Küllerinden doğmalı

Kulüp; her kademesinde geleceğine yön verecek bir süreçte varlığını koruyarak, ‘anka kuşu’ misali küllerinden doğmak için mücadelesini verecek.
Bunun içinse planlı, istikrarlı ve ince detaylarla bezenmiş bir yapı oluşturmak elzem.
Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklama ile birlikte Sportif Direktörlük İsmail Ertekin’e, takım patronluğu ise Tahsin Tam’a emanet edildi.
Her iki futbol adamı da, Bursa spor kamuoyunda saygınlığa erişmiş ve kulübün iç dinamiklerine hakim, özellikle de mücadele vereceği TFF 2. Lig ortamını da yakından tanıyan isimler.

GENÇLER YENİDEN BURSASPOR’A KAZANDIRILACAK

Evvela bu anlaşmanın ilk umut verici yanı; vakit çok geç olmadan derhal ilk adımın atılması oldu.
Zira; geçtiğimiz yıllara bakıldığında teknik heyetinden transfer politikalarına dek pek çok noktada geç kalan kulüp, son güne bıraktığı işleri de adeta kumara çeviriyordu.
Bu etrafta yapılan hamlenin güzelliği, futbol adına yapılacak çalışmalara ciddi vakit kazandırmak olduğu kadar, aynı zamanda A’dan Z’ye tüm planlamaların da en ince ayrıntısına dek işlenmesi olacak.
Kuşkusuz en yoğun mesai harcanacak olan nokta ise gençleri yeniden Bursaspor’a kazandırmak.

KULÜBÜN KÜLLERİNDEN DOĞUŞUNUN İLK ADIMI

Oldukça çalkantılı geçen son sezonda Bursaspor, kendi varlığının en büyük temelini oluşturan gençlere değer noktasında ne yazıktır ki sınıfta kaldı.
Yalnızca saha içerisinde değil, saha dışında da doğru yönetilemeyen kriz anları ve iletişim problemlerinin ulaştığı sonuçlar çerçevesinde kulübe güven azaldı, oyuncular bazında da aidiyetlik hissi zarara uğratıldı.
Mutlaka, yeni yapılaşma ile birlikte bu soruna bir neşter vurulacaktır.
Özellikle de kulübün içerisinde bulunduğu mali yapıdan dolayı gençlerini yeniden kazanmak Bursaspor’un küllerinden doğuşunun ilk adımını başlatacak.

MECBURİYETTEN DEĞİL, GÜVEN DUYGUSUYLA YAPILMALI

Tabii bu noktada sportif direktörlük pozisyonunun yeniden gelişi, akıllara hemen transferleri de getiriyor.
Tahtanın açılması için yönetimin de yoğun çabalar içerisinde olduğunu biliyoruz.
Ancak; açılıp açılmamasından ziyade, Bursaspor’un öz kaynaklarındaki evlatlarını kucaklayarak, sarılması gerekiyor.
Bu da mecburiyetten değil, sonsuz bir güven duygusuyla gerçekleşmeli.
Bursaspor’un son yıllardaki en temel sorunu da profesyonelliği, deneyimlerine karşın saha içerisinde sergileyemeyen ve aidiyet duygusu oluşmayan isimlerden yüksek beklentilere girmesi oldu.
Dolayısıyla eldeki imkanlar çerçevesinde bu aidiyetlik hissiyatı oluşturulduğunda, tıpkı bir önceki sezonda olduğu gibi oyuncular sonuçlardan bağımsız olarak mücadeleleriyle bir kez daha manşetleri süsleyecek, saygı da uyandıracaktır.

FUTBOL GENÇLERİN DAMARLARINA İŞLETİLMELİ

Bunun yanı sıra; Bursaspor’a bir oyun kimyası da şart.
Bakınız; altyapılarında başarıya ulaşan ve bunu A Takım seviyesine çıkarabilen tüm kulüplerin ortak özelliği, tepeden tırnağa belli bir planlama, strateji ve oyun planlarına, bilgilerine sahip olmaları.
Bundan sonraki süreçte A Takım’a monte edilecek futbol aklının, birebir bir şekilde altyapıya da uygulanması gerekiyor.
Gençlerin, bir anda yaş kategorilerinden yükselişinin ardından A Takım’a çıktıklarında, gerek oyun gerekse fiziksel kondisyon bazında sudan çıkmış balığa dönmemeleri için, henüz daha erken yaşlardan itibaren Bursaspor’un oyun felsefesi ve kimyası, futbol damarlarına işletilmeli.

İSMAİL ERTEKİN VE TAHSİN TAM UMUT VAAT EDİYOR

Bizler her ne kadar futbolu dışarıdan yansıtsak da, Bursaspor’un iç dinamiklerinde bu tür kopuklukların yaşandığını sahadaki iletişimden de görebiliyoruz.
Dolayısıyla; Bursaspor’un yeni sezondaki vereceği mesaj, aidiyet kültürüyle birlikte pes etmeden mücadele edeceğine yönelik olmalı ki….
Bunu da geçmişte sergilediğinde ne denli başarılar elde ettiğini gördük.
Takım içi sinerji ve etkileşimin de artırılması, teknik heyetin şüphesiz en büyük görevlerinden biri olacak.
Bunun için hem Ertekin, hem Tam, daha önceki futbol kariyerleriyle fazlasıyla umut vaat ediyor.
Zaten iki değerli futbol adamının, bu noktada Bursasporlulara heyecan vermesinin ana etkenlerinden birini de bu oluşturuyor.
Gençlere verilen değer, kulübün iç dinamiklerine hakimiyet, Bursa’nın atmosferini bilmek ve takım kimyasını, iletişimini doğru ve güçlü bir şekilde oluşturabilmek.
Bakalım bizleri yeni sezonda neler bekleyecek, hep birlikte göreceğiz.