Güzin Ablacığım; söyle bana ben ne yapacağım? Ben bir çocuğa aşık oldum.
Yakışıklı mı yakışıklı, zeki, modern, kültürlü, ailesi tanınmış ve varlıklı. Benimle aynı fakültede aynı derslere giriyor, zaten orada tanışmıştık. Beni etkileyen o mükemmel damat adayı özellikleri değil, çünkü benim gözüm onları önceden fark etmemişti, hatta yakışıklığı bile gözüme batmamıştı. Beni etkileyen başka bir şeydi; bana olan saygısı, bana değer vermesi ve benim her zaman arkamda olması. Bu zamanda hiçbir erkekte öyle içten bir dürüstlük bulamadım ve bu yüzden o benim ilk erkek arkadaşım, ilk ciddi anlamdaki aşkım oldu.
Güzin Abla, sevdiğim genç, bir Alman ve dolayısıyla da Hıristiyan. Onun hayatı benimkinden çok farklı. Üniversitede çok iyi anlaşıyoruz, ilişkimizde hiçbir sorun yok. Tek sorun ailemden kaynaklanacaktır, çünkü çok tutucular. Ben onlara bunu nasıl anlatacağım diye her gün düşünüyorum, onları kandırıyorum diye vicdan azabı çekiyorum. Müslüman olsaydı, namazlı abdestli olsaydı, yaptığı ibadet zaten bana değil ona yazılmaz mıydı? İkimiz aynı dini paylaşmasak bile, bunu kabullenip karşımızdakini olduğu gibi kabul edemez miyiz? Onun Hıristiyan olması beni hiçbir şekilde rahatsız etmiyor, benim Müslüman olmam da onu rahatsız etmiyor. Sadece, evlenmeden önce ilişkinin yasak olmasını haksızlık olarak görüyor.
Alman ailelerine bakınca imreniyorum. Gençler ailelerine ne kadar kolay gidip "İşte bu hayatımı paylaşmak istediğim insan!" diyebiliyorlar. Korkmuyorlar ve daima arkalarında ailelerin desteğini hissedebiliyorlar.
Ben onu o kadar çok sevdim ki, Allah’ıma her gün onu bulduğuma şükrediyorum. Birbirimizi kırmamaya çok önem veriyoruz. Onun ağzından asla bir kez olsun yalan duymadım, her zaman bana dürüst davranıyor, ama ben aynı şeyi yapamıyorum. Bazen ona, kırılmasın diye yalan söylemek zorundayım. "Hastayım bugün bulaşamayız" diyorum bazen, oysa annemlere bir bahane uydurup dışarı çıkamadığım için bunu söylüyorum. Her iki tarafa yalancı kesildim. İstemeyerek yalana dolana giriyorum.
Aslında o da benim durumumu biliyor, beni istemediğim hiçbir şeye zorlamıyor, ama ilişkimizin gizli olması, bana istediği gibi dokunamaması, onu üzüyor.
Bazen ona, "Git istersen, bir Alman kızı ile birlikte ol, istersen burada ilişkiyi bitirelim" diyorum. Ama o reddediyor, "Sen benim ikinci tercihim değilsin ki, benim sevdiğim insan sensin" diyor. Bazen beni nasıl bu kadar sevebilir diye şaşırıyorum, çünkü benim ailemde herkes görücü usulü ile evlendiği için, birbirlerine bu kadar değer verdiklerine hiç şahit olmadım.
Güzin Ablacığım, ben ne yapayım. Daha 21 yaşındayım çok gencim, belki cahilim, belki yaşadıklarımın boyutunu pek sezemiyorumdur. Benim ailem onu duyarsa, hayatım söner. Bu zamanda aşk için bütün bunlara değer mi? Artık kendimi düşünmez, ne isteğimi bilmez oldum. Kör karanlıklarda dolaşıyorum. Annemin babamın bana verdiği terbiye mi? Ya da gönlümün sesi mi? Keşke keşke ailem anlayış gösterebilseydi, keşke ben de onlara gidip "İşte hayatımı paylaşmak istediğim insan!" diyebilseydim. Keşke...
