Eşimi köyden şehre getirdim ama ona karşı sevgim bitti
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Sevgili Güzin Abla, ben 22 yaşında bir gencim.
Bundan 1,5 yıl kadar önce köyümde bir genç kızı sevdim ve evlendik. Onu yaşadığım büyük şehre getirdim. Düğünümüzü yaptık. Her şey çok iyi gidiyordu. Ona her akşam bir gül getiriyordum. Onu çok seviyordum. Ama ondan sonra ne olduysa oldu, eşimden bir anda soğudum. Bunu açık açık eşime de söyledim. Tabii çok üzüldü. Zamana bırakmak gerektiğini söyledi. Ama zaman geçse de bende bir değişiklik olmadı.
Eşim artık sık sık köye gidip kalıyor. Şu anda da köyde, ama onu hiç aramıyorum. Babam "Eğer boşanırsan dönüp arkana bakma" diyor, yani bizi unut demek istiyor.
Aslında bütün bunlara neden olabilecek bir olay ya da bir başka kadın da yok hayatımda. Yalnızca hoşlandığım birisi var, uzaktan. Ne yapacağımı bilmiyorum.
RUMUZ: Eşimden Soğudum
Sevgili oğlum, köyünden bir kızı sevmişsin ve apar topar evlenmişsiniz. Belki de henüz yaşın evlilik için çok genç olduğundan, evliliğe hazır değilmişsin. Ancak artık olgunlaşmak zorundasın. Bir genç kızı sevip evlendikten, onu köyünden kopartıp yanına getirdikten sonra, bir anda, tıpkı oyuncağından bıkan şımarık bir çocuk gibi onu fırlatıp atamazsın. Evlilik sorumluluk ister oğlum, sen bu sorumluluğun farkında bile değilsin.
Eşini sevdiğini söylüyorsun, ama kısa bir süre içinde ondan bıkıvermişsin. Şimdi sen ağzındaki baklayı çıkar bakalım. "Beraber olduğum biri yok, ama birinden hoşlanıyorum" diyorsun. Demek ki aklını, gönlünü çelen biri var... Kafanı belli ki ona takmışsın, bu yüzden evdeki saf kızcağız şimdi gözüne batıyor.
Evlendiğin köylü kızı, beklediğin gibi cilveli, cinsel açıdan tecrübeli, sana türlü numaralar yapabilecek biri değil elbette. Zaten sen de çok gençsin, senin tecrüben de pek fazla olmasa gerek... Ama aklını taktığın kadın belli ki başını döndürmüş. Sana her şeyi zamana bırakmayı önermiş. Belki de bazı şeylerin farkında...
Oğlum, aklını neye taktınsa gerçekleştir, macera yaşayacaksan yaşa, göreceğini gör, ama sonuçta seve isteye, bayıla ayıla aldığın o genç kıza böyle acı çektirmeye hakkın olmadığını da düşün. Kendini toparla, eşine dön... Evlilik çocuk oyuncağı değildir.
Genç yaşta bir diyabet hastasıyım ve umutsuzum
Sevgili ablacığım, ben genç yaşta bir diyabet hastasıyım. Bir genç kız olarak bu hastalık benim tüm geleceğimi tehdit ediyor. Yaşama umutsuz bakıyorum. Evlenmeyi hatta doğum yapmayı bile düşünemiyorum. Şu anda üniversite ikinci sınıftayım, ama sanki meslek sahibi olsam ne olacak, okulu bitirsem ne olacak şeklinde bir karamsarlık içindeyim. Size yazmamın nedeni belki bu umutsuzluktan kurtulabilmem için bana bir teselli verirsiniz diye düşündüm. n RUMUZ: Diyabetli
Sevgili kızım, senin şeker hastalığın sanırım Tip 1 dedikleri çocukluktan, özellikle de 13-14 yaşlarından itibaren başlayan ve kişiyi ömür boyu ensülin almaya zorunlu kılan türden... Tamam belki oldukça zor bir şey böyle ömür boyu ensüline bağımlı olmak. Ama diyaliz aletine bağımlı olarak yaşamını sürdürenleri göz önüne getirdiğinde, onların da yaşama dört elle sarıldıklarını düşün...
Hayat bir ömür boyu şu veya bu şekilde mücadele demek; minicik bir bebeğin yaşam mücadelesi daha annesinin karnından çıktığı anda başlıyor ve bir ömür boyu sürüyor; bunu unutma... Üstelik diyabet hastalığı için her geçen gün yeni bir şeyler keşfediliyor.
Ülkemizde her 100 kişiden 10’u şeker hastası. Bu nedenle karamsarlığa kapılma. Ama hastalığını da ciddiye al...
Bu arada hastalığın hakkında her şeyi öğrenmek istiyor, bu şekilde de yaşamını daha kolaylaştırmayı amaçlıyorsan, sana çok başarılı bir endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı olan Prof. Dr. Metin Özata’nın "Diyabet hakkında bilmeniz gereken her şey" adlı kitabını önereyim...
Tek dostumu da kırdım
Sevgili Güzin abla; ben 18 yaşında İzmirli bir genç kızım. Uzun zamandır köşeni takip ediyorum. Nedense genelde ya aşk, cinsellik ya da aile içi şiddet konuları hakkında yazıyorsun. O yüzden benim derdimle ilgilenmeyeceğini düşünüyorum. Ben insanlar arasında pek fazla sosyalleşemeyen, içine kapanık bir insanım. Ama son 2 yıldır beni bu konuda yavaş yavaş değiştiren çok iyi bir dostum var. Geçenlerde onunla kavga ettik. Benim sorunlu olduğumu, artık benimle görüşmeyeceğini söyledi. 3 gündür her sabah ağlıyorum. Telefonlarımı açmıyor.
Üniversite için istediğim yeri kazanamadığımı öğrendim; inan buna bile üzülemedim. Çünkü aklımda hep o arkadaşım var. Sence ne yapmalıyım onun gönlünü almak için?
RUMUZ: Beren
Sevgili kızım, elbette seninle de ilgilenirim... Benim köşem sandığın gibi sadece aşk ve evlilik acılarına yönelik değil, her insanın her konuda başvurup, derdini, sorununu paylaşabildiği tek adres, biliyorsun... Ancak, bu yüzden de çok fazla mektup alıyorum. Hangi birine cevap vereceğimi bilemiyorum; zaman zaman geciktiğim ya da atladığım mektuplar oluyor elbette. Bu yüzden beni bağışla...
Sanırım bu çok sevgili dostunu bir şekilde kırmışsın. Ne yaptığını ya da ne söylediğini hatırlayıp, ona göre özür dilemelisin. Ve bir daha asla onu kırmamaya özen göstermelisin. Eminim aranız düzelecektir.