Paylaş
Nedense bir grup insanımızda biz hayvanseverlerle ilgili garip bir inanış vardır...
Hayvanları seven, bakan, koruyup kollayan, onları beslemek için sabahın köründe, gecenin karanlığında yollara düşen, yağmur kar fırtına demeyip, hiç düşünmeden ıssız ormanlara dalan bizler için ‘bunlar akıl noksanı, çılgın, deli’ diye düşünür...
Evlerimizde birden fazla hayvan beslediğimiz, onlara yataklarımızı, odalarımızı açtığımız, koynumuzda yatırdığımız için bizleri küçümseyip, beğenmeyenlere, ‘onların evinde yemek yenmez’ diyenlere, işte bir hayvansever dostumuzun tokat gibi cevabı...
Hepimizin duygu ve düşüncelerine tercüman olmuş...
Kim ne derse desin, biz buyuz...
Sokak sokak gezip, açları doyurmak için elimizdeki avcumuzdakini vermekten kaçınmayıp, sonra da geceleri huzurlu bir uyku uyuyanlarız biz...
Koynumuzdaki o yumuk canlının sıcaklığıyla da mutlu olanız biz...
Yok öyle kimsemiz olmadığı için, evlenemediğimiz, çoluk çocuğa karışamadığımız için değil bu sevdamız, bu merakımız...
Çoğumuzun ailesi, çoluğu çocuğu hatta torunları bile var...
İşte bizden sonra aynı görevi yerine getirecek, bebekliklerinden beri hayvan sevgisiyle, bir hayvanın arkadaşlığıyla dostluğuyla hayatını paylaşmayı, sevgiyi öğrenmiş çocuklarımızla birlikteyiz...
Allah hepsini korusun...
Ama işte bu bizim görevimiz...
Biz hepimiz görevliyiz...
Yoksa kim bizi sıcacık yataklarımızdan çıkıp da kör karanlıkta sokaklara düşmemize neden olabilirdi.
Kim evlerimizi dört ayaklı dostlarımıza açıp, bazen evde kendimize oturacak yer bulamayacak hale gelmemiz için bizi yönlendirebilirdi?
Tamamen görevli olduğumuz için... Yüce Allah bize vermiş bu görevi...
O kimsesiz, masum ve eziyetler içinde hayata tutunmaya çalışan ve aslında özene bezene yaratılmış varlıkları koruma görevi bize verilmiş, iyi ki de böyleyiz.
İşte tüm duygu ve düşüncelerimizi dile getiren içimizden birinin isyanını paylaştığı bu çok güzel yazısını sizlerle paylaşmak istedim...
Onların hayatlarındaki fark siz olun
Bizler deli değiliz, zannedildiği gibi eşiyle, ailesiyle mutlu olamayıp da hayvanlara koşturan ruh hastaları hiç değiliz. Bizler elimizde 3 kuruş varsa bunun 2 kuruşunu, muhtaç bir hayvana gözü kapalı harcayan, besleyen, doyuran, tedavi ettirip koruyan insanlarız. Garip geldi değil mi size?
Neden, hayvan diye değiymi
Hayvan çalışıp para kazanamaz, aç ya da hasta olduğunu anlatamaz. Yardım isteyemez. Bu yüzden hayvandır bizim derdimiz.
Her birimiz bir ucundan tuttuk, gücümüz ölçüsünde ve Allah’ın bize zimmetlediği bu canlara hizmet ediyoruz.
İnsan olmanın gereğini yaparız aslında...
En büyük huzurumuz da bizi gördüğünde sallanan o kuyruklar, karınları doyarken duyulan şapırtılar ve minnetle bakan bir çift gözdür.
Onların hayatlarındaki fark siz olun, satın almayın sahiplenin...
Deli değiliz, insanız biz.
◊ Rumuz: Sarman
Paylaş