Paylaş
Bursaspor da böyle bir maçı geride bıraktı.
Özellikle yeniden takım kimliğinin oluştuğunu, oyunsal bütünlüğün mücadele ile harmanlandığını görmek, galibiyeti getirdiği kadar camiaya umut da getirdi.
Rakibin ligdeki konumu ve düşüş gösteren performansı nedeniyle, karşılaşma öncesinde farklı bir galibiyet Bursaspor için nefes olabilir diye düşünürdük; ancak, son anlara doğru gerçekleştirilecek geri dönüş, her daim daha kalıcı, daha özgüveni artıran daha motivasyon yükseltici nitelik taşır.
BU HİKAYENİN BAŞLANGICI DÖNÜŞ İLE SÜKSE GETİRDİ
Takım, özellikle bunu ‘isyankar’ kimliği ile başarırken, asıl güveni ve umudu artıran faktör de bu oldu.
Yoksa, saha içine yönelik baktığımızda bu maçtan elde edilecek bir galibiyet, camia tarafından olağan kabul edilirdi ki, oyun içerisindeki değişken, ‘olağandışı’ bir galibiyeti Bursaspor’a getirdi.
Takımın ve camianın da ihtiyacı olan buydu.
Bir noktada bu kötü gidişata dur denecekti, bu hikayenin başlangıcı da ‘dönüş’ ile birlikte sükseli oldu.
MÜCADELE EKSİKLİĞİNDEN, SON ANA DEK SAVAŞAN TAKIMA
Saha içerisine gelecek olursak;
Önceki son iki maçında Bursaspor’un, mücadele eksikliği ve motivasyonundaki düşüş, resmen haykırıyordu sahada...
Nitekim iki maçta da alınan mağlubiyetlerde eleştirilerin ekseninde de bu mücadele düşüklüğü vardı.
Bu kez, ilk andan son ana dek arzulayan, daha fazla isteyen ve daha fazla terini akıtan bir takım gördük.
Her ne kadar bireysel yetenek bazında, yıldızı sönen pek çok ismi kadrosuna katıp bu oyuncuların ani parıldayan reaksiyonlara bağlı kalmayı tercih eden, ligde kalma hedefiyle de kadrosunu deneyimli isimlerden organize eden Akhisarspor karşısında, Bursaspor belki de bu sezon yaptığı en iyi şeydi gerçekleştirdi; o da takım oyunu.
SAHİP OLDUĞU POTANSİYELLE LİGİN EN TEHLİKELİ EKİBİ
Savunma hattından hücuma dek olan süreçte, hem galibiyet hem de gol hasretine son verildi ki bunda mücadele kadar, oyunun verimliliğinin de payı büyük.
Baktığımızda; kaptan dümene geçerek kıvılcımı ateşlerken, orta alan kurgusu da savunma ile hücum hattı arasında çok iyi bir köprü rolünü üstlendi, hatta oyunu üçüncü bölgeye taşıyarak hücumdan da rol çaldı.
Özellikle Emirhan Aydoğan’ın attığı gol bu açıdan değerli zira; daha önceki karşılaşmalarda eleştirilerin odağında Bursaspor’un üçüncü bölgede çoğalamaması, orta alan oyuncularının, üçüncü bölgede top tutulamadığından destek verilememesi ve ceza alanına girildiğindeki bitirici eksikliği baş gösteriyordu.
Bu maç özelinde tüm bu sorunlar bertaraf edilirken, Bursaspor mevcut oyununu sergilediğinde ne denli rakip tanımadığını da gösterdi.
Dileriz bu oyun devam eder çünkü, bu takım sahip olduğu potansiyel ve takımdaşlık ruhunu ortaya koyduğunda, gerçekten ligin en tehlikeli ekibi haline geliyor.
DENGEYİ KAÇIRDI
Apayrı bir parantez de maçın yönetimine...
Öncelikle Manisa temsilcisi Akhisarspor, bölgenin İzmir’e olan yakınlığı sebebiyle bazı kesimler tarafından da İzmir kenti ile özdeşleştirilir.
Dolayısıyla bu maça, İzmir bölgesinden bir hakemin atanması oldukça şaşırtıcı oldu.
Bu denli kritik haftalara girilen süreçte, MHK’nin atamalara ilişkin daha tutarlı ve daha spekülasyonları önleyici bir tavır takınması gerekli.
Kaldı ki, tribünden bizzat izlediğim karşılaşmalar arasında gördüğüm en ‘facia’ hakem yönetimiydi...
‘HAKEM KARAKTERİ’ OLMALI
Hakemlere yönelik itirazda, tercihlerinden ziyade standartı ve tutarlılığı göz önüne alınır aslında.
Akhisarspor mücadelesini yöneten ‘malum şahsın’, standart ve tutarlılıktan uzak olduğu gibi aynı zamanda özellikle ikinci yarının başlarından itibaren oyunun dengesini kaçırdığını, hatta oyundan koptuğunu gördük.
Siz bir hakemseniz, belli bir hakem karakterine de sahip olursunuz.
SORGULAYICI YÖNETİM!
Eğer ki sert bir hakemseniz, oyuncuların da ikili mücadelelerine daha fazla fırsat verir, oyunun kontrolünüzde sertleşmesine izin verirsiniz; şayet yönetim bazında daha esnek bir yapıdaysanız da, bu kez tansiyonu düşürme adına en ufak müdahalelerde dahi düdüğünüze başvurursunuz.
Ancak sahada gördüğümüz hakemin standartları oldukça sorgulayıcıydı ki; Akhisarspor cephesine çalınan 2 penaltı her ne kadar doğru da olsa, benzer müdahalelere maruz kalan Bursaspor cephesine direkt olarak ‘kalk’ işretlerini gördük.
STANDARDI KORUYAMADI
Bu, ‘kalk’ işaretinin de orta alandaki en etkisiz sayılabilecek faul beklenen pozisyonlarda dahi yapılması, tuhaf kaçtı.
Nitekim hem ilk yarıda Berat’ın pozisyonu, hem de ikinci yarıdaki pozisyonlarda Bursaspor’un penaltı beklentileri olumsuz karşılandı.
Yine söylemekte fayda var; hakem tercihleri bazında değil, standartlarıyla değerlendirilir.
Şayet o standartı siz, maç içerisinde dahi koruyamıyorsanız; neden saha içerisinde olduğunuzu da sorgulamanız gerekir.
Paylaş