Saygıdeğer Güzin Hanım, ben 62 yaşında bir hanımım. 12 yıldır şeker hastasıyım. İlaç kullanmama rağmen kan şekerim pek düzenli seyretmiyor.
Arada yemeği biraz fazla kaçırırsam görmem bulanıklaşıyor. Zaman zaman da gözümün önünde beliren tül şeklinde bir oluşum görmemi engelliyor.
Hastaneye gittim, damlalı göz dibi muayenesi yaptırdım. Göz doktoru gözümün arkasında kanama olduğunu, şekerime dikkat etmemi söyledi. Şekere bağlı göz arkası kanaması tedavi edilebilir mi? Ne yapmalıyım? Çok endişeliyim.
RUMUZ: SABİHA B.
Yanıt
Sabiha Hanım, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nün hemen öncesinde gelen mektubunuzu görünce, beni mutlak bir körlükten kurtaran Doç. Dr. Yusuf Durlu’yu aradım. Konuyla ilgili önemli bilgileri verdi:
“Salgın hastalık gibi sayısı her geçen yıl giderek artan şeker hastalığında, göze çok dikkat etmek gerekiyor. Ülkemizde 10 milyonun üzerinde şeker hastası olduğunu tahmin ediyoruz. Her 3-4 şeker hastasından birisi hastalığının farkında değil. Şeker hastalığının gözü ve retina tabakasını etkilenme riskini artıran faktörler; hastalığın süresi, şekerin aşırı düzensizliği, hipertansiyon, kan yağları yüksekliği, şişmanlık, alkol, sigara, şeker hastalığının tipi (Tip 1 hastaları daha çok etkileniyor), kansızlık ve böbrek hastalığıdır. Bu etkenler arasında en önemlisi ise şeker hastalığının süresidir. Özellikle 10 yılın üzerindeki şeker hastalığında gözün retina tabakasının etkilenme riski artar. Bu yönden, şeker hastalarında görme kaybına yol açan en önemli neden, makula (sarı nokta) bölgesinde sıvı toplanmasına bağlı ödem ve kalınlaşmadır. Diğeri ise göz içi kanamalarıdır.
Merhaba Güzin Abla, 22 yaşındayım ve başımdan bir evlilik geçti.
Evliliğim 2.5 yıl sürdü. Çok fazla mücadele verdim bitmemesi için, ama yaşadığım şeyler beni çok yıprattı.
Eşim evlendikten sonra bambaşka biri oldu. Ne ailemle görüşmemi istedi ne de çevremle...
Evlendikten sonra ilk bir yıl çalışmadım. Eşim benimle tartıştığında beni cezalandırmak için (maalesef sigara kullanıyorum) paketimi alırdı vermezdi.
Yani o kadar çok şey yaşadım ki inan anlatmak bile istemiyorum.
Sayın Feyza hanım, köşenizdeki mektupları dikkatle takip ediyorum. Memleketimizde pek çok insanın konuşmaya dahi çekindiği konuları cesaretle kaleme aldığınızı görüyor, size saygı duyuyorum.
Ancak affınıza sığınarak köşenize pek fazla yazmadığınız ve gençlerimizde eksik olarak bulduğum bir meseleyi yazmak istedim.
Bu sayede günümüz gençliğinin Atatürk’ün sürekli tartışılan din anlayışıyla ilgili bu bilgilere ihtiyacının olduğunu düşünüyorum.
İşte Atatürk’ün bu meseleyle ilgili söyledikleri:
“Türk milleti dindar olmalıdır. Hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum...
Bizim dinimiz en tabi ve makul dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur.
Bir dine tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.
O da 23 yaşında.
Birbirimizi çok seviyoruz.
Ona, sevgisine ve kalbine inanıyorum.
Her şey çok güzel gidiyordu.
Ta ki anneme sevdiğim gençten söz edene kadar...
Annem “Ben o çocuğu istemiyorum. Ayrılacaksın ondan” dedi.
Onu istememesinin nedeni kültür farklılıklarımız...
Sevgili Güzin Hanım, ben bir işkadınıyım. 2 tane gül gibi evlat sahibiyim, oğlumu 2 sene önce evlendirdim. O mutluluğu yaşadım çok şükür.