RUMUZ: KÖR KARANLIK
Sevgili kızım, evet keşke!.. Her şey gönlünce olsaydı, keşke bu ayırımlar, bu kutuplaşmalar, bu düşmanlıklar olmasaydı insanlar arasında. Evet Yabancı Damat dizisi benim de en çok sevdiğim dizilerden biriydi... Düşmanlıkların, ne kadar anlamsız olduğunu, sonuçta birbirini seven iki insanın tüm sınırları ve tabuları yıkabildiğini izledik o dizide... Ve de önyargılar da yıkıldı, insanlar arasında kardeşlik zinciri kurulabildi. Çok güzeldi ama biraz da masalımsıydı, kabul etmelisin.
Her ailenin böyle anlayış göstermeyeceğini, herkesin bir yabancı damadı bu kadar sevgiyle ve saygıyla bağırlarına basamayacağını kabul et. Ancak sen bu zamanda aşk için bunlara değer mi, diyorsun. Ben ise değer, diyorum sana. Hayat mücadele demektir kızım, gözümüzü açtığımız andan, toprağa girinceye kadar süren uzun bir mücadele. Madem bu kadar güzel bir sevgi yaşıyorsunuz. Mücadele et aşkın için. Aileni razı etmek için her yolu dene. Acaba o genç adam aşkı uğruna İslamiyet’i kabul eder mi? Ne dersin?
Beni başka kızlar uğruna terk etti
Sevgili Güzin Abla, 16 yaşında bir genç kızım. Şu anda liseye gidiyorum. 1,5 sene önce bir arkadaşım aracılığıyla bir gençle tanıştım. Bir süre sonra çıkmaya başladık. Ama bu arkadaşlığımız ne yazık ki 1 ay sürdü. Maalesef beni yabancı bir kızla aldattığını duydum ve beni rahatsız eden düşüncelerimi, endişelerimi ona söyledim. O da inkar etmeyip doğruladı. Bana, "Bir süre görüşmeyelim, bunları unutmaya çalışalım" dedi. Onu seviyordum, bu nedenle "Tamam" dedim. Hemen hemen bir yıl hiç görüşmedik; benim için çok kötü bir dönemdi. Ama her şeye rağmen onu arayıp sormadım. Daha sonra benim okuluma geldi ve pişman olduğunu, beni çok sevdiğini ve benimle yeniden arkadaşlık etmek istediğini söyledi.
Onun teklifini reddettim, onu artık sevmediğimi, söyledim. Sürekli okulun önüne geliyordu; sonunda aşkıma aptalca yenik düşüp, "Evet" dedim ona. Belki akıllanmıştır, diye düşünmüştüm. Ama nerde... Ancak bu sefer sadece iki hafta sürdü; güya ailevi problemleri varmış. Böylece yeniden bitti ilişkimiz. Kendi kendime "Sen tekrar bana gel, o zaman görürsün", diyordum. Bir arkadaşım, bir başka kız arkadaşıyla çıktığını, beni bu yüzden bıraktığını söyledi. Ben de, soğukkanlılıkla beni hiç ilgilendirmediğini, söyledim ona.
Şimdi bizim okuldan bir kızla çıkıyor. Aslında beni kıskandırmak için yaptığını biliyorum; içimden bir ses "O sana geri dönecek" diyor ve o günü bekliyorum. Sadece onu Allah’a havale ediyorum. Yalnız artık onu sevmediğimi nasıl anlatabilsem... Artık çok olgunlaştım. Zaten her şeyi hatalarımızdan öğreniyoruz. Bana yol gösterirsen sevinirim.
RUMUZ: HATALIYIM
Sevgili kızım, sana verecek tek bir cevabım var. Bu genci unutmak için hemen bir başkasıyla ilgilen. Arkadaşlık kur. Onunla sinemaya git, kafelere git. Gerçek bir ilişki olmasa da, onu unutmana yardımcı olacak yeni bir insana ihtiyacın var. Şimdiye kadar seni hep elinin altında hissetmiş ve istediği anda tekrar bulmuş. Ne zaman seni çağırsa, sen ona koşmuşsun. Bu çok büyük bir hata olmuş işte. Ayrıca onun seni kıskandırmak için başkalarıyla olduğu düşüncesinden de bir an önce uzaklaş.