Bakire olmadığımı öğrenince beni bıraktı

Sevgili Güzin Abla, aradığım erkek karşıma çıktı. Hayatımda ilk kez ölünceye kadar değil öbür dünyada da eşim olsun, dediğim insandı. Onunla evlenmek istiyordum; bizimki ciddi bir ilişkiydi. 2 ay sürdü. Ona 3 yıllık eski erkek arkadaşımla cinsel ilişkiye girdiğimi söyledim dürüstçe. Ama o bunu kabul etmedi. 30 yaşında ve çok beğenilen genç bir kadınım. Ben başından beri bunu sorun yapacağından korkuyordum. Korktuğum başıma geldi. Ona "Sana yalan da söyleyebilirdim ama seni seviyorum; ilk kez birini bu kadar seviyorum..." dedim. Güvenilir ve çok temiz bir insandı. Olmadı, bunu kabullenemedi ve bitti.

Güzin Ablacığım; Allah aşkına söyle ben hiç yapılmaması gereken affedilmeyecek kadar kötü bir şey mi yaptım, bekaretimi kaybetmekle? Ben bir birey olarak özgürce bir tercih yaptım. Sevdiğim kişiyle bunu yaşadım; sonra yıllardır da hayatımda kimse olmadı. Neden erkek yapınca çok doğal da kadın yapınca olmaz? Bütün erkekler böyle mi? Onunla benim yetiştiğimiz yaşadığımız çevreler farklı; o da üniversite mezunu ama şehirde büyümemiş. Çıkardığım sonuç şu; o beni yeterince sevmemiş. Gerçekten seven bir erkek ona dürüst davranan bir kadını reddeder mi? Hayatımın en acı, en sorgulayıcı dönemini geçiriyorum. Lütfen Ablacığım, bana yılların tecrübesiyle fikir ver. Onunla ilişkiye girmedim. Ama ayrıldıktan sonra benden helallik istedi. Mesaj gönderip halimi, sağlığımı sordu. Vicdanını rahatlatmak için mi sordu dersiniz?

RUMUZ: MAVİ

Sevgili kızım, zaten yapılan birçok araştırma ve istatistik bu gerçeği dile getiriyor... İki yıl kadar önce Hürriyet gazetesinin yayınladığı "cinsellik dosyası" bu alanda ülkemizde yapılan en geniş çaplı araştırmaydı... Ve burada da dikkat çeken yine aynı şekilde, üniversite mezunlarının büyük bir oranının bile evleneceği kızda bekaret aradığıydı. Tabii oranlar değişiyor; eğitimli gençlerin bir bölümünün erkekler için çok normal sayılan evlenmeden önce bir beraberlik yaşama hakkının, kızlara da tanınabileceği gerçeğine inandıkları da görülüyordu.

Ama şu bir gerçek ki, Türk gençlerinin çoğunluğu evlenecekleri kızda bekaret arıyorlar. Ve dikkat çeken bir başka nokta da flört ederken, bekarete hiç önem vermemeleri... Hatta ısrarla flört ettikleri kızla cinselliği yaşamak istiyorlar. Bu çifte standart zaman zaman bana yazan gençleri de isyan ettiriyor, öfkelendiriyor.

Evet, dediğin gibi; aile çevresi, büyüdüğü ortam, çevrenin baskıları insanları bazen o kadar etki altına alıyor ki ister istemez bu düşünceler onda kökleşiyor. Bu genç adam da belli ki senden kopamıyor, hálá seni seviyor ama inandığı gerçeklere karşı çıkmaktan da ailesinden tepki görmekten de çekiniyor olmalı... Belki onu ikna edebilirsin, ama yaşam boyu bu konuyu başına kakması da söz konusu olabilir.

