Paylaş
Güzin Abla, sonunda ben de size yazmaya karar verdim. Öylesine çaresizim... Benim sorunum babamla. Babam korkunç bir insan. Anneme, bana ve kardeşime çok kötü davranıyor.
Duyduğuma göre geçmişte daha da fenaymış. Yani yıllardır bu böyle. Babama hiçbir şey söylenemez. İtiraz edilemez. Annem normal bir konuda babamı nazik bir şekilde uyarmaya kalkışsa, babam birden bağırmaya, ağza alınmayacak küfürler savurmaya başlıyor.
Annemin üzerine yürüyor ve “Seni vururum, döverim” gibi kelimeler kullanıyor.
Artık onların her gece yatak odasını dinlemekten bıktım. Bağrışmaları yüzünden uykularım kaçıyor.
“Ya bir şey olursa”, “Ya babam anneme vurursa”, “Ya Allah korusun onu öldürürse” diye düşünmekten çok yoruldum. İnanın derslerime çalışamıyorum. Kardeşim de öyle. Aslında annem o kadar düşünceli ve babamın üstüne öylesine titreyen biri ki, şaşıyorum. Buna rağmen babam böyle davranıyor.
Babam hep kızgın, hep öfkeli, hep küfürbaz. Televizyonda herhangi bir haberi izlerken bile küfrediyor.
Hiç “Çocuklarım duymasın, onlara kötü örnek olmayayım, yanlarında böyle konuşmayayım” diye düşünmüyor.
Ben gerçekten bu adamdan bıktım. Keşke evden gitse, bizi terk etse ve asla geri gelmese. Belki o zaman onu özlerim, sonuçta benim babam. Ama hiç değilse bize her gün yaşattığı bu eziyetten kurtulurum.
En azından onun yokluğunda az da olsa onunla yaşadığımız güzel anları hatırlarım.
Bu mektubu da size yine annemle babamın kavga ettikleri, babamın annemi şiddetle tehdit ettiği bir gece yazıyorum. Ne diyebilirim ki, çaresizim. Keşke herkes anne baba olmasa... ◊ Rumuz: Babam korkunç biri
YANIT
Ah canım kızım, mektubun beni o kadar üzdü, etkiledi ki... Şu son cümlen de beni çok düşündürdü...
Gerçekten çok haklısın, insanlar eğer dünyaya getirdikleri çocuklarını düzgün bir aile ortamında, onlara iyi bir gelecek hazırlayarak büyütemeyeceklerse, çocuk yapmamalılar.
Çocuk sorumluluk demektir, çocuk gelecek demektir. Eğer bu sorumluluğu layıkıyla taşıyamayacaklarsa, çocuk yapmamalılar. Bir canı dünyaya getiriyorsan eğer, ona gerektiği gibi bakamayacaksan, ona huzurlu ve sıcak bir yuva veremeyeceksen, çocuk düşünmeyeceksin. Böyle geçimsiz ailelerde zaten en büyük zararı ne yazık ki çocuklar çeker.
Sevgili kızım, belki bana kızacaksın ama ben sadece babanı suçlayamıyorum. Anlattıklarından yola çıkarak annenin de sizi düşünmediğini görüyorum. Babanın bütün bu zalimce davranışlarına katlandığı, sizi düşünmediği, bütün bu kavgalara şahit olmanızdan hiç endişe duymadığı için annen de baban gibi sorumsuz biri, bana kalırsa. Anlattığına göre baban yıllardır aynı şekilde annene kötü davranıyor, tehdit ediyor.
Ama annen yine de ondan ayrılmayı düşünmek bir yana babana hâlâ nazikçe, yumuşak ve sevgiyle yaklaşıyor. Buna rağmen yine azar işitiyor, itilip kakılıyor.
Baban anlaşılan ne sizi ne de anneni seviyor. En azından annene hiç saygı duymuyor. “Yıllardır bu böyle” diyorsun. Peki ama bu hayat çekilir mi? Annen neden çekiyor? Kendini düşünmüyorsa, sizi düşünmek zorunda değil mi?
Bu gibi insanları omuzlarından tutup sarsmak geliyor içimden, “Kendine gel, toparlan, bu hayatı yaşamak zorunda değilsin, hiç değilse çocuklarını düşün. Onlara yazık etmiyor musun” demek istiyorum.
Kaç yaşındasın bilemiyorum ama ifadenden ortaokul ya da lise talebesi olduğunu tahmin edebiliyorum. Aklı başında ve zamanından önce olgunlaşmış bir kızsın. Artık anneni karşına alıp, bu düşüncelerini ona aktarabilecek yaştasın.
“Anne bize bu hayatı yaşatmaya hakkınız yok” diyebilmelisin kızım.
Çünkü belki de annen sizin durumunuzun hâlâ farkında değil. Birinin onu uyarması gerekiyor. Tabii ailede bunu yapabilecek bir büyüğünüz yoksa.
Paylaş