Ben 26 yaşındayım. 37 yaşında, 2 çocuklu, eşinden boşanmış biriyle ilişkiye başladık.
İki buçuk ay sürdü. Bu süre içinde çok mutluyduk.
O benimle evlenmek istiyordu. Her konu açıldığında, “biraz daha zaman geçsin” diyordum. Çünkü ben evlilikten korkuyordum ve bu konuya onunla sıcak bakmaya başlamıştım. Bunu ona da söyledim. Sadece sevgili değil, aynı zamanda arkadaş, dost, baba gibiydi.
Sonra tayini çıktı, başka şehre gitti. Aradan birkaç gün geçti, “ayrılmak istiyorum” dedi.
O kadar çok seven bir insan bunu nasıl söyleyebilir?
Benim amaçlarımın olduğunu, ailemin bu evliliğe karşı çıkacağını dile getirdi bu sefer. Ben de ondan zaman istedim. “Belki işten ayrılıp evimde otururum” dedim, “benim beklemeye zamanım yok. Çocuklara bakamıyorum, zorlanıyorum” dedi. Ben biz evlenene kadar annesine ver” deyince ise çok sinirlendi, tartıştık.
Ardından akrabası olan biriyle konuşmaya başlamış. Bir insan “seni çok seviyorum, seni nasıl bırakıp gideceğim” dediği bir kadını iki günde nasıl unutur? Ben onu çok seviyorum, ona aşığım. Ama o bir başkasıyla görüşüyor. Bana da “senin yapamayacağın anneliği başkası yapıyor” dedi.
Merhaba Güzin Abla, ben 17 yaşında bir kızım. Annemle aramda bir soğukluk, bir anlaşmazlık olmasından şikayetçiyim.
Zamanında, yani daha küçükken şiddet bile gördüm. Birkaç senedir fiziksel şiddet yok ama resmen psikolojik şiddete devam ediyor.
Bir de abim var, gerçekten çok başarılı. Başarısından dolayı onu biraz ön planda tutuyor gibi geliyor bana...
Mesela ben üniversite için başka bir şehir düşündüğümü söylediğimde direkt “Hayır, abinin olduğu yeri kazan, onun yanına gidelim” diyor.
Ben bunu istemiyorum. İstemediğimi söylediğimde hemen kaşlarını çatıyor tabii. “Niye kızdın?” diye sorduğumda da boş sorular soruyor oluyorum.
“Sen benim kaşımı mı takip ediyorsun” diye çıkışıyor.
Kabul ediyorum, ben de üzdüm onu zamanında...
Evlendiğimizde ekonomik şartlarımız iyi olmadığı için hemen çocuğumuzun olmasını istemedim. Ama köyde yaşadığımız ve eşim dedikodudan çekindiği için hemen çocuk yapmak istedi ve bir erkek evladımız oldu.
Zor şartlar altında onu büyüttük, başka çocuk da istemedim. Çocuğum iyi yerde okusun diye köyümün bağlı bulunduğu ilçeye taşındım.
1993 yılından beri kamuda çalışmaktayım. Evladımın liseyi bitirmesini sağlayamadım, “okumayacağım baba, gelme üstüme” dedi.
Ben de en azından bir meslek sahibi olmasını istedim. Ve aşçılığı seçti. Halk eğitimden belgesini aldı. 17 yaşında bir kızla tanışmış. “Baba ben evleneceğim” diye yanıma gelince beynimden vurulmuş gibi oldum. Aldım karşıma güzel güzel konuştum. Çok genç olduğunu, askerlik yapmadığını, evliliğe hazır olmadığını defalarca vurguladım ama ikna edemedim.
Ansızın sevdiği kızı, Uşak’tan kaçırmış gelmiş. Bu kez ona “Bak oğlum sevdin ve aldın geldin. Sen bu kızı mağdur edersen sana babalık hakkımı helal etmem” dedim.