Uykusuzluk kabusum oldu

Sevgili Güzin Abla; bir yıl öncesine kadar düzenli uyurdum. Fakat şimdi uykuya hasret olduğumu söyleyebilirim. Birçok ilaç kullandım ama fayda etmedi. Akşamları çay, kola, kahve gibi içecekler içmiyorum. Ama yine de uyuyamıyorum. Çok mutlu bir evliliğim var; hiçbir sorunumuz yok. Ama ne zaman kafamı yastığa koysam düşünmeye başlıyorum. Aklıma bin bir türlü şey geliyor. Sabahı ediyorum. En geç saat 23’te yatıyorum üstelik... Ne olur bana yardım edin çünkü delirmek üzereyim!

RUMUZ: UYKUSUZLUK


Ben de aynı şeyi bir süre yaşadım sevgili okurum, halini anlıyorum. Bu biraz beyin yorgunluğundan oluyormuş, doktorum böyle söyledi. Beyni dinlendirmek gerekiyor, bunun için de uyumak şart. Ben bitkisel çaylardan çok yararlandım. Sana rezene ve yasemin çayını tavsiye ederim. Sarı kantaron da çok iyi, hem sakinleştiriyor hem de uyutuyor. Bana sorarsan ilaç almanı tavsiye etmem, alışkanlık yapabilir. En iyisi bir uzmana başvurup onun görüşlerini alman, uygulayacağı tedaviden yararlanman olur.

Yüreğimizde tüm canlılara yetecek kadar sevgi var

"Her şey bitti, sıra itlere mi geldi?.." Evet efendim; her şey bitti, sıra "it"lere geldi! Onca aç insan varken biz kediyle, köpekle, kurtla kuzuyla, atlarla uğraşıyoruz(!) Çünkü yüreğimizde Allah’ın yarattığı tüm canlılara yetecek kadar sevgi ve merhamet duygusu barınmakta. Birisi bir diğerinin önüne geçmeden her canlıya saygı duyulmadan sokaklardaki şiddetle, kapkaçla başka türlü başa çıkılamayacağına inanıyoruz.

Çünkü diyoruz ki eğer bir insan empati yapmayı bilmezse, o zaman kapkaç da yapar, birbirini de yaralar, kız arkadaşını da doğrar. Çünkü biliyoruz ki bir çocuk, bazılarının tabiriyle, bir "it"e işkence ediyorsa, evde anne babasından mutlaka dayak yemekte.

Çünkü birisi bir "it"e işkence ediyorsa, yarın potansiyel suçlu olarak aramızda rahatça dolaşır! Çünkü bir kediyi görmek istemediği için üstüne asit döküp yakabiliyorsa, merhamet duygusundan bunca yoksun kişi, yarın kadınları acımadan, çantalarını almak için, yerlerde sürükleyebilir. Çünkü biliyoruz ki biz bugünden ekersek sevgi tohumlarını, yarınlarımız güvence altında olacak! Ve biliyoruz ki; eğer aciz bir canlıya sevgi ve saygı duymayı öğretebilirsek bu vatanın evlatlarına ve eğer bu canlının hayvan ya da insan ya da bitki olması fark etmeden, ona karşı sevgi duyabilirse çocuklarımız, sırf yaratılmış olduğu için, yarınlarımız garanti altındadır!

ÖZGÜN ÖZTÜRK,
ozgun@yasamhakkinasaygi.com, www.yasamhakkinasaygi.com



Sevgili Özgün, bana da bazen "Hayvanlar için çok fazla yazıyorsun" diyenler; bu tarz sitemler edenler oluyor; ama ben biliyorum ki, pek çok hayvan dostu okurum ve dostum da var. Hürriyet gazetesi biraz da bu yönüyle seviliyor. Bu tür yazılarım birçok kişiyi mutlu ediyor. Sevgili dört ayaklı dostlarımız için zaman zaman uyarılar yapmak, insanlara hayvan sevgisi aşılamak, çocukların küçük yaştan itibaren hayvan sevgisiyle büyümeleri hatta bir hayvanla yaşamlarını paylaşmaları için değerli yazarımız Bekir Coşkun’la var gücümüzle çabalıyoruz işte... Bu da bizim bu alemdeki görevimiz...
Yazarın Tüm Yazıları