Kızım da mühendistir.
Üniversiteden arkadaşı olan birisiyle güzel giden bir arkadaşlığı vardı.
Ailesi kızımı çok seviyordu.
Tam isteme aşamasına gelindiğinde sevgilisinin annesi, kızımla görüşmek istediğini söyledi ve buluştular.
Kızımla sohbetleri sırasında ona evlenmeden önce bir gerçeği bilmesi gerektiğini söylemiş.
Kadın, 3 sene önce evlerinde yardıma muhtaç bir kız getirmiş.
Ben 18 yaşındayım. Hayatımla ilgili çok ciddi kararlar alma aşamasındayım.
Bu konuda tecrübelerinize başvurmak istedim.
Ben geçmişinden kopamayan, yaptığı hatalardan pişman olan biriyim. Geçen sene 3 aylık bir ilişkim oldu ve karşımdaki kişiyi sevemedim. Sadece sevdiğimi sandım. Bana zarar verdiğini çok sonra anladım ve ilişkiyi bitirdim.
6 ay sonra arkadaşım vasıtasıyla başka biriyle tanıştım.
Hayatımın dönüm noktası demek için erken ama tam olarak öyleydi. 6 aydır da birlikteyiz.
Çok nazımı çekti. Bazen ufacık şeyleri çok büyüttüm, yine de birbirimizi bırakmadık.
Sürprizler, hediyeler... Ama bir eksik var. Aklıma geçmişim geliyor. Bazen karşımdakine ihanet ettiğimi hissediyorum.
Merhaba Güzin Abla, ben 25 yaşında bir kadınım. Büyük bir şirkette çalışıyorum. En yakın arkadaşım ile onun sevgilisi de aynı şirkette.
Arkadaşımın 1.5 yıllık güzel bir ilişkisi var. Zaten o, sevgilisi ve ben yakın arkadaşlarız, sürekli bir aradayız.
Bir süredir arkadaşım terfi alma düşüncesiyle çok çalışıyordu. Biraz ihmal ettiği için sevgilisiyle arası bozuldu.
Tam bu olaylar olurken ben babamı kaybettim, zor bir döneme girdim. O süreçte arkadaşımın sevgilisi bana çok destek oldu ve ne yazık ki haddinden fazla yakınlaştık. Bir hata yapıp birlikte olduk.
Aklım başıma gelince bundan büyük pişmanlık duydum, günlerce ağladım. Yaptığımdan çok utandım.
Arkadaşımın sevgilisinin de aynı durumda olduğunu düşünüyordum ama o gayet mutluymuş meğer.
Hatta arkadaşımla da barışmışlar, “Aramızı bozma” diyor şimdi bana. Bana günlük şeylerden bahsediyor, ayak üstü sohbet etmeye çalışıyor eskisi gibi.
Sanki hiç birbirimize dokunmadık, sanki sevdiğimiz birini aldatmadık. İkisi de mutlular.
Merhaba Güzin Abla, ben 40 yaşındayım, özel bir şirkette yöneticilik yapıyorum. 7 yıl önce boşandım, 10 yaşında bir kızım var.
Hayatımda her şey yolunda aslında, tek konu hariç:
Yalnızlık...
Boşandıktan sonra heyecan duyacağım biri çıkmadı karşıma. Ya da çıktı ama ben fırsat vermedim. Şu an beni rahatsız eden konu, çalıştığım işyerinde, patronuma karşı olan duygularım.
Patronum 50’li yaşlarda, güçlü, kültürlü saygın bir işadamı. Ona karşı garip bir şekilde heyecan duyuyorum. Onu özlüyorum, birlikte olmak istiyorum ama maalesef o evli...
Bazen sohbetlerimizde evliliğiyle ilgili sorunları yüzeysel olarak anlatıyor, ailesi bundan sonra yurtdışında yaşayacakmış; yani o artık yalnız biri.
Bana karşı onun da boş olmadığını hissediyorum. Birkaç kez yemeğe çıktık, o da temkinli davranıyor. Yani kısacası kafam karışık ama yanlış yapmak istemiyorum.