Güzin Abla, ben 18 yaşında bir okurunum ve köşeni sürekli takip ediyorum.
Benim bir sorum var sana ve senin gibi düşünenlere; ben hem çok seviyor, hem çok güveniyor, hem de çok kıskanıyorum. Ama sen genelde köşende diyorsun ki "Neden kıskanıyorsunuz, sevdiğinize neden güvenmiyorsunuz?"
Biz erkekler olarak neden güvenmeyelim sevdiğimize? Elbette güveniyoruz, belki en çok da ona güveniyoruz. Fakat biraz açık giydiğinde dışarıda dolaşan eğitim-kültür seviyesi sıfır olan, bayanları seks objesi olarak gören dar görüşlü, zekası kıt insanlar sevdiğimi rahatsız edecek davranışlarda bulunduğunda, bu beni deli ediyor.
Ben de elbette kıskanacağım, büyük bir rahatsızlık duyacağım; bundan doğal ne olabilir ki? Ben istemez miyim sevdiğimin nasıl rahat edecekse öyle giyinmesini? Veya kendini hangi kıyafetle güzel buluyorsa onu giymesini? Ama az önce de sözünü ettiğim o insanlar bunu farklı yönde algılıyorlar. Çünkü beyinleri başka bir şey üretemiyor. Şimdi bunun güvensizlikle nasıl bir bağlantısı var? Yahut başka bir örnek verelim; kız arkadaşımın sadece arkadaş olarak gördüğü fakat benim görüşmesini istemediğim bir erkek var. Görüşmesini istemediğimde çok kıskanç, sevdiği kıza güven duymayan biri gibi algılanıyoruz. Halbuki alakası yok, bu suçlamalar işin kolay yanı. Ben bir erkeğim ve başka bir erkeğin hangi davranışından neyi amaçladığını, hangi sözüyle ne demek isteğini bir kadından çok daha iyi anlarım. Çünkü ben de zaman zaman ya o davranışlara başvuruyorumdur, ya da çevremdeki arkadaşlarımdan görüyor ya da duyuyorumdur. Bu yüzden "aşırı kıskanç, güvensiz" gibi suçlamalar asılsız olduğu gibi başka insanları da yanlış yönlendirecek tehlikeli yorumlardır. Bu yazımı köşende yayınlarsan çok sevinirim.
RUMUZ: MERAKLI
Bu yazını yayınlamamın en önemli nedeni, bir anlamda bir erkeğin itirafları olarak da kabul edilebilmesiydi. Genellikle erkeklerin kadın ve kızlar hakkındaki düşünce ve davranışlarının hiç de güven vermeyecek türden olduğunu açık açık söylüyorsun işte oğlum. "Ben de zaman zaman böyle davranıyorum" diyorsun. En kızdığım şey ise erkeklerin bu içgüdülerini dizginleyemeyip, iradelerine hakim olamayıp da, bu sorunu karşılarındaki kadını örtüp basarak halletme yoluna gitmeleri. Yok "Mini etek giymeyeceksin", yok "Makyaj yapmayacaksın" diye sevdikleri kadını baskı altına alır; diğer yandan biraz frapan, makyajlı, hoş bir kadından da gözlerinizi ayıramaz ve onu iltifatlara boğarlar. Tabii hepiniz böyle değilsiniz şükürler olsun. Ama bak işte sen de kıskançlığının sevdiğine güvensizlikten değil, kendi hemcinslerine güvensizlikten kaynaklandığını açık açık söylüyorsun.
10 yıldır beraberiz daha elini tutmadım
Güzin Ablacığım, benim bir sevgilim var ve hep kavga ediyoruz; neden? Her kavgamızda kendimi kötü hissediyorum; neden? Acaba ben onu yeterince sevmiyor muyum? Yoksa o mu beni sevmiyor? Kendime yeni bir aşk mı aramalıyım? Sevdiğim kızı çok sorunlu hissediyorum; neden? Ya ben ne yapmalıyım? Ne olur bana yardım et ablacığım, çok zor durumdayım.
10 yıldır beraberiz, henüz elini bile tutmadım. Acaba aramızdaki gerginlikte bu durumumuzun bir etkisi var mıdır? Artık o kadar bunaldım ki, intiharı bile düşünüyorum. Seni çok seviyorum, yardımlarını bekliyorum. Senden başka kimseye de güvenmiyorum.
RUMUZ: WOLKİ
Güzel oğlum, sevdiğin kıza bunca yıldır bu kadarcık bile dokunamamış olman senin yüzünden mi onun yüzünden mi? Bunu bilmek isterdim. Ben bugünün daha tanışır tanışmaz, iki gün içinde yatağa giren çiftlerini de hoş karşılamıyorum; ama iki birbirini seven ya da hoşlanan insanın küçük bir el temasıyla, bir sıcak okşayışla, yanağa ya da dudağa kondurulan bir öpücükle sevgilerini ispatlamalarının çok da doğal olduğunu düşünüyorum. Siz 10 yıldır el ele bile tutuşmaktan kaçındınızsa, aranızda sıcak bir bağ kurulamamıştır. Birbirinize yakınlaşma fırsatı bulamamışsınızdır. Sevginizi açığa çıkarma imkanı bulamamışsınızdır. Ruhlarınız bütünleşememiştir. Bütün sorununuz bence karşılıklı olarak sevginizi gösterememiş olmanız. Yine kızıyorum bak, intihardan başka çıkar yol bulamaz mısınız siz be yavrum? Görme özürlülere kitap seslendirmek ister misiniz
Çok güzel bir site kuruldu. Bu grubun tek amacı var, görme özürlülere kitap seslendirmek. Baştan sona gönüllü bir çalışma. Kendi seçeceğiniz bir kitabı, hem okuyup hem seslendirebilirsiniz. Yapacağınız tek şey siteye girip kontrol edip, eğer o güne kadar seslendirilmediyse seçtiğiniz kitabı gruba bildirip işe başlamak. Sonra da seslendirdiğiniz kitap CD haline getirilerek Beyazıt Kütüphanesi’ne armağan edilecek. Görme özürlüler oradan CD’yi alıp dinleyip, sonra da iade edecekler. Nasıl seslendireceğinize ilişkin bilgileri siteden öğrenebilirsiniz. Sitenin adresi: www.seslikitapgonulluleri.com
Hemen, hiç vakit kaybetmeden bu güzel çalışmaya siz de katılın. Seslendireceğimiz her kitap, kim bilir kaç görme özürlü arkadaşımızın ufkunu açacak ve onlara aydınlık yayacaktır. Bu siteyi arkadaşlarınıza, tanıdıklarınıza, gruplarınıza anlatın.