Düğününü bir kuruş borç almadan yaptım. Oğlum askere gitti geldi. İzmir’de bir kuyumcudan iş teklifi aldı.
Benden izin istedi, orada çalışabilir miyim, diye... Hayır dememe rağmen, dinlemedi gitti. Şu anda 7 yaşında torunum var... Torunumum annesi çok iyi, sadakatli, efendi ve kibardır.
Merhaba Feyza Hanım, ben 9 yaşında beyin kanaması geçirip beyin felci oldum. İki defa açık kalp ameliyatı oldum, sol tarafım tamamen felçliydi. Hatta durumum o kadar kötüydü ki doktorlar aileme “Bu kız ilkokulu bile bitiremez eğer çok istiyorsanız zihinsel engelliler okuluna gönderebilirsiniz” demiş.
Ben çok şükür ailemin desteğiyle ilkokulu kendi arkadaşlarımın yanında, daha önce gittiğim okula devam ederek bitirdim.
Tabii okumayı, yazmayı, yürümeyi her şeyi yeniden öğrenerek.
Sonra ortaokul bitti... Derken liseye geldiğimde ailem çok büyük bir başarı gösterdiğimi söyledi ve “bundan sonra istersen devam etme” dedi.
“Kimse benim adıma karar veremez, devam edeceğim” dediğimde ise bana destek oldular ve meslek lisesi bilgisayar bölümünü bitirdim.
Üniversite sınavında da başarılı oldum, kazandığım birçok bölüm oldu. Ancak okurken aile desteğine ihtiyacım olduğu için açıköğretim işletme bölümüne kaydoldum. Bu sırada çalışmaya başladım. Hem okul hem de işi yürüttüğüm için kendimle resmen gurur duyuyordum. İşletme bitince KPSS sınavlarına hazırlandım.
2010 senesinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı Engelli Memur Hizmetli Alımı Sınavı’na girdim ve o sınavı kazanarak memur olarak atandım.
Merhaba Güzin Abla, neredeyse bir yıldır aşık olduğum biri var. Bu süre içinde onun eski sevgilisini dövdüğüne dair bir şeyler duydum ama çoğu kişi inanmadığı için ben de inanmadım.
Çünkü o tanıdığım en kibar, en sıcakkanlı ve en yardımsever adamdı. Sonunda geçen hafta o da benimle ilgilenmeye başladı, her şey harikaydı. Ama ikimizi de tanıyan ve güvenilirliğinden kesinlikle şüphe duymadığım biri bana onun eski karısını dövdüğünü ve bu yüzden boşandıklarını söyledi. Oysa ben onun evlenip boşandığını da bilmiyordum. Ama asıl şaşırdığım, karısına şiddet uygulaması oldu.
Aniden sinirlendiği zamanlara şahit oldum, ama böyle bir şey yaptığına inanamıyorum. Çok kararsız kaldım Güzin Abla, sence onunla görüşmeye devam etmeli miyim? Bunları bana söyleyen kişi kesinlikle güvenilir biri, o söylüyorsa doğrudur diye düşünüyorum. Bir yandan onunla yakınlaşmayı çok istemiştim. Şimdi ise çok garip duygular içindeyim.
◊ Rumuz: Kararsızım
YANIT
Sevgili kızım, uzun zamandır hayranlık duyduğun, daha tanımadan sevdiğin bu adama karşı sanırım büyük hayaller kurmaktasın. Bu adam hakkında kulağına gelen bilgileri güvenilir birinden duyduğunu söylüyorsun. Ama pek inanmak istemiyor gibisin. Bu kararsızlık değil aslında, konduramıyorsun. Ona böyle bir şeyi yakıştıramıyorsun.
Hiçbir din, hayvana eziyeti hoş görmez. Hayvana eziyet, tüm toplumlarda ahlaki çöküntü yaratır.
Hayvanlar et, kürk, kobay ya da av değildir.
