Krizden fırsat doğurmalı

Kent basketbolunda yaşanan gelişmelere ışığında gelen başarılar, tüm şehrin atmosferini değiştirdiği gibi doğru planlama ve organizasyonun ortaya koyulduğunda ne denli saygı değer işler ortaya koyulabildiğini de bir kez daha önümüze serdi.

Akıllarda ise her daim, futbolda neden bu durumun gerçekleşemediği kaldı...
Yalnızca Bursa kenti için değil, Türkiye’deki pek çok kentin spor faaliyetleri bazında basketbol faaliyetlerinde önemli atılımlar, sıçramalar yaşanırken; futbol kulüplerinin ise ciddi mali zorluklar etrafında tükenişine şahitlik bugüne dek.
Bu görüntünün oluşmasının en büyük faktörlerinden biri de, futbolun daha karmaşık bir yapıda kurulması.

ORTAK GÖRÜŞ, BURSASPOR’UN DOĞRU YÖNETİLEMEDİĞİ

Farklı disiplinlerin bu noktada karşılaştırılması elbette çok doğru gözükmeyecektir fakat bir nevi, spor yöneticiliğinde de belli başlı hususlar, istikrarlı bir yapı sağlandığında her noktada kendini gösteriyor.
Bunun en güzel örneği; yeşil sahalardan, parkelerden gelen isimlerin bilgi ve deneyimleri ile birlikte aynı zamanda akıcı iletişimlerini, mevcut kulüplere yansıtabilmesinde.
Bugün Bursaspor Kulübü’nün dününü ve yarınını konuşurken, herkesin ortak görüşü doğru yönetilemediği yönünde...
Yıllardan beridir süre gelen ‘ben bilirim’ anlayışı, futbol aklının olmadığı gibi benzer süreçlerde mali ve idari noktalarda da kriz çözücü, lider kimliğinin de ortaya koyulamaması kulübün bugün geldiği noktada önemli bir etken.
Yanı sıra; baskı unsurunun daha fazla olmasından kaynaklı günü kurtarıcı fakat ileride büyük sancılara dönüşecek hatalar da cabası.

YARINI PLANLAMADAN, BUGÜNÜ İNŞA EDEMİYORSUNUZ

Yalnızca Bursaspor Kulübü’nün değil, Türk futbolunun temelinde de bu yatıyor.
Her başa gelen yönetim yahut teknik direktörler, temelden bir yapı inşa etmek yerine kumdan oluşturulmaya çalışılan kaleyi yıkarak, yine kumdan yeni bir şeyler yapmayı planlıyor.
Öncelik, geleceğe yönelik sağlam adımlar yerine daha çok bugüne güzel görünmek oluyor.
Tıpkı Bursaspor’un küme düşmesiyle sonuçlanan geçmiş sezonda yapılan yanlışlarda olduğu gibi...
Şu durum kendini net bir şekilde kendini gösterdi ki; yarını planlamadan, bugünü inşa edemiyorsunuz.
Oluşturduğunuz kumdan kaleler en ufak rüzgara yahut dalgaya bile dayanıksız hale geliyor ki, en küçük etkenlerde kolayca yıkılabiliyor.

GÜNLÜK ÇÖZÜMLERLE BÜTÜN ÇABA BOŞA GİTTİ!

Öyle ki yalnızca geçmiş yönetim değil; daha önceki yönetimlerde de geleceğe ilişkin sorularımızda aldığımız tek yanıt Süper Lig’e çıkılması yönündeydi.
Bursaspor, yönetimsel bazda öylesine Süper Lig’e odaklandı ki bunun için transferlere harcadığı bütçeler kadar, takımın doğasına bir türlü odaklanamadı.
Futbolda başarı birlikten geçiyor, bu birliktelik sağlanamadığında ise nice transferler, nice akıtılan paralar ve sahne şovları, yerini hüsrana bırakıyor.
Bursaspor, son 3 yıl baz alındığında yalnızca ‘mecburi’ olarak yöneldiği Vakıfköy atmosferinde bunu bir nevi gerçekleştirebildi.
Baskı unsuru yerini güven ve desteğe bırakırken de, görece başarı sayılabilecek bir durum ortaya çıktı, daha da ötesi herkese gurur veren bir kimlik oluştu.
Ve, ne yazıktır ki o kimlik ertesi sezon yine günlük çözümler, acemilik, iletişimsizlik ve çok daha fazlasıyla yolun sonu hüsranla sonuçlandı.

