Paylaş
Merhaba Güzin Abla ben 34 yaşımda genç bir kadınım. Eşim ise 41 yaşında...
Eşimle iki yıl sevgili kaldıktan sonra evlendik. Babam bu evliliğe karşı çıktı. Çünkü eşim daha önce evlenip boşanmıştı, üstelik iki çocuğu vardı. Aileme rağmen evlendim.
Evlenince sorun yaşadığım işyerimden tazminatımı alarak ayrıldım. Ancak evlendikten sonra eşimin çok cimri olduğu gerçeğiyle yüzleştim. Sevgiliyken parayla ilgili bir problem yaşamamıştık.
Ben de zaten çok fazla talepkâr bir insan değilimdir. Hatta tatile bile çıkarken bana düşeni ona öderdim. Bu bana garip gelmezdi...
Annem evlenmeden önce beni uyarmıştı, ‘bu adam cimri’ diye... Ama ben üzerinde durmadım. Şu anda 5 aylık evliyiz. Eşimin maddi durumu iyi, işadamı statüsünde biri... Buna rağmen daha bir gün bana ‘neye ihtiyacın var’ diye sormamıştır.
Eşim üstelik işi gereği sık seyahat ediyor. Ben de o gitmeden para istemeye utanıyorum.
Bazı eğitimlere katılıyorum, bunlar için para gerektiğini hatırlatınca, “düğün altınlarını bozdurup harcayabilirsin” dedi.
Onunla evlendiğim için çok pişmanım, çevremde hiçbir kadın bu durumda değil. Hatta çalışmasalar bile bunları yaşamıyorlar.
Çok üzülüyorum. Onunla konuşmaya kalksam, paraya o kadar düşkün ki bana kötü davranmasından korkuyorum.
Psikoloğa gitmeye başladım.
Ücretini ödemek için ‘destek ister misin’ bile demiyor.
İşyerimden ayrılırken aldığım tazminatım da bitti. Param kalmadı, bunalıyorum, ne yapacağımı bilemiyorum. ‘Ben kiminle evlendim’ diye kendi kendime sorup duruyorum.
◊ Rumuz: Pişman
YANIT
Sevgili kızım, geçim sıkıntısı giderek artıyor, bu nedenle de aileler çok ciddi sorunlarla karşılaşıyorlar. Evlilik içinde hayat müşterek olarak sürdürülüyor genellikle. Artık geçim için tek başına çalışmak yeterli olmaktan çıktı.
Bu durumda sen işten ayrılmakla belki de hata etmişsin. Eşinin durumunun iyi olduğunu söylüyorsun.
Ama sanırım eşin, eski eşinden olan çocuklarına nafaka ödemek zorunda.
Eğer eşin bu yüzden bazı masrafları kısmak istiyorsa, bir derece haklı olabilir.
Ancak senin anlattıkların biraz daha farklı görünüyor.
Bir erkeğin elinin sıkı olması, parayı çok sevmesi, kolay kolay para harcayamaması gerçekten kolay katlanılabilecek bir şey değildir. Kadın da müsrif olmamalı, idareli olmalı, ama erkeğin aşırı cimriliği çok rahatsız edici bir durum.
Eğer dediğin doğruysa, eşin senin hiçbir ihtiyacını karşılamak istemiyorsa, sen her türlü masrafını işten ayrılırken aldığın tazminattan ödemeye çalışıyorsan, bu çok can sıkıcı.
Nitekim bu tazminatın tükendiğini söylüyorsun.
Oysa bu para senin tasarrufun olabilirdi, bir kenara koyabileceğin ve zor günler için saklayabileceğin bir birikim olabilirdi.
Yine kursa gitmek istediğinde, sana takılan altınlarını bozdurmanı önermesi bile çok yanlış.
Anladığım kadarıyla, sana para vermemek için her türlü yolu deniyor.
Peki ama iki yıl arkadaşlık ettiğin bu adamın bu yönünü hiç mi anlama imkânı bulamadın? Annen nasıl anlamış bilemiyorum ama, keşke onu dinleseydin. Şimdi üzülüyorsun ve kendini çaresiz hissediyorsun.
Madem bir psikoloğa gitmeye karar vermişsin, bence eşini de aynı uzmana götür. Belki bu sayede eşinin de bu aşırı para düşkünlüğünün nedenleri ortaya çıkar ve hatasını anlar. Senin de evliliğin kurtulur...
Paylaş