Paylaş
Beni ve annemi terk eden babamın aksine, arkadaşımın ailesi beni kendi oğullarından hiç ayırmadı.
Onunla aynı eğitimi almamı sağlayıp bana aile şirketlerinde iyi bir pozisyon verdiler. Ama ben o arkadaşımın, geçmişte birliktelik yaşadığı ve hâlâ sevdiği kadına aşığım.
Vefa borcumdan dolayı kendimi çok büyük bir çıkmazda hissediyorum.
Bir tarafta belki de 38 senelik ömrümde ilk defa aşık olduğum kadın, öteki tarafta kardeşim olarak bildiğim arkadaşım ve ailesi...
Bahsettiğim kadın, arkadaşımın babasının yanında uzun seneler çalıştı. Bu sebepten ötürü birçok kez aynı ortamda bulunduk ama kendisi insanlardan uzak durduğu için dikkatimi hiç çekmedi. Sonradan arkadaşımla yakınlaşmaya başladılar ve ona karşı herhangi bir ilgi duymam zaten söz konusu değildi.
Arkadaşım her ne kadar eğitimli bir aileden gelse ve Avrupa’da yaşasa da, kadın dul ve çocuk sahibi olduğu, bir de geçmişte hakkında asılsız bir dedikodu çıktığından dolayı ailesinin vereceği tepkiden korktu ve onunla birlikteliğini hep gizli tuttu.
Bu süre boyunca, ailesinin evlenmesi için ısrarda bulunduğu, küçük yaşlardan beri ciddi ilişki içerisinde olduğu aile dostlarının kızıyla ilişkisini de sevdiği kadının haberi olmadan sürdürmeye devam etti.
Nitekim böyle devam edemezdi ve edemedi de. Asıl amacı araya mesafe koymak ve o kadını unutabilmekken, işini gerekçe göstererek başka bir ülkeye taşındı ve benim çıkmazım bu şekilde başladı.
Evlilik planları yaparken terk edildiğinin farkına varan o kadın, hiç tahmin etmeyeceğim şekilde gururlu davrandı.
İlk önce işten ayrılıp daha sonra ailesine yakın bir yere taşındı. Arkadaşımın peşinden asla koşmadı.
Özellikle de onun kısa bir süre sonra evlenip, çocuk sahibi olduğunu öğrendikten sonra...
Arkadaşım kadından haber almakta ısrarcı olduğu için birkaç kez onun hatrına yüz yüze görüştüm.
Birbirimize karşı gayet mesafeliydik. Ne o arkadaşımı sordu ne de ben konuyu açtım. Ama onun aksine arkadaşımın üç sene boyunca hayıflanmalarını dinleyip durdum. Hâlâ dinliyorum çünkü onu seviyor. Hâlâ onunla birlikte olmanın hayallerini kuruyor.
Onun bu durumuna tahammül edemediğim için aramıza mesafe koymayı çok denedim ama onların şirketinde çalışırken bu mümkün olmadı.
Geçtiğimiz sene istifa ettim, şu an başka bir şirkette çalışıyorum ama vicdanım beni rahat bırakmıyor. Arkadaşımı silip atamıyorum.
Onun dostluğuna ihtiyacım var çünkü bu dünyada güvendiğim, ailem saydığım tek insan o. Oysa ben onun güvenine layık olamadım. Çünkü o kadınla olan görüşmelerimiz zamanla sıklaşmaya başladı, onun hayatına dahil oldukça tuhaf bir şekilde hayranlık duymaya başladım ve zamanla hayranlık yerini sevgiye bıraktı.
Öte yandan kıskançlığım had safhaya ulaşmış durumda. Ona baktığımda arkadaşımı görüyorum. Onun ellerini, onun dudaklarını...
Bu sebepten ötürü sevdiğime içimi istediğim gibi dökemiyorum. Ona deliler gibi aşık olamama rağmen uzak durarak onu incitiyorum.
Bu duygularla baş edemem korkusuyla ona bir kez olsun onu sevdiğimi söyleyemedim, çünkü yürütemezsem onun bir kez daha hayal kırıklığına uğramasını istemiyorum.
Ne yapmalıyım sizce?
◊ Rumuz: Zor durumdayım
YANIT
İşte gerçekten zor bir durum, ben de cevap vermekte zorlanıyorum. Sevgili oğlum, sana her şeye boşver, sevdiğin kadını al koluna, kimseye aldırma, yürü git yüreğinin götürdüğü yere kadar diyebilirim.
Sevdiğin kadının da sana karşı boş olmadığını düşünmek istiyorum tabii.
Ama sanırım bu kadın son derece onurlu, gururlu biri. Hâlâ arkadaşını seviyor olsa bile, ona geri döneceğini sanmıyorum. Arkadaşın evlenmiş, çocuğu olmuş, aradan yıllar geçmiş...
Şimdi o gelse bile, bu hanımın onu kabul etmeyeceğini düşünüyorum.
Aranızdaki sorun ne senin kıskançlığın, ne de senin kuşkuların.
