Merhaba Güzin Abla, 2014 yılında size “Sevgilimin ailesi beni istemiyor” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Üzerinden çok uzun bir zaman geçti. Hikâyenin devamını size anlatmak istedim.
O yazıdan sonra, sevgilimle birbirimizi sevmeye devam ettik. Ailesi razı olmuştu artık, eskisinden de mutluyduk.
Ailesiyle bulunduğum şehre geldiler, ailelerimiz tanıştı.
Gayet sevecen davrandılar.
Evlendikten sonra kapanmamı ve bir süre onlarla aynı evde yaşamamı istediler.
Ben kendimi okumuş, ayakları üzerinde duran, aklı başında biri zannederdim.
Meğer hepsi aşık olana kadarmış.
Ben kendi halinde hem çalışıp okuyan bir kızım. Bir danışmanlık firmasında çalışıyorum. İşim gereği birçok işadamıyla irtibata geçiyoruz. Bu yılın başlarında yeni bir işadamı yatırım için geldi. Aramızda 1 yaş vardı. Bir gün tesadüfen her gün tedavi için gittiğim bir cilt bakım merkezinin sahibiyle çok iyi arkadaş olduklarını öğrendim.
Kendisi beni orada gördü ve ertesi gün tekrar geldiğinde aramızda bir sohbet başladı. Aslında danışmanının getirmesi gereken evrakı her hafta kendi getiriyordu, yanımdan ayrılıp da o işi yapacak arkadaşların odasına gitmek istemiyordu.
Üstelik işi olmadığı halde sürekli cilt bakım merkezine geliyordu, orada da sohbetlere devam ediyorduk. Bu arada arkadaşı olan cilt bakım merkezinin sahibi ise benimle hiç olmadığı kadar ilgiliydi ve beni “Sevgilin var mı? Evlilik düşünüyor musun?” gibi sorulara boğuyordu.
Derken bir gün babamla bir toplantıda tanışmışlar. Babam emniyet mensubu olduğu için bu durum pek çok erkeği korkutuyor. Babamla tanıştıktan sonra benim yanımda oturup kahve içmeler, sohbetler, şakalaşmalar bitti. Artık cilt bakım merkezine de gelmemeye, evrakları elemanlarıyla göndermeye başladı. 5 aydır onu hiç görmedim.
Babamı ise işi olunca hâlâ arıyor. Bir arkadaşım onu pek de tekin olmayan bir yerde bir kızla, samimi bir şekilde görmüş. Şimdi ise iflas ettiğini, işleri bırakmak üzere olduğunu duydum. Ama danışmanı olan kadın yanından ayrılmasına rağmen hâlâ benimle konuşuyor.
Bu duruma çok üzülüyorum ve ne yapacağımı bilmiyorum. Bu adamı nasıl aklımdan atacağım?
◊ Rumuz: Unutamam
Türkiye’de sokak hayvanları dahil her türlü yabani hayvan ve deniz hayvanı, Türkiye Cumhuriyeti Medeni Hukuku gereğince Eşya Kanunu kapsamında değerlendiriliyor. Bu sebeple de hayvanlara yönelik her türlü suç, kanun yetersizliğinden neredeyse cezasız denilebilecek bir şekilde sonuçlanıyor.
Ülkemizde yaşayan birçok vatandaş, hayvanların haklarının belli kanunlar çerçevesinde korunduğunu düşünse bile, Türkiye gelişmiş ülkelere göre hayvan hakları konusunda yetersiz.
İnsan merkezli hukuk anlayışı geldiğimiz bu çağda çoktan terk edilmişken, TBMM’de hayvan haklarına yönelik gerçekçi bir yasa tasarısı henüz tartışılmış bile değil.
O nedenle de birçok hukukçu açılan davalarda ne yapacaklarını şaşırıyor ve birçoğu adaletin eksik işleyişinden, gerekli ve hak edilen cezaların uygulanamamasından yakınıyor.
Ülkemizde bir hayvana kötü muamelede bulunmak, en temel hakkı olan yaşam hakkını elinden almak, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendiriliyor. Buna göre bir hayvana eziyet ederek canına kasteden kişi, hapis cezasıyla yargılanamıyor.
Bu durumda ne yapılmalı?
Yapılması gereken en mühim şey, vatandaşların konuyla ilgili düzenlenen imza kampanyaları ve sosyal sorumluluk projelerine destek vererek, basın yayın organlarını kullanarak seslerini TBMM’ye duyurmalarıdır.
Biz üniversitede tanıştık. İkimiz de mezun olduk, şu anda farklı şehirlerde çalışıyoruz, mühendisiz.
Ben onun yaşadığı şehre gitmek istiyordum, fakat orada iş bulamadım henüz. Son bir senedir ayrı olduğumuz için sürekli aramızda tartışmalar ve sürtüşmeler yaşanıyor. Beni eskisi kadar özlemediğini, aramızda duygusal çekimin kalmadığını söylüyor.
Evlenmek istiyoruz ama benim yaşadığım şehirde işe girme imkanı olmasına rağmen onu da kabul etmiyor, illa onun yaşadığı şehre gitmemi istiyor. Bana sadece kendi ailesi, kendi yaşamı varmış gibi davranıyor.
Güzin Abla, ben bu kızla evlenmek istiyorum ama o ayrılmak istediğini söylüyor. “Ayrıl o zaman, uğraştırma” diyorum, bu sefer de “Dilim varmıyor” diyor. Ne yapacağımı bilmiyorum.
O İstanbul’da, ben Ankara’dayım. Ben, ilk sevgilisiyim, hep bana diyor “Ben seninle büyüdüm, seninle hayatı tanıdım” diye...
