Paylaş
“‘Bu gemi batmaz’ düşüncesi, gerçeklerden kopuk bir şekilde hakim oldu camiaya. Bu düşünceyle 4 yılda 2 kez düştü Bursaspor... Yeşil beyazlıları derin uçuruma sürükleyecek yaşananlar, ya göz ardı edildi, ya da sadece hayıflanmak ile geçiştirildi. Ve olan oldu...”
“BURSASPOR HEP GEÇMİŞTE YAŞAYARAK, BUGÜNÜNÜ UNUTTU VE YARININDAN VAZGEÇTİ”
FUTBOLDA başarı; geçmişten kopup bugüne yoğunlaşarak, yarını planlamaktan geçer.
Aksi halde elde edilen başarılar ne denli çarpıcı olabilse de, bunun istikrarlı bir yapı dahilinde sürdürülememesi bir noktadan sonra geminin çatırdayarak su almasını, neticesinde ise batmasına yol açar.
Ne yazıktır ki, yakın süreçte Bursaspor’un gerçekleri de bunlar oldu...
‘Şampiyon’ unvanı ile birlikte şatafatlı gemide, her fırtınada açılan delikler bir sonraki felaketin hazırlığı oldu.
GERÇEKLERDEN KOPUK BİR ŞEKİLDE YOL İZLENDİ!
Yakın geçmişe kadar da bu gerçek, hiçbir zaman yüksek perdeden dillendirilmezken akıllara bile gelmeyecek olaylar, geminin her daim daha da fazla su almasını sağladı.
Titanik misali ‘bu gemi batmaz’ düşüncesi, gerçeklerden kopuk bir şekilde öylesine hakim oldu ki camiaya, bugün tamamıyla yüzleşmekten başka şansımız da kalmadı.
Hem de 4 yılda 2 kez!
Son 12 yılda, Bursaspor’da yaşanan düşüşün hakkında geniş kapsamlı bir tez yazılabilir ve içerisinde de ekonomiden siyasete, sosyolojiden matematiğe dair pek çok farklı disiplin dalında da çarpıcı tespitler yapılabilir.
Bu konulara ilerleyen zamanlarda yeniden değineceğiz fakat öncelikle, düşüşe farklı bir pencereden yaklaşmak gerekiyor...
O da evvela futbol aşkı.
DİLLERDE ‘KENTTEN DESTEĞİ GÖREMEMEK’ VAR AMA...
Bursa kenti, Türk spor tarihinde futbolun alevlendiği filizlendiği kentlerden biri olarak öne çıkıyor.
Hem taraftar dinamizmi, hem şehrin tutkusu hem de coşkusuyla bir futbol müsabakasını şölene çevirebilecek bir yapıda...
Ancak; bir o kadar da güvensiz, küskün ve en büyük marka değerine sırtı döndürülmüş bir şehir.
Bugün, özellikle son yıllarda kulüpte çok önemli pozisyonlarda olan her mevkiden insanın dilinde tek bir şey var; kentten desteği görememek.
Fakat; başka bir şey daha da var ki, o da kendisini dev aynasında görmek.
GERÇEKLER SOĞUK SU GİBİ YÜZLERE ÇARPTI
Bursaspor’un bugün geldiği nokta, yalnızca bugün özelinde değerlendirilebilecek bir husus değil.
Bu gemi yıllardan beridir su alırken, yıllardan beridir bu gidişata doğru sinyallerini verirken, gerçeklere sırt çevirip kentin futbol aşkına, Bursaspor’un da arma büyüklüğüne kapılan herkesin düştüğü yanılgı ‘asla olmaz’ düşüncesiydi.
Bu durumu ilk başta Süper Lig’e veda ile yaşarken, bu sezon boyunca da çok uzun süreler boyunca ateş hattında kıvranmış, yanmış bir duruma karşın hiçbir kesim bu gerçeği takıma konduramıyordu, yakıştıramıyordu.
Hali hazırda atılan adımlar da, hep bu doğrultuda oldu.
Bir şekilde düşünce, bugünün de atlatılacağıydı ancak yeniden, gerçekler soğuk su gibi yüzlere çarptı.
Soruyoruz... Bu zamana kadar başarı için neler yapıldı?
Şöyle bir düşünelim; Bursaspor’a ciddi gelirler sağlayacak orta ve uzun vadeli hangi kaynaklar oluşturulabildi?
Kent ile takım arasındaki güvenin yeniden sağlanabilmesi amacıyla üstünkörü ziyaretlerden öte neler gerçekleştirildi?
Futbolun hangi aşamalarında doğru ve rasyonel bir planlamaya gidildi?
