Paylaş
Bilemiyorum… Annesiz geçirdiğim 3’üncü Anneler Günü bu. Ve bu yaşımda bile annesizliğin tüm yoksulluğunu hissediyorum ben de.
İşte ben de sevmiyorum artık Anneler Günü’nü. Her ne kadar kızım, torunum gelip beni kutlasalar da ben gidip yanağından öpemeyecek olduktan sonra canım annemi… Benim için kimselere benzemeyen biricik annemi… Kimsenin yerini dolduramayacağı annemi… Her an özlem duyuyorum, her an ona anlatmak istediğim bir sevincim ya da bir üzüntüm var. Ama sesim havada kalıyor… “Anne bak bugün ne oldu” derken birden susuyorum, gözlerim yaşlarla ıslanıyor.
İşte bu yüzden, benim gibi olanlar, yani anneleri yanında olmayanları ya da anne olup da kuzucuklarını kucaklayamayanları düşünüp hüzünleniyorum.
Mezarına gidip çiçek koymayacağım bu yıl anneciğimin. Hayır! Bu beni çok daha fazla hüzünlendiriyor.
Dualarımı hiç esirgemesem de o mermerlerin altında yatan annem mi bilemiyorum artık… Ben onun her an, her yerde, her soluğumda yanımda olduğunu, beni izlediğini düşünmek istiyorum çünkü…
Yokluğunda mektup yazıyorum
Sevgili Güzin Abla, senin aracılığınla bana ait olan bir yazıyı köşene göndermek istedim. Özellikle seni seçtim çünkü biliyorum ki bu konularda çok duyarlısın.
Bir gün yokluğunda mektup yazacaksın deselerdi inanmazdım anne. Çocuk aklımla kendime sordum ‘‘anne dedikleri şey elle tutulmayan gözle görülmeyen Tanrı gibi midir” diye. Cevabını veremedim anne. Başka çocuklar gibi canım yandığında da sana seslenemedim, kötülükler rüyalarımı işgal ettiklerinde de sen yoktun anne.
Biliyor musun her sene mayısın ikinci pazarı gelmesin istiyorum. Ellerinde çiçek, hediye paketi olanlar da canımı acıtıyor anne .
Neden yoksun anne. Çocuklar bedel öder mi çocuk yaşta, öyleyse ben neyin bedelini ödüyorum anne.
Sordukça acı çekiyorum, sordukça yanımda olmanı daha çok istiyorum. Ne çok cevapsız soru var hayatımda bir bilsen. Yokluğunda mektup yazıyorum anne. Biliyorum sensizlik sonsuz bir yokluğun adı gibi.
Piyale Etgintogrul
Anneler Günü hediyesi olan kızlarım
Sevgili Güzin Abla, yıllar önce size üniversitede ne yokluklar içinde okuduğumu yazmış ve sizin verdiğiniz güçle okulumu bitirip, aza kanaat ederek kendi çabalarımla evlenmiştim.
O günden bu güne yıllar geçti. Eşimle önce ekonomimizi düzelterek geç çocuk sahibi olduk. Hayatımızın en güzel anlarıydı, peş peşe iki kız çocuğuna birden sahip olmak... Hem de Anneler Günü hediyesiydi onlar bana. Fakat son yıllarda eşimin sağlığı bozulmuştu. Mücadelemde tek başıma kalmıştım. Sağlık nedeniyle çektiğim krediler çığ gibi büyüyerek, inanılmaz borçlara soktu beni. Zaten tutunacak dalım yoktu ve ben çalışmak uğruna çocuklarımdan ayrıldım, ayrı kaldım.
Her gün sel olan gözyaşımı saklayarak, yüreğimde hasretleri boş kalan odalarında kokularıyla sabahlayarak çilemi doldurmaya çalışıyorum. Şimdi yine Anneler Günü geldi. Kuzucuklarımın yanlarında olamayacağım.
RUMUZ: KUZUCUKLARINDAN UZAKTA BİR ANNE
Paylaş