Sonra da dönüp “Çok iyi bir insansın, bana hep iyi davrandın ama çok fevrisin, çok genelliyorsun insanları. Ailemle ileride kavga edebilme ihtimalinden korkuyorum. İçimde duygu kalmadı bunları düşüne düşüne” diye konuşuyor. Ben ne yapmalıyım?
RUMUZ: AYRILIK
Belki diyeceksin “3 ayda ne kadar sevebilirsin” diye ama öyle değil abla, ona inanmıştım ve onu çok sevmiştim.
Hatta ailelerimiz bile tanışmıştı, biz onlara isteme günü için haber verecektik ama sevgilim benden ayrılmak istediğini, ileride mutlu olamayacağımızı söyledi.
Benim ailem biraz beklemek ve birbirimizi tanımamız için isteme gününü bir süre ertelemek istedi.
Bizim için kaygıları vardı, nasıl geçineceksiniz diye. Hâlbuki sevgilimin işi gayet iyiydi. Sevgilim, “Ailen beni istemiyor, ben nasıl yüzlerine bakacağım, sana bakamayacağımı düşünüyorlar, gururum kırıldı” dedi.
Çok canım yanıyor abla, sence sevgilimin düşüncesi doğru mu?
Yani bu saatten sonra barışma söz konusu bile değil ama bu içimdeki sorulara cevap bulmaya çalışıyorum.
Şimdiden sana çok teşekkür ederim. İyi ki varsın abla...
Merhaba ablacım. Benim 5 senedir devam eden bir ilişkim var. Lise yıllarında çıkmaya başlamıştık, artık evlilik yolunda ilerliyoruz. Evlilik fikriyle birlikte ben her şeyi daha çok sorgulamaya başladım. Haliyle tereddütlerim oluştu.
Kendisiyle alakalı sorunum yok, gayet iyi anlaşıyoruz. Ama ailesi hakkında soru işaretlerim var. Sevdiğim kişi evin en büyük çocuğu. Babasının mesleğinden dolayı eve çok hakim. Evlenince beni ikinci plana atacağını düşünüyorum.
Hâl böyleyken, bir de yakınımdaki kişiler beni başka biriyle tanıştırmak istiyor. Sevgilime göre yaşı da, ailesi de daha olgun onun... Kariyer anlamında da daha ileride...
Birlikte olduğum kişi ile ailem arasında fark olduğunu düşünüyorum açıkçası, bundan dolayı da endişelerim var.
Bana yakıştırdıkları diğer kişiyle daha tanışmadım. Sevdiğim adama da bağlıyım aslında, onu seviyorum ve bir başkasını düşünmek istemiyorum. Yine de hayatta bir kere evleneceğim için yanlış yapmaktan çok korkuyorum.
Lütfen Güzin Abla, mantıklı bir karar vermemi sağlar mısın?◊ RUMUZ: ARADA DEREDE
YANIT
Merhaba Feyza Abla, deniz çöplerinin beşte birini denizde kazayla kaybolan oltalar, benzeri diğer materyaller, endüstriyel kayıplar ya da yasa dışı çöp boşaltma faaliyetleri oluştururken, çöplerin yaklaşık yüzde 80’i karadan geliyor.
Denizlerimizdeki plastik sorununu bitirmek için her şeyden önce şirketlerin sattıkları tek kullanımlık plastiklerin miktarını düşürmeleri gerekiyor.
Ayrıca hükümetlerin atık yönetim sistemlerini geliştirmeleri, kaynak etkinliğini artıran girişimler ve sirküler bir ekonomi aracılığıyla plastiğin yeniden kullanımını desteklemeleri gerekiyor.
Plastiğin çevreye dağılmasını ve okyanuslara karışmasını engellememiz, plastikle ilgili bu döngüyü sona erdirmemiz lazım. Deniz yaşamı daha fazla plastiği kaldırabilecek durumda değil.
Denizlerimiz ve sahil şeritlerimiz plastiğe boğulmuş durumda.
Plastik şişeler, poşetler, yiyecek ambalajları hepimizin gözleri önünde sahilleri kirletiyor.
Her yıl binlerce deniz kaplumbağası ve başka deniz canlıları, plastik parçalarını yutarak veya bu parçalara dolanarak hayatlarını kaybediyor.
Güzin Abla, küçüklüğümden beri insanlar karşısında güçlü durmaya çabalayan biriyim ben... Özellikle de babam beni takdir etsin diye çok uğraştım.
Ama olmadı, çok fazla hata yaptım.
Sevdiğim erkeğin beni terk etmesinden sonra kendimi kaybettim. Evli, bekar, yaşlı, genç demeden karşıma kim çıkarsa beraber oldum, sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ettim.
Bu arada hayatıma duygusal anlamda kimseyi almadım. Yaptıklarımın neredeyse yüzde 90’ından çevremin haberi olmadı. Her şeyi gizli yaşadım, gittikçe ruhsuzlaştım. Bu şekilde davranarak erkeklerden üstün olduğumu hissediyordum.
Ben emlak işiyle uğraşıyorum ve etrafımda birçok erkek var. Buna rağmen kendime doğru düzgün ilişki yaşayacağım birini bulamadım.
Ben bir şey demediğim halde anlıyorlardı sanki nasıl bir kız olduğumu. Dolayısıyla bana hep o şekilde yaklaştılar. Kendimi korumaya çalıştıkça daha da battım. İki işyeri değiştirdim, ikisinde de aynı sorunu yaşadım. Şu anki işyerimde de durum farklı değil.
Yarın belki yine biriyle beraber olurum, bunu zorla da değil kendi isteğimle yaparım.