Geleceğin takımı için büyük fırsat

Camiaya nefes aldıran galibiyet geçtiğimiz hafta sonu gelirken; aynı zamanda kenetlenmenin de ilk adımlarını gördük.
Pek çok eksiğe rağmen ortaya konan mücadele ve inanç, bu kez tabelaya da yansıdı.
Tüm atmosferin, transfer engelinin kaldırılması ile birlikte daha olumlu bir havaya dönüşeceğini de düşünürsek, yeni dönemde Bursaspor’u kritik bir direniş bekliyor olacak.
Bunun içinse en önemli nokta; temkini elden bırakmamak.

GELECEĞE DÖNÜK BİR KADRO KURULMALI

Daha önce de takım, oyunsal bazda iyi izlenimler vermesine rağmen sonuca gidememiş yahut sükseli bir galibiyet sonrasında bir anda ‘şampiyonluk’ havasına girmişti.
Bu ligde özellikle maçlık, anlık değişkenlerin fazla olduğu süreçte Altınordu galibiyetinde de, rakibin kısıtlı gücü ve potansiyelini düşünmeden hareket etmemek gerekiyor.
Elbette bundan sonraki süreçlerde takım, iyi sonuçlar da elde edecektir, kötü sonuçlar da...
Camianın baskıyı artık, takım üzerinde başarıya odaklı bir anlayışa değil, geleceğe dönük bir kadroya sabırla yönlendirmesi gerekiyor.
Nitekim geçtiğimiz günlerde de Tamer Tuna bu duruma işaret etmişti.
Geleceğin takımını kurmak.

MEVCUT KADRO NOKTA ATIŞLARIYLA GÜÇLENDİRİLMELİ

Bursaspor, mevcut altyapı değeri ve bunun yanı sıra transfer potansiyelleriyle önümüzdeki sezonun iddialı kadrosunu kurabilecek güçte.
Herhangi bir hedeften bahsedemediğimiz şu süreçte de Bursaspor’un, kendini rahat bir konuma ligde getirecek sonuçları almasıyla birlikte, diğer yandan önümüzdeki sezonun planlamalarını yapması gerekiyor.
Kongre süreci de bu noktada ilaç olabilir.
Zira, sezon başındaki karmaşık süreçlerden uzaklaşılarak; gelecek için yeni yönetim ve teknik heyet bazında zaman kazanılabilir.
Bu kapsamda Tamer Tuna da yaptığı açıklamalarda Bursaspor’da geleceğe dönük planlarının olduğunu net bir şekilde ifade etti.
Yeni yönetimin bu doğrultuda hareket ederek, mevcut kadroyu nokta atışlarıyla güçlendirerek hareket etmesi gerekecek.

HER ŞEYDEN ÖNCE BİRLİKTELİK GEREK

Sürekli belirli bir umutlara bel bağlıyoruz ancak geleceğin kurtuluşunun bugünden geçtiğini de unutmamamız gerekiyor.
Polemiklerden uzak bir çizgide, tamamen takıma konsantre bir teknik yapı dahilinde bu planlar hayata geçirilebilir.
‘Aidiyet’ kültürü ise en önemli faktör.
Ne yazık ki sezonun ilk bölümlerinde bu kapsamda camia, oyuncu bazlı sorunlar yaşadı.
Ancak Altınordu maçında da gördüğümüz üzere; armaya sahip çıkan, coşkuyla oynayan bir oyuncu grubuna şahitlik ettik.
Kulüp kendi iç dinamiğinde bu etkileşimi ve birlikteliğini sağladığında, başarı da kendiliğinden gelecektir.
Bazen mücadele, bazen de yetenekle birlikte maçlar kazanılacaktır.
Ancak her şeyin öncesi birliktelikte.

DİRİLİŞ DESTANI İÇİN TAKIMA SAHİP ÇIKILMALI

Kent yalnızca iyi günde değil, en önemli olan bugün takımın yanında olursa yeni bir diriliş destanı yazılabilir.
Bu, bugünün bir fotoğrafı sadece.
Kaos ile beslenen bir yapıya sahip olan Bursaspor’da, önümüzdeki süreçte bazı noktaların daha istikrarlı ve daha ağırbaşlı bir şekilde, taşların yerinde olması gerekiyor.
Zira ancak o istikrar yakalandığında başarı gelebilir.

OYUNDAKİ YERİ VE...

Bunun yanı sıra; artık maçlık performans değerlendirmelerinden de kesinlikle uzaklaşmamızın vakti geliyor.
Bir maça bakarak oyuncuyu analiz etmek, oyuncunun yeteneğine yahut değerlerine eleştirilerde bulunmak, yeni futbol dünyasında geçerli bir argüman değil.
Artık yeni düzende oyuncuların mental olarak nasıl bir ruha sahip olduğu kadar, aynı zamanda oyundaki yeri ve çevresindeki takım arkadaşlarıyla kurduğu oyun dili de oldukça önem kazandı.

BİRBİRİNİ TANIYAN

Bu yüzden ligin zirvesinde yer alan ekiplere baktığımızda, ‘en değerli kadroların’ değil, birbirini tanıyan, belli bir oyun kimliği istikrarı yakalayan ekiplerin olduğunu görüyoruz.
Bursaspor’un da ana ihtiyacı ve önceliği bu olmalı.
Birbirini oyun içerisinde iyi tanıyan, anlaşan ve mental gücüyle de mücadelesini ortaya koyan bir karaktere bürünmeli.

ALTINORDU GALİBİYETİ KIVILCIMI YAKTI

Teknik heyet bazındaki gelişmeler, buna dair umutlarımız için en büyük etken.
Ancak yine de, önümüzdeki mücadelelerde bu durumun ne denli istikrara sahip olacağını göreceğiz.
Oldukça sert ve yoğun bir fikstür Bursaspor’u bekliyor olacak.
Altınordu galibiyeti bu direnişin başlangıcı olabilir mi bilinmez ancak camiada yüksek bir kıvılcım yaktığı da aşikar.
Dileriz ki, sezon genelinde yaşanan istikrarsızlık bir nebze olsun bundan sonraki süreçlerde yerini istikrara bırakır.
Şayet bu gerçekleşirse, Bursaspor sezonu iyi bir noktada tamamlayabileceği gibi geleceğin takımını inşa edecektir.