Paylaş
Sürekli olarak gelişen ve dönüşen bu dünyada en temel belirleyici etkenlerden birisi dönemin kültürüne ayak uydurarak, rasyonelist adımlar ve sistemler dahilinde disiplinli bir yapı ortaya koymaktır.
Yeşil sahalarda, pek çok kulüp teknik heyet tarafından farklı varyasyonlarla mücadele gösterse de başarı ölçütlerinden birini de bu oluşturuyor; sistem ve disiplin.
Ne tesadüftür ki, Bursaspor’un sportif ve oyunsal bazdaki düşüşüne baktığımızda da bu iki etkenden ciddi oranda uzaklaşıldığını görüyoruz.
HER ŞEY DEĞİŞTİ AMA SİSTEM AYNI KALDI
Oyun sistemini ele alalım;
Bursaspor, çok uzun yıllardan beridir bir hedef santrforun arkasını, kanatlara yüksek rol biçerek 3’lü bir hücum hattı ile kurmuş durumda.
Kimi zaman bu kanat oyuncularının çabuk isimlerden seçilmesi ve içe doğru kat etmeleriyle birlikte pozisyona girme olasılığını artırma düşüncesini, bek oyuncularının da çizgiden vereceği desteklerle birlikte genelde yapılan ortalarla gole gitme gayesini görüyoruz.
Pek çok teknik direktör değişti, pek çok oyuncu değişti ancak bu sistem baki kaldı.
Bu sistem, yani 4-2-3-1 şeklinde adlandırılan düzen günümüz Türk takımlarının yüksek çoğunluğunun tercih ettiği bir sistem; ancak buna uygun oyuncular kullanabildiğinizde çark işliyor.
GEÇEN SEZON 6 GOLÜ AŞAN OYUNCU ÇIKMADI
Bursaspor, transfer süreçlerindeki başarısızlığından ötürü bu çarkı ne yazık ki doğru işletemedi.
Santrfor tercihleri, bitiricilik anlamında ciddi sıkıntılara sahip isimlerden gerçekleştirildi ve bunun yanında arkadaki 3’lü hücum hattındaki oyuncular da bireysel performanslarının ortalamasının üzerine dahi çıkamadı, hatta bazı oyuncular ortalamayı bile yakalayamadı.
Bakın; Bursaspor’da geçtiğimiz sezonun tamamında tüm hücum odakları da dahil olmak üzere 6 golü aşan bir isim yok.
Gol yolları ise yalnızca 3 oyuncunun sırtında ilerledi; Massimo Bruno, Namık Alaskarov ve sonradan kadroya dahil edilen Joao Pedro.
İSTİKRARSIZLIK
Bu isimler dışında Bursaspor’a gözle görünür çarpıcı bir hücum katkısı veren oyuncunun olmadığını görüyoruz.
Sistemin gerekliliğinde Pedro’nun ikinci yarıda kadroya dahil olduğunu da düşünürsek; bu 3 oyuncudan oldukça iyi bir katkı alındı gibi görünebilir ancak oyuncuların bireysel performanslarına bağlı bu yükselişler, sezon geneline bakıldığında oldukça istikrarsız bir rota çizdi.
GOLLERİ LİGİN İLK YARISINDA ATTILAR
Örneğin Bruno; ligin ilk yarısında 5 gollük bir katkı verirken, ikinci yarıda yaklaşık 1,5 ay sahalardan uzak kalmasının da etkisiyle yalnızca bir golde kaldı, onu da son oynadığı maçta gerçekleştirdi.
Keza Alaskarov da, ligin ilk yarısında 4 gol ve 4 asist ile oynarken, sonraki periyotta sıklıkla süre almasına karşın yalnızca 2 gol ve 2 asist kaydedebildi.
Orta sahada forma giyen ve önemli süreler alan diğer 12 oyuncunun gol katkısı ise yalnızca 13’te kaldı.
OYUNCULARIN DEVAMLILIĞI ÖNEMLİ
Kabaca baktığımızda oyuncuların devamlılık sorunu olduğunu ve sistemde orta alandan beklenen katkının alınamadığından Bursaspor’un geçtiğimiz sezon maçlarındaki hücum etkinliklerinde ciddi sıkıntılar yaşadığını görüyoruz.
Yani bu durum bizlere iki odağı gösteriyor; öncelik bu şekilde devam edilecekse sistemin doğru bir şekilde işlemesi, ikincisi ise oyuncuların devamlılığı.
Transfer sürecinde istikrarını koruyabilecek, belli bir disiplin seviyesinde isimler yönelmek elzem.
Haliyle ilk başta başarı ölçütlerinden olarak söylediğimiz iki şeye geliyoruz; sistem ve oyun disiplini.
