Antalya’da, toplu mezarlarda yüzlerce katledilmiş köpek

Sevgili hayvandostları; Antalya vahşeti konusunda Hürriyet gazetesinin duyarlılığı için bir kez daha böyle bir gazetede çalışmaktan dolayı gurur duydum.

Ancak ne kadar yazsak çizsek de bu acı gerçekler değişmiyor. Bana kalırsa, bu olay sadece Antalya ile sınırlı değil maalesef. Pek çok büyük şehrimizde bilinmeyen çukurlarda, sayısız yavrucaklarımız yatmakta. Antalya’daki bir şekilde, bir raslantı sonucu ortaya çıktı ancak ben bu tür katliamın her yerde gerçekleştirildiğine inanıyorum. Beni en çok üzen de İstanbul dahil tüm büyük kentlerde binbir fedakarlıkla yakalanıp, aşılanıp, hatta kısırlaştırılan, kulaklarına o korkunç küpeler takılan birçok şanssız köpeğin, bir süre sonra feci bir şekilde öldürülmesi. İtlaf edilmesi... Bunu nasıl açıklarlar, bilemiyorum. Öldürecektiniz, o halde o hayvanlara acı çektirerek neden aşılatıp, kısırlaştırdınız? Neden hayvanları ölüme mahkum ediyorsunuz. Kuduz tehdidi gerekçenize hiç kimse inandı mı? Gerçekten çok üzgünüm ve elimden yazılar döşeyip, kınamaktan, acımı anlatmaya çalışmaktan başka bir şey gelmiyor. Ve en büyük endişem, çevremde giderek daha az köpek görmek, giderek bu can dostlarımızın dört bir yandan gelen türlü tehditlerle yok edilmesi. Nedir bu saldırılar bu acımasızlık, nedir bu sevgisizlik, bu hayvanlara yönelik katliam ne zaman durdurulabilecek? Ya da durdurulabilecek mi acaba? Neden hayvanlara katlanamıyorsunuz, neden onlarla bu kısacık ömürde bu yaşlı dünyamızı paylaşamıyorsunuz... Ve dikkatinizi çekerim, yalnız hayvanlara mı uygulanıyor şiddet... Hayır, şiddet giderek her kesimde artıyor. Bilimsel araştırmalar göstermiş ki, hayvana şiddet uygulayan mutlaka insana da rahatlıkla şiddet uygulayabiliyor. İşte size; hayvandostlarından gelen tepkiler...

Ah Antalya Ah!

Ben ilk kez Begonvilleri sende gördüm. Denizine, doğasına vurulduğum, güzeller güzeli, rüya kent; senin adını bu güzel mayıs ayında ben böyle mi duyacaktım?

Duyarlı yürekler çoktan almışlardı ölümün kokusunu, dilekçeler yazdılar olmadı; yalvar yakar oldular; din, vicdan, merhamet, yasa dediler. Yok denildi, itlaf yok! Ama herkes biliyordu, bir yerlerde gizli saklı vicdansız eller ölüm saçıyordu masum canlara. Hem de nasıl bir ölüm, saatlerce kıvranarak, acı içinde... Neden olduğunu hiçbir zaman bilemeyecekleri ölüm. Sözde o canların korumacısı olması gereken (yasa böyle diyor) yerel yönetimlerin emrindekiler yaz hazırlığına başlamışlar. Turizm kenti yüz akımız Antalya’yı yeni sezona hazırlıyorlar. Hem de ne hazırlık! Kim uğraşacaktı şimdi o itlerin aşısıydı, kısırlaştırılmasıydı; at zehirli iğneleri, ölsün gitsin. Öyle de yaptılar ne kulağı küpelisini ne tasmalısını ne bacağı alçılısını ne de yavrusunu ayırdettiler Bazılarını masraf düşürmek için iple boğmuşlar! Çukurların içinde öylece boyunlarında ölüm kementleriyle yatıyorlardı. Yüzlercesini, katledip, Varsak ormanlık alanına, çoğunu daha can çekişirken, sürüyerek götürüp attılar çukurlara, örttüler üzerlerini bir gün o toprağın kendi üzerlerine de örtüleceğini hiç düşünmeden kara toprakla. Resimlerini gördüm; hemen hepsinin burnundan sızan incecik kan, o güzelim patileri kıvrılmış. Ölüm bile saf güzelliklerini bozmamış. Bir tanesi nasılsa gözleri kapalı -genelde açık giderler bu dünyadan- aynı küçük bir çocuğun uykudaki hali. Belki de hayal kırıklığını insanlar görmesin diye, son bir gayretle sıkı sıkıya kapatmış göz kapaklarını. Sevmelere kıyamayacak kadar küçükler, bir avuç büyüklüğünde bedenleri, kulakları kırmızı küpeli; madem ki öldürecektiniz neden onca emek, masraf?

