Paylaş
Sayın Feyza hanım, köşenizdeki mektupları dikkatle takip ediyorum. Memleketimizde pek çok insanın konuşmaya dahi çekindiği konuları cesaretle kaleme aldığınızı görüyor, size saygı duyuyorum.
Ancak affınıza sığınarak köşenize pek fazla yazmadığınız ve gençlerimizde eksik olarak bulduğum bir meseleyi yazmak istedim.
Bu sayede günümüz gençliğinin Atatürk’ün sürekli tartışılan din anlayışıyla ilgili bu bilgilere ihtiyacının olduğunu düşünüyorum.
İşte Atatürk’ün bu meseleyle ilgili söyledikleri:
“Türk milleti dindar olmalıdır. Hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum...
Bizim dinimiz en tabi ve makul dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur.
Bir dine tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.
Ey genç arkadaşlar! Allah birdir, büyüktür. Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun.
Peygamber efendimiz hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur.
Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur’ani azimüşşandaki (Şan ve şerefi yüce olan Kur’an) husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir.
Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen uyuyor.
Temeli çok sağlam bir dinimiz vardır.
Din, bir vicdan meselesidir.
Herkes vicdanın emrine uymakta serbesttir.
Biz dine saygı gösteririz.
Düşünce ve tefekküre karşı degiliz.
Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz, kasde ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz.”
Mustafa Kemal Atatürk
◊ Rumuz: Selami T.
YANIT
Bu konuda yazarlar, bilim adamları felsefecilerin sözlerini araştırdım. Özet olarak, maalesef ülkemizde de Atatürk gibi bir “dünya lideri”, son zamanlarda milleti için yaptıklarıyla değil de dini inancı konusunda konuşulmakta.
Her şeyden önce bu durum çok ama çok üzücü. Yokluk ve yoksulluk içindeki bir toplumda geri kalmış bir ümmet impratorluğundan çağdaş bir ulus yaratan Mustafa Kemal Atatürk için bu iftirayı atmak günahtır.
Çünkü din, Atatürk’ün de dediği gibi, “Allah ile kul arasındaki bağlılıktır”.
Atatürk düşmanları, Atatürk’ü Müslüman-Türk milletinin gözünden düşürmek için Atatürk’e “dinsiz” diye iftira atmışlardır. Atatürk, Kuran-ı Kerim’e bağlılığını her fırsatta “Kitab’ı Ekmel en mükemmel kitaptır” diye söz ederek belirtmiştir.
Sohbetlerinde Peygamber efendimizin son peygamber olduğunu vurgulamış, Allah’ın yüceliğinden, Türk ulusunun inançlı ve dindar olması ve dinini iyi öğrenmesi gerektiğini öğütlemiştir.
Paylaş