Tek sorun kardeş yerine koyduğun arkadaşına karşı yaptığın bu vicdan muhasebesi.
Sana yalnız şu kadarını söylemek isterim; o senin çok değer verdiğin, kardeşim dediğin adam o kadına karşı takındığı haksız tutumuyla, hiç sevmediği halde evlendiği o genç kıza yaptığıyla bana kalırsa çok da doğru bir adam değil.
Evlendiği kıza yazık değil mi, yıllarca terk edip arayıp sormadığı o kadını hiç mi düşünmüyor? Bunca yıl yaşadıklarını nasıl hazmetti acaba? O ise hâlâ düşüncesizce davranıyor.
Belki de hayatının aşkını bulmuşken, vazgeçmen yazık olmayacak mı?
Sana yol göstermek istemiyorum, sadece düşüncelerimi söylüyorum.
Biliyorum zor bir karar ama sonuçta bu kararı verecek olan sensin.
Sanal alemde kolay kandırılıyorum
Merhaba, ben sanal alemde neredeyse kötü bir hayata sürüklenmek üzereydim. Köşe yazılarınızdan birinde bu tarz bir konuyla karşılaştım. İnanılması güç bir hadiseydi. İnternette tanıştığı biri, onu başka erkeklere pazarlıyordu.
Hâlâ nasıl etkisinde kaldığımı hatırlıyorum.
Şimdi benim de böyle biriyle yazıştığımı söylemeliyim. Adam resmen üzerime üzerime geliyor, benimle buluşmak, yakınlaşmak istediğini söylüyor. Hatta bana sanal seks yapmayı bilip bilmediğimi bile sordu.
Onu listemden kaldırmak, mesajlarını silmek istiyorum ama yapamıyorum.
Gece olduğunda mesajlaşmaya çağırıyorum.
Ne yapmam lazım? Bu adam benim beynimi mi ele geçirdi?
◊ Rumuz: Kurtulacak mıyım
YANIT
Canım kızım, biraz abartıyorsun gibi geliyor bana. Sen istemezsen gidip adamla buluşmazsın, ki kesinlikle buluşmamalısın. Seninle internetten seks yapmayı düşünen bir adamla ne işin olabilir?
İnternette her türlüsü var diye hep söylemiyor muyum? Sonuçta onu arkadaş listenden çıkarır atarsın, olur biter...
Senin hayatında bu tür kişilerin ne işi var?
İş arkadaşımdan hoşlanıyorum
Merhaba Güzin Abla, ben 30 yaşında, bekar bir genç kadınım. Dinimin gerektirdiği gibi yaşamaya çalışan biriyim. Çevremde de ağırbaşlı olarak tanınırım. Gıda mühendisliği bölümünden mezun oldum ama mesleğime göre çok daha vasat bir yerde çalışmaktayım. İşyerinde aynı yaştan erkek ve iki de yaşlı memur iş arkadaşım var. Maalesef işimin sosyal yönü sıfıra yakın.
Şimdiye kadar hiç erkek arkadaşım olmadı. Hep uzaktan ilgi duydum birilerine. Aslında süslensem oldukça güzelim ama ben genelde sade olmayı tercih ettiğim için pek fazla dikkat çekmiyorum.
Bu işyerindeki akranım olan arkadaşla bir arada bulunduğumuz zaman ben ona karşı garip bir şey hissediyorum. Ama bu geçen süre içinde karşı taraftan sözlü ya da hareketle bana ilgi duyduğuna dair hiçbir işaret almadım.
Hatta başka şehirde yaşayan bir kız arkadaşına karşı ilgisini ifade ettiğini de hatırlıyorum. Kafamı kurcalayan şey şu:
Ben ona böyle bir şey hissediyorsam, o nasıl bana karşı hiçbir şey hissetmiyor? Ya da hissediyor da belli etmek mi istemiyor? Tavsiyelerinizi bekliyorum.
◊ Rumuz: Yardım lütfen
YANIT
Sevgili kızım, 30 yaşına gelmişsin, hiç evlenmemişsin, hatta flört bile etmemişsin.
Vücudumuzun fizyolojik olarak birtakım değişimler yaşadığı dönemler vardır. Bir genç kız adet döneminin başlamasıyla, kadınlığa adım atar, hormonları onu anneliğe hazırlamak üzere harekete geçer.
Bu dönemden sonra kızlar karşı cinse doğru bir çekilme hissederler. Bu son derece doğal bir şeydir. 30 yaş ise bir kadının cinsel ve hormonal olarak olgunluğa erdiği yaştır.
Eğer bu döneme kadar evlenmemişse ya da bir erkek arkadaşı yoksa, hormonları ona bunu hatırlatacaktır. Belki normalde, bu erkek arkadaşın senin ilgini bile çekmeyecekti ama çevrende karşı cinsten bir tek o vardı.
Bence hayata kapılarını kapatma kızım, elbette senin de gerçekten seveceğin birileri olacaktır. Bunun için kabuğundan çıkma zamanın geldi.
Paylaş