Evimizin bereketi arttı. Orta halli bir aile olduğumuz halde sanki mucize oldu, bir iki yıl içinde bir daire, bir yazlık aldık, arabamızı değiştirdik.
Nitekim o bize evlat oldu...
Bize neşe verdi, evde tartışmayı, gerilimi bitirdi.
Bu nedenle zaman kaybetmeden evinizi, ailenizi bir kediyle ya da bir köpekle paylaşın derim. Ancak bir hayvan edinmeden önce kedi ve köpeklerle ilgili bilinen ama sık sık tekrarlamamız gereken şu bilgileri bir kez daha hatırlatmama izin verin.
1- Benim hayatım 10-15 yıl sürer, senden her ayrılışım bana acı verir. Beni almadan önce bunu düşün.
2- Bana, senin benden istediklerini anlayabileceğim bir süre ver.
3- İçimde güven duygusu uyardır. Bununla yaşarım.
4- Bana hiçbir zaman uzun süreli darılma, beni cezalandırmak için bir yere kapatma.
5- Arada sırada benimle konuş, sözlerini anlamasam bile bana yönelttiğin sesinden ne demek istediğini anlarım.
6- Bana nasıl davranman gerektiğini bil, ben hatırlarım.
7- Beni cezalandırmadan önce istesem sana zarar verebileceğimi ama bunu asla yapmayacağımı çünkü seni çok sevdiğimi hatırla.
8- Beni isteksiz, tembel ve inatçı diye azarlamadan önce düşün, belki yediğim yemek dokunmuştur, belki güneşin altında uzun zaman kalmışımdır veya halsizimdir.
9- Yaşlandığımda sakın beni bırakma, çünkü bir gün sen de yaşlanacaksın, ne demek olduğunu anlayacaksın.
10. Her zor anımda yanımda ol. Çünkü benim için her şey seninle birlikteyken daha kolay.
◊ RUMUZ: E.TÖZMEN
YANIT
Sevgili hayvan dostu okurum, yazınız gerçekten hayvan edinmek isteyen okurlarıma ışık tutacak nitelikte.
Ben de sizin gibi düşünüyorum, hayvanların sevgileriyle hayatımızda çok şey değiştirebileceğinden eminim. Onların uğur getirdiğine de inananlardanım.
Ayrıca bu maddeleri bize hatırlatmanız çok iyi oldu. Bu sayede kendi kaleme aldığı “Hayvan hakları Evrensel Bildirgesi”ni ülkemizde yaygınlaştıran, 2006’da kaybettiğimiz çok değerli Prof. Dr. İsmet Sungurbey’in uyarılarını hatırlamış olduk.
Merhum Prof. Dr. Sungurbey, eşi emsali olmayan bir hayvanseverdi. Adına 2015’te kurulan Seferhisar hayvan yuvasında hayvanlara sağlık hizmetleri ve barınak olanağı sunuluyor. Bu vesileyle onu saygıyla anıyorum.
Paylaş