Paylaş
Yumurtlamaya başlar ve yumurtlama işlemi bittikten sonra kuluçkaya yatar. Yumurtalarını yuvanın tavanına çengelle asar gibi dizer. Yumurtalara devamlı su pompalayarak onların temiz kalmalarını sağlar.Her ne pahasına olursa olsun yuvasını terk etmez. Yavrular yumurtadan çıkmadan açlığa dayanamazsa kendi kollarından birkaçını yemekten kaçınmaz. Bu şekilde tüm yavrular yumurtadan çıkıncaya kadar hayatta kalmayı başarır ve yumurtalarını korur...Ancak uzun süren kuluçka dönemi onu aç ve bitkin bırakır. Tüm yavrular yumurtadan çıkınca o da fedakarlığının bedelini oracıkta, yuvasında can vererek öder. Hayata yeni başlayan yavrular için anne ahtapotun cansız vücudu yaşama tutunmaları için iyi bir besin kaynağı olur. Bu yüzdendir ki, hiçbir dişi ahtapot yavrularının büyüdüğünü göremez...
*Gülçin Alganer
Pet shop’tan hayvan almayın
Bizim Notre Dame de Sion Fransız Liseliler olarak NDS adlı bir oluşumumuz var. Yazar Yazgülü Aldoğan’ın burada paylaştığı bir yazıyı çok beğendim, köşeme taşımak istedim.
Hayvanseverlerin pet shop’larda canlı hayvan satışının yasaklanması için uğraştığı bir dönemde, bir arkadaşımız pet shop’tan cins bir kedi satın almış. Üstelik astımı varmış ve sorup soruşturmadan kediciği almış... Şimdi ayakkabı sıktığı için değiştirmek istiyor! Kediyi ya isteyene satacak ya da bir dükkâna verecek. Allahtan belli ki çok para ödemiş de, kapıya koymuyor! Yoksa kedicik, çoktan sokakta çöp karıştırıyor olacaktı, karnını doyurmak için! Lütfen evinize bir canlı hayvan almadan önce iyi düşünüp taşının. Bakabilecek misiniz, vaktiniz var mı, sağlığınız ya da eviniz uygun mu, çocuk doğurmaya niyetleniyor musunuz? Çünkü eve aldığınız kedi, köpek, her neyse, O sadece nefes alıp vermiyor, duyguları da var. Terk edilmek, geri verilmek, alınıp satılmak onun tercihi değil, isteği hiç değil. Bu köle ticaretinin bir parçası olmayın. Sokaklar, barınaklar sahiplenilmeyi bekleyen hayvanlarla dolu, internette hayvanseverlerin yönettiği siteler de. Egzotik ya da cins olmayıversin, o yine de sizi sevecektir. Daha söylenecek çok söz var da, hadi neyse!Yazgülü AldoğanÇok sevgili Yazgülü Aldoğan’ın bu yazısını köşeme aldım, çünkü tamı tamına söylemek istediklerimi çok güzel bir şekilde dile getirmiş. Bu konu yıllardır yetkililere de, bu mağazalardan hayvan satın almaktan vazgeçmeyenlere de sesimizi duyurup, vazgeçirmeye çalıştığımız, içimizi yakan bir sorun. Ama ne yazık ki boş yere çabalıyoruz. Çünkü kimse bu yanlıştan dönmüyor. Daha sonra da sokaklarda başıboş dolaşan, nereye gideceğini bilmeyen, şaşkın ve mutsuz pek çok cins hayvan görüyor, onların bu durumuna çok üzülüyoruz. Ben 11 yaşımdan beri astım hastasıyım. Bu müzmin hastalığımın ne kedi, ne de köpekle yaşamakla ilgisi olmadığının ben kesin bir örneğiyim. Çünkü çocukluğumdan beri her zaman hayvanlarım oldu. Şu anda da iki kedi, bir köpekle yaşıyorum. Ve genellikle kedilerimle aynı yatakta yatıyoruz. Ama astım krizlerimi asla etkilemediler şu ana kadar. Bence bu tıpkı “bebek dünyaya geldiği için, taşındığım için hayvanımı bıraktım” demek gibi bir bahane.
Paylaş