Paylaş
Başarının tek bir yönü olmadığı gibi, pek çok faktöre de bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
‘Bursaspor’ markasından yola çıkacak olursak, hedeflerin her daim zirveye odaklı olması gerekliliği, gerek kentin dokusundan, gerekse kulübün geçmişte gerçekleştirdiği ve tarihinden görülüyor.
Ancak, mali açıdan düzensizliğin getirdiği pek çok sorunlar, yönetim noktasındaki beceriksizlik, takım ile kentin bütünleşmesini gerçekleştirememesi gibi bir çok faktör, günden güne Bursaspor camiasını, vasatizme sürüklemiş durumda...
Bunun örneğini son 6 yıla baktığımızda verebiliriz.
LİGİN EN GOLCÜ TAKIMIYKEN AVRUPA’YA GİDEMEDİ
Akıllara ilk gelen 2014/15 sezonunda, ligin en golcü ekibi olmasına karşın Avrupa fırsatı yalnızca 2 puan ile kaçmıştı.
O günden bugüne dek olan süreçte Bursaspor, Süper Lig’deki Avrupa hedefinden giderek uzaklaşırken, sonraki sezonlarda ateş hattının tedirginliğini yakından hissetti.
Hedefler giderek küçülürken, kaçınılmaz son gerçekleşerek bir alt lige düşüldü. Burada da geçtiğimiz sezon hedef şampiyonluk iken, bu sezon sıklıkla play-off iddiasından bahseder olduk.
Son mücadele ile birlikte, play-off hayalleri de suya düştü.
TİMSAH TFF 1. LİG’İN GEDİKLİSİ OLMA YOLUNDA
Futbol adına aslında oldukça kısa sayılabilecek bir sürede Bursaspor, zirve yolcuğundan alt tabakaya doğru uçuruma sürüklendi.
‘Hedefler’ de birer birer küçüldü.
Bu ne kentin dokusu itibarıyla, ne de sahip olduğu futbol kültürü itibarıyla kabul edilebilir bir durum değil...
Bugünler de dahi, daha yükseği hedeflenmesi gerekirken; camiada kara bulutlar hakim ve ne yazık ki bu kötü atmosfer, bir dur denilmediği sürece önümüzdeki sezon da devam edecek gibi duruyor.
Yani iş, TFF 1. Lig’in gediklisi olma yoluna doğru gidiyor...
FUTBOLU KAFASINDA BİTİRMİŞLERDEN MEDET UMULDU
Çok uzaklara gitmeye gerek yok, geçtiğimiz sezona bir göz atalım.
Şunu ısrarla dile getiriyorduk; Bursaspor’un bir seçim şansı var, ya başarı, ya da geleceğin takımı oluşturabilme...
İlk zamanlardaki düşünce, bu iki yapıyı bir arada harmanlayarak başarıya, gençlerin dinamizmi ve deneyimli oyuncuların yetenekleri ile ulaşmaktı.
Belli sürelerde bu başarılı olsa da, bilhassa ikinci yarı ve teknik direktör değişiklikleri ile birlikte mantalite değişti.
Yeni gelen hocalar, risk almamayı seçti.
Bugün takımın yıldızlarından biri olan pek çok oyuncu kulübeye çekilirken, futbolu aklında bitirmiş olan oyunculardan medet umuldu.
Performansa bağlı olarak değil, tamamıyla geçmişlerine göre oyuncular ilk 11’de şans buldu.
Başarı da gelemeyince; hem takım yine burada kalmaya devam etti, hem de genç oyuncularının potansiyelinden mahrum kaldı.
BU SEZON 14 OYUNCU İLK KEZ PROFESYONEL OLDU
Bu sezon ise zaruriyetten bir öze dönüş süreci gerçekleşti.
Ancak bu sürecin de kendi içerisinde sıkıntıları vardı.
Düşünün ki 14 oyuncu, henüz bu sezon profesyonelliğine imza attı, hatta ilk kez yeşil beyazlıların A Takım formasını terletti.
Özellikle mücadeleci gücü yüksek, kuvvete dayalı bir oyun oynanan bu ligde, henüz fiziksel gelişimlerini tam sağlayamamış, lige adapte olamamış, ‘yolun başındaki’ isimler ile bu çetin yolda mücadele vermek, hiç de kolay olmayacaktı; olmadı da.
Futbolcular ellerinden gelen mücadeleci pek çok karşılaşmada ortaya koyarken, kimi zaman bireysel hatalarına, kimi zaman acemiliklerine, kimi zaman da hırslarına yenik düştü.
MEVCUT YÖNETİM GEREKLİ BECERİYİ GÖSTEREMEDİ
Yönetim bazında da, oyuncuların arkasında durulamayınca ve sürekli yönetim-takım çatışması ayyuka çıkınca, Bursaspor’da kasvet verici bir futbol iklimi oluştu.
Bu iklimde bu takımın, belli bir noktaya kadar hedefini koruması bile başarıdır.
Başarısızlık ise kulübü bu denli vasatlığa doğru alıştıranlarındır.
Mevcut yönetim, bu uçuruma doğru giden yolda ne yazıktır ki gerekli yönetim becerisini dahi gösteremedi.
‘Bursaspor batmış’ savunması da, bir o kadar ironik.
YÖNETİMSEL OLARAK İDARE DAHİ EDİLEMEDİ
Yönetimlerde de işler çünkü, her yeni gelenin bir önceki yönetimi hedef göstererek, kendi başarısızlığını örtme çabasından ilerliyor.
Oysa ki, işler kötü gittiği için zaten orada olduklarından bihaber iken.
Netice itibarıyla, Bursaspor kötü yönetilmedi, yönetilmiyor, idare dahi edilemiyor.
Bunun gerekçeleri sadece bu yıla özgü değildir, elbette ki önceki yıllardan kar topu gibi büyüyen sorunlar en büyük faktörleri oluşturuyor.
Fakat; yönetmeye talip insanların da görevi, bu faktörleri minimalize etmektir.
Şayet bu gerçekleşmeyecekse, sizin orada bulunmanızın ne anlamı kalır ki?
Dileriz yeni yönetim ile birlikte, yeni bir sayfa açılır.
Paylaş