Hepsi de doğal ortamlarında, eziyet görmeden, öldürülmeden, denek olarak kullanılmadan, kürkleri için diri diri soyulmadan, keyif için avlanılmadan yaşama hakkına sahiptir.
Son gelen haberlere göre FBI, hayvanlara yapılan eziyeti, cinayetleri nitelikli suç kapsamına almaya karar verdi. Hayvan hakları savunucuları FBI’ın cinayet ve kundaklama gibi büyük suçlar listesine hayvan zulmünü de ekleme kararını alkışlıyor.
Hayvan Zulümleri, Tekdüzen Suçları Raporlama Programı amaçları doğrultusunda “diğer tüm suçlar” kategorisine dahil edildi. Wisconsin Adalet Bakanlığı Mağdur Hizmetleri Müdürü Jill Karofsky, “Araştırmalar, hayvanlara karşı şiddet uygulayan kişiler ile insanlara zarar veren kişiler arasında benzerlik bulunduğunu gösteriyor” dedi.
Bir kaplanı sırf keyif için öldürüp, sonra da gülerek fotoğraf çektirebiliyorlar...
Sevgili Güzin Abla ben 8 yıllık evli, ama ne yazık ki hâlâ çocuğu olmayan bir genç kadınım.
Eşimle birçok kez doktora gittik, çeşitli yöntemler denedik ama bir türlü başarılı olamadık.
Doktor aslında benim herhangi bir sorunumun olmadığını söyledi.
Tüp bebek yöntemini önerdi ama buna gücümüz yetmez. O çok pahalı bir yöntem.
Sonuçta durumu kabullendik ve bu şekilde de yaşamımızı sürdürüyoruz. Eşim bu konuyu artık pek de sorun etmiyor. Biz böyle de mutluyuz...
Ama eşimin ailesi sürekli çocuğum olmadığı için beni suçluyor.
Kendi aralarında konuşurken “Kısır kadın ne olacak, soyumuzu kuruttu” dediklerini duydum.
Sevgili Güzin abla; ben 38 yaşında, 17 yıllık evli ve 3 çocuk annesi bir kadınım. Eşim beni evliliğimizin ilk yıllarından itibaren sürekli aldattı. Öyle ki o kadınlar arasında en yakın kız arkadaşım bile vardı!
Ama ben bir türlü cesaret edip boşanamadım. Kendi kendimi yedim durdum. Zaman zaman dayanamayıp tartışmalar çıkardım. Bu tartışmaların sonunda dayak yediğim de oldu.
Aslında çok istesem de boşanamıyordum. Çünkü ne bir mesleğim, ne de çalışmak için imkanım vardı. Üç çocukla babamın evine dönmem de söz konusu olamazdı. Olanları sineye çekip oturmaktan başka çıkar yol bulamadım.
Çocuklarım biraz büyüdükten sonra iş buldum çok şükür. Yaklaşık beş yıldır çalışıyorum. Kendime göre hayatıma bir yön verebildim. Ama hâlâ boşanmadım.
Benim durumum şu: Genç yaşta duygularım köreldi, ne eşimi ne de bir başkasını sevebiliyorum artık. Kimseye güvenemiyorum. Sadece çocuklarım için yaşıyorum. Herkesten uzaklaştım, içime kapandım.
Hayatım boyunca bana kimse destek olmadı. Bu arada ailemden pek çok kişi eşimin beni aldattığına inanmadı, onu kıskandığımı düşünüp durumumu alay konusu haline getirdi. Hatta beni dışladılar bile...
Aldatılan kadınların çoğu eşlerinden ayrılıp başka erkeklere yönelebiliyor. Ama ben hiçbir erkeğe güvenemiyorum. Aşkı, sevgiyi çoktan unuttum. Hayattan da zevk almıyorum. Birçok kez intiharı düşündüm ama çocuklarım için bundan vazgeçtim. Eşimle aynı evde otursak da birbirimizden nefret ediyoruz.