Yıllarca emek veren hangi isimlere, vefa doğru bir şekilde gösterilebildi?
Daha da önemlisi, Bursaspor’u ayakta tutabilecek düzeyde kimler güven verebildi?
TİMSAH GEÇMİŞTE YAŞADI, YARININDAN VAZGEÇTİ
Bunun gibi pek çok soruyu çoğaltabiliriz. Ancak ne sorarsak soralım, her biri yanıtsız havada kalacaktır.
Zira Bursaspor’u derin uçuruma sürükleyecek yaşananlar, ya göz ardı edildi, ya da sadece hayıflanmak ile geçiştirildi.
Ve en kötüsü de Bursaspor hep geçmişte yaşayarak, bugününü unuttu ve yarınından vazgeçti.
Yıllardan beridir dile getiriyoruz; her ne kadar ‘şampiyonluk’ unvanına sahip olsa da, bu süreci istikrarlı bir yapıya dönüştüremediği takdirde, bu başarı da yalnızca tarihin tozlu raflarında kalacaktır.
RAKİBİ KADAR MÜCADELE ETMESİNİ BİLMEDİ!
Bursaspor’un neyi başardığından, neye ulaştığından ziyade bugünün gerçeklerine odaklanması lazımdı dedik.
Ancak TFF 1. Lig’e düşüş süreciyle birlikte başlayan zaman diliminde Bursaspor, bu kibrinden ne yazıktır ki kurtarılamadı, kurtarılmak da istenmedi.
Zira; kamuoyu önünde rakipler bu noktada profesyonel göreve sahip isimler tarafından ‘kasaba takımları’ diye küçümsenir ve ‘Biz Bursaspor olduğumuz için bize böyle yapıyorlar’ edebiyatı kısa vadede direkt olarak övünç kaynağı olduğu için sunulurken; o rakiplerin direncinden, mücadelesinden kimse bahsetmedi.
Neyi doğru yaptıklarına, neden o maçı kazandıklarına dahi kimse yoğunlaşmadı.
Çünkü o zamanlarda da, bu zamanlarda da akıllarda tek bir şey vardı; ‘Biz Bursaspor’uz, rakipler bu yüzden daha fazla bileniyor.’
Oysa ki geçmişte elde edilen başarıyı ve oluşturulan o saygı değer algıyı daha da yükseltebilmek için takımın en az rakibi kadar mücadele etmesi gerekliliği, deneyimini sahaya koyması hatta iğneyi önce kendine sonra çuvaldızı başkasına batırması, çoğu zaman dillendirilmedi dahi...
TEŞHİS DOĞRU YAPILAMADI Kİ, TEDAVİ GERÇEKLEŞSİN
Bir şekilde hem gelen yönetimlerin, profesyonel takım çalışanlarının bu egosu, o dönem kendilerini kurtarırken bugün gelinen noktada ise Bursaspor’u uçuruma sürükleyen etkenlerden biri olarak kaldı hafızalarda.
Teşhis doğru yapılamadı ki, tedavi gerçekleşsin.
Ve ne yazıktır ki herkes kendini dev aynasından görürken, kent ile takım arasında da ipler giderek koptu.
Başarısızlıkların dahi ardı arkası kesilmezken, hatalar tamamen göz ardı edildi.
Kimse işin bu noktalara varacağını da düşünemediğinden, Bursaspor günü kurtarma peşine düştü.
BURSASPOR ARTIK KENDİ GERÇEĞİNİ GÖREBİLMELİ
Sonuç olarak baktığımızda 4 yılda 2 tarihi düşüş yaşadık.
Şimdi bu etkenlerin nedenlerini de sorgulamak da öylesine geç kalındı ki, en çok içi parçalayan da çocukların hayallerini çalmak oldu.
Bursaspor’un Avrupa maçlarındaki atmosferiyle yetişen, bu noktada Bursaspor için heyecan duyan nesil de geride kalırken, yeni nesil tüm bu heyecandan uzak bir şekilde futbol aşkını yaşatmaya çalışacak.
Bundan sonraki süreçte nelerin yapılacağı uzun uzun tartışılacaktır fakat evvela teşhisi doğru koymalı.
Bursaspor artık kendi gerçeğini görebilmeli.
Bursaspor düştüğünün de, kendi bünyesindeki insanlar tarafından düşürüldüğünün de iyice farkına varabilmeli.
Elbette bu takım amatöre kadar gerilese dahi büyüklüğü her zaman baki kalacaktır.
Ancak bu büyüklüğünü ne denli koruyabilir ve güçlendirilebilirse, ne denli başarılı bir yapıda istikrarı yakalayabilirse koruyacaktır.
Paylaş