Hiç birisine acınmamış, nasıl da kıymışlar, nasıl da vermedikleri canı alma cesaretini, cahilliğini göstermişler? "Yaz geliyor, kuduz vakalarında patlama olacak" gibi bir bahaneyse katliamınızın mazereti; bunun yolu, maliyeti öldürmekten çok daha ucuz olan aşı değil mi?

Hayvanseverler inanılmaz fedakarlıklarla yaşatıyor, siz o emekleri boşa çıkarıyorsunuz. 5199 sayılı yasa yetersiz, kimse uygulamıyor. Duyarlı yüreklerin isyanı, gözyaşı dinmiyor. Ah Antalya Ah! Sana bu görüntüler hiç ama hiç yakışmıyor.

ECE BİLGİN

Havada ölüm kokusu var sıra diğer kentlerde şimdi

Sesimizi duyun artık. Havada ölüm kokusu olan o toplu mezarlık Antalya’nın olduğu kadar Türkiye’nin de ayıbı... Diğer sehirler sıra size de gelecek demiştim, bugün sıra Antalya’ya geldi, diğerlerine de gelecek. Artık konuşur musunuz, fikir beyan eder misiniz, artık bu konuyu birinci gündem maddeniz yapar mısınız? Artık kişisel çıkarlarınızı, kavgalarınızı, nefretlerinizi bir kenara bırakıp bir kez olsun sevgili canlar için, bütünleşir misiniz? Taşeron firmalarla ilgili, duyarlılığınızı, tepkinizi gösterin artık.

ÖZGÜN ÖZTÜRK ; www.yasamhakkinasaygi.com

Bu katliam sokaklarda tek bir hayvan kalmayıncaya kadar sürecek

Türkiye’deki itlaflar sadece Antalya’da değil tüm ülke genelinde, uzun zaman önce başlamıştır ve sokaklarda bir tek hayvan kalmayıncaya kadar da devam edecektir. Antalya’da gerçekten kuduz vakası var mıydı? Yoksa yıllarca bakımevi yapın diye yalvardığımız belediyeler sorunu kökten çözmek için mi böyle bir yola başvurdu? 5.500 köpek aşıladık diyenler, aşıları ölülerinin üzerine iş makineleriyle toprak atarken mi yaptılar yoksa?
Gamze Erkök; Haykod: haykod@yahoogroups.com

Değerli basın mensupları lütfen sesimiz olun

Yıllardan beri süregelen sahipsiz hayvan katliamı, son Antalya faciası ile bizleri yine derinden yasa boğdu. Bu hayvanların çığlıklarını duyacak bir yetkili yok mu? Kanun yapıcılar ve kanun uygulayıcılar nerede? Milletvekilleri, oyladıkları kanunların uygulanıp uygulanmadığını takip edemiyorlar mı? Há lá gerçek anlamda insan olamamanın onursuzluğunu yaşıyoruz. Bazı belediye görevlileri bulundukları çevrede "Kanun manun tanımam, kedileri köpekleri öldürürüm" diyor. Terör estiriyor. Bu dakikadan sonra hiç kimse ama hiç kimse tutup da "Bunca sorun varken..." kadar abes bir soruyu bizlere sormaya kalkmasın. Yaşanan tüm sorunların sebebi yine insanlar değil mi? Hayvanları katlederek sorunları bitirebilecek misiniz? Basında çıkan haberlere baktığımızda, çocukların annelerini öldürmeye başladığını görüyoruz. Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. "Hayvan öldürmek ile insan öldürmenin arası bir adımdır" diye.

Hülya Alpgiray/ ASKOD http://www.askod.org
Yazarın Tüm Yazıları