Paylaş
Vasilije Micic ise, adını tarihe altın harflerle kazıdı.
Normal sezonun, Final Four’un en değerli ismi olan Sırp oyuncu; Shane Larkin ile finalin de en değerli ismi seçilirken, organizasyonun tarihinde de ilk kez iki oyuncu, finalin MVP’sine layık görüldü.
Bursa basketbolu ise, Micic’i yakından tanıyor.
2016/17 sezonunda 22 yaşındayken yolu yakınımızdan geçen oyuncu; TOFAŞ Basketbol Takımı’nda forma giydiği bir sezon boyunca kariyerinin dönüm noktasını yaşadı.
Bugünkü oyunun geldiği noktada, başantrenör Orhun Ene’nin de payı büyük.
Şöyle bir o döneme bakacak olursak;
Bir önceki sezona başladığı sezonda Bayern Münih formasıyla