Ben işte böyle bir annenin evladıyım

Kaynvalidem, Cahide Sultan (biz ona böyle hitap ederiz) bir devlet memuru eşiydi. Bundan bir süre önce, onun ciddi bir bağrsak ameliyat geçirdiğini, Marmara Üniversitesi Hastanesi cerrahi bölümü doktorlarnn başars sayesinde Allah’n onu bize bağşladğn paylaşmştm sizlerle...

Haberin Devamı

Bu ylki Anneler Günü münasebetiyle, eşim birçok anneyi anmsatan bir öykü yazd, onunla ilgili... İzninizle, ben de bunu tüm annelere ithaf etmek istedim.
Hepinizin Anneler Günü kutlu olsun, Allah annelere uzun ömürler versin...

Mucize köftelerin hikayesi

Ağustos scaklar başlamş, ağustos böcekleri saz çalyor Bostanc’daki dededen kalan 20 dönüm arazimizde... Ceviz, çam, çağla, envai çeşit kiraz, incir ağaçlar, bostan kuyular arasnda. Dere kenarnda babamn özenle yaptrdğ tek katl dört bir taraf caml mütevaz evimizde yaşyoruz o dönemde...
Eş dost cumartesiden gelirler, çamlarn altnda mangallar yaklr o yllardaki tekelin o meşhur biras, sepet içinde itina ile bostan kuyusuna soğusun diye sallandrlr.
Annem, gelen misafirler için devaml tedarikli olur. Evimiz; alşveriş merkezine yürüyerek 40 dakika çeker.
Hanmlar alşveriş için Yaşar Efendi’nin faytonu ile gider, yine onun faytonu ile dönerler.
Celal Efendi çinko tenekeler içinde haftada iki gün Kayşdağ suyunu getirir, bahçedeki küpümüzü doldurur, ayda bir içine girip, temizlemek de bana düşer.
Sarnç gibi büyük olan bu küp yirmi teneke su alr.
Ekmek arabas etraf çinko kapl olup, yaz kş muntazaman ekmeğimizi ulaştrr, karşlğnda da ekmek fiyatnn üzerine bir kuruş hizmet paras eklerler. Etrafmzda Doktor Bey’in, Adviya Hanm’n ve bizim Miralay Tevfik Bey’in köşkünden başka ev yok. Çevremiz ekin tarlalaryla kapl, bağlk ve bahçelik.
DAVETSİZ MİSAFİRLER
Yine bir hafta sonu; eş dost akraba 10 kişilik bir grup, mangal yakp, köfte yemeğe gelecekler. Ekmekler alnd, salatalar yapld, annem kendine has mezelerini hazrlad.
Hesap kitap kadnyd annem. Adam baş beş köfte hesab ile 10 kişiye elli köfte pişirilmek üzere hazr.. Mangaln yanmasn bekliyor. Biralar açlmş, ağaçlar altnda sohbet derinleşmişken, Yaşar Efendi’nin faytonunun kornas ortalğ çnlatyor.
Yeni misafirlerimiz var... Bir değil hem de iki fayton; halalar, yengeleri, tam tamna sekiz kişiyi getiriyor. Evdekilerle oldu mu 18 kişi.
Yeniden tanzim edildi her şey... Köfteler ortadan kayboldu, annem tekrar mutfağa girdi, kyma yok ki... Bu kadar kişi nasl doyacak? Bir telaştr başlad...
Babam “Hanm köfteleri göndersene...” diye seslendi. Mutfaktan ilk parti köfteler geliyor... Daymla babam köfteleri mangala atyor. Ben durumu bildiğim için köfte yemeği düşünmüyorum. En az 90 köfte gerekiyor bu kadar kişiye, adam baş beşerden...
İlk parti köfteler pişiyor, ikişerden tamam otuz alt adet, tabaklara dağtlyor yannda közlenmiş biber ve patates...
Annem devaml köfte gönderiyor. Daymla babam da pişirip servis ediyorlar.
Keyifler yerinde... Evde fazla kyma olmamasna rağmen annem bu kadar köfteyi nereden buldu da, devaml gönderiyor?
Derken bir tepsi köfte daha geliyor...
Babam sesleniyor; “Hanm yetti, bu gönderdiğin fazla artk.” Annem ise “Yesinler yesinler hem bu sondu zaten” diyor
18 kişiye, adam baş 7-8 köfte düşüyor, bu açk nasl kapand, diye meraktaym. Yoksa fazla kyma m vard?
Yenildi içildi, akşam çökmeye başlad...
“Haftaya yine bekleriz” sözleri arasnda, kimi Fatih’e kimi Kadköy’e doğru yola koyuldular...
Sonunda biz bize kaldk.
“Anne bu kadar köfteyi nereden buldun, hani et yoktu?” diye soruyorum. “Yoktu ya evladm, ben memur karsym, seni ve iki kardeşini bu yaşa kadar nasl getirdim sanyorsun? Yaptğm köfteleri bozup, tekrar yoğurdum, içine iki büyük bayat ekmek rendeledim, üç adet soğan, biraz süt, biraz kimyon ilavesiyle yeniden yaptm köfteleri. Herkesi de doyurdum işte. Kimse farkna bile varmad. Afiyetle yediler, mutlu olup, ayrldlar. İyi olmad m?”
İşte ben böyle bir annenin evladym!..
Tamer Algan

Yazarın Tüm Yazıları