YILDIZ YETİŞTİREN TAKIMDAN ERİTEN YAPIYA
Tüm bunların yanında Bursaspor uzun yıllardan beridir dilediği bitiricilikte bir oyuncu da bulamıyor, hatta yetiştiremiyor.
Fernandao’lu, Bakambu’lu dönem artık o kadar eski de kaldı ki; bu iki isim sonrasında geçen yıllar boyunca pek çok farklı santrfor formayı giydi ancak bir türlü bu ikilinin veriminin yarısı kadar dahi katkı veremedi.
Bursaspor’un bu noktada düşüşündeki bir başka etken olarak da oyuncu tercihlerinin yanlışları olduğu kadar, futbol mühendisliğinin ve öngörünün de tamamen geri plana atılması göze çarpıyor.
Daha önceleri yetiştiren, geliştiren ve transfer ettiği isimleri de dönüştürerek yıldızını parlatan takımdan; yıldız eritene gidecek bir takım hüviyetine büründü Bursaspor.
TAKIMIN YENİ BİR OYUN KİMLİĞİNE İHTİYACI VAR
Teknik heyetlerde istikrarın sağlanamaması, altyapı ile üst yapı arasındaki oyun farklılıklarının bulunması, genç oyunculara doğru anlarda şansların tanınmaması ve mali krizden ötürü ‘mecburiyet’ olarak görülmesi de başarısızlığın diğer etkenleri.
Dolayısıyla tüm bunlar çerçevesinde Bursaspor’un yeni sezon bünyesinde, yeni bir oyun kimliğine ihtiyaç duyduğu aşikar.
Taktiksel dizilimin ne olacağından ziyade, var olan malzeme ile en güzel yemeği ortaya koyabilmek yine teknik heyetin görevi olacak.
ALTYAPI A TAKIMI OYUNSAL BAZDA ETKİLER
Bu kısıtlı, dar ve imkansızlıklarla boğuşan kadro yapısında bir teknik direktör de istediklerinin tamamını ne denli takıma yansıtabilir o da ayrı bir tartışma konusu; ancak yeni sezonda Bursaspor, bu ligde bir başarı istiyorsa kesinlikle sistem ve disipline ayrı bir özen göstermeli.
Artık alt yaş gruplarından itibaren A Takım’a dek uzanan bir yelpazede Bursaspor’un bir oyun planı, oyun aklı olmalı.
Dahası, başarı elde eden alt yaş gruplarındaki oyuncuların bu oyun kimyası ciddi şekilde araştırılmalı.
Her zaman A Takım’ın altyapıdan beslendiğini düşünürüz ancak altyapı da A Takım’ı oyunsal bazda etkileyebilir.
Bunu Avrupa’da gerçekleştiren pek çok kulüp, uzun vadeli süreçlerde başarıya ulaştı.
Bir yenisi de Bursaspor’da neden olmasın?
UZUN VADELİ PLANDAN BAŞKA ÇIKIŞ YOLU YOK
Yine bu noktada geleceğimiz tek konu ise sabır.
Bursaspor artık kendi gerçeğinin farkında olmalı ve bulunduğu yerden çabucak kalkamayacağı da aşikar.
Ne kulübün mevcut yapısı, ne mali yapı buna izin verir.
Dolayısıyla uzun vadeli planlardan ve sabırdan başka bir şey geriye kalmıyor.
KENDİ BÜNYESİNDEN FIRSAT OLUŞTURACAK
Haliyle böylesine krizden doğan bir fırsat da varken Bursaspor, en küçük yaş grubundan itibaren ciddi bir şekilde üzerine düşülmüş, araştırılmış, incelenmiş ve gerekirse deneme yanılma yöntemleriyle sonuca gidilecek olan bir süreçten geçerek, bundan 5 yıl sonrasında her kademesinde aynı oyun tarzında, aynı oyun disiplininde devam etmeli.
Para ve imkanlar, başarı için en büyük araç fakat bu imkanlar olmadığında, kendi bünyenizden oluşturacağınız fırsatlar, sizi bir üst noktaya taşıyabilir.
TİMSAH, KENDİ KİMYASINI OLUŞTURMALI
Bursaspor, daha önceki dönemlerinde hem oyun sistemini hem oyuncu tercihlerini nokta atışlarında gerçekleştirebildiği için şampiyonluğa ulaştı, bu yüzden Avrupa’da yer aldı ve bir süre daha kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı.
Yeni bir düzende ise Bursaspor’un, kendi kimyasını oluşturarak oyun bütünlüğünü korumasından başka şansı yok.
Paylaş