BAŞARI İÇİN, DOĞRU VE PLANLI ORGANİZASYON ŞART

İşinin ehli insanlara danışılamadığı ve bir futbol aklı oluşturulamadığı gibi, toplama bir takım ile sonuca gidilebileceği gibi futbolda sık görünen ancak birçok kez hayal kırıklığı yaratan bir anlayışla devam edildi.
Elbette geçmişin getirdiği ağır mali yük ve bunun etrafında futbolun daha göz önünde olması sebebiyle baskılar altında ezilmeme ve bir şeyler yapma içgüdüsü var; ancak zaten futbol kulüplerinin başarısında, bu etkenleri ne denli minimalize ettiğiniz ve o süreçte ne denli doğru ve planlı bir organizasyon oluşturduğunuz sizi başarıya götürüyor.

FUTBOLU YÖNETENLER BASKETBOLU ÖRNEK ALMALI

Basketbol bünyesinde gerçekleştirilen esasında doğru bir kimyayı yakalama uğraşında sabırlı ve geleceğe dönük olarak atılan adımların bir sonucu.
Frutti Extra Bursaspor bünyesinde gelen başarı yalnızca doğru organizasyon şemasını bizlere göstermiyor, aynı zamanda yarına dönük hamlelere bugünden oluşturulan temellerin ne denli güçlü atıldığında, 2-3 yıllık vadeye yayılabilecek başarının bir anda ortaya çıkabileceğini de yansıtıyor.
Dolayısıyla Bursaspor Kulübü’nün de bundan sonra en özenle yapması ve oluşturması gereken düzen bu olmalı.

YİNE GÖZLER VAKIFKÖY’E ÇEVRİLECEK

Bizler bunu takım TFF 1. Lig’e düştüğünde her krizden bir fırsat doğar anlayışıyla göstermiştik.
Nitekim transfer engelinin bulunduğu ve gençlere yönelim gösterildiği süreçte krizden bir fırsat yaratıldı ve pek çok oyuncu kendi potansiyelini ortaya koyabildiği gibi aynı zamanda kulübün imajı ve marka değeri de yükseldi.
Zira Bursaspor, futbol atmosferinde yarışmacı kimliğinden ziyade eğitici ve üreten bir kulüp olarak herkesin saygısını kazandı.
İşte şimdi yeni bir kriz ve bu krizden doğabilecek yeni bir fırsat da karşımızda...
Bu denli mali krizin yaşandığı, oyunculara da güvenin azaldığı bir ortamda Bursaspor’un yine dönüp dolaşıp geleceği yer Vakıfköy olacaktır.

BURSASPOR’UN GELECEĞİNİ PLANLAYAN BİR AKLI OLMALI

Gençlerine sarılmalı, dahası bunu yaparken de bunu uzun vadeli bir planlamaya yayarak ama bu yönetimle, ama sonraki gelecek yönetimlerle de bu plan ve organizasyon güçlü ve istikrarlı bir yapıda sürdürülmeli.
İşin kısası Bursaspor’un artık geleceğini planlayan bir aklı olmalı...
Zira 1 milyar TL’yi aşan ve her gün geçtikçe yükselen faizlerle birlikte ciddi sıkıntılar oluşturan mali yapının kısa vadede düzelmesi imkansıza yakın bir süreç.
En azından mali yapıda direnebilir ve tamamen sportif faaliyetlerinde aklını, güçlü bir planlamaya bırakabilirse kulüp, en azından sportif açıdan geleceğini kurtarabilir.
Şunu da unutmayalım ki Bursaspor hangi arenada olursa olsun, tarihinden ve kimliğinden ötürü her zaman parmakla gösterilen kulüplerden...
Dolayısıyla yeni ligde gerçekleştirilecek güzel şeyler de, her zaman kamuoyunda saygı ile karşılık bulacaktır.
İşte bu yüzden; basketbolda yapılan planlamalar örnek olmalı.
Aksi halde ise mali açıdan uçurumdaki Bursaspor, sportif kimliğinden de giderek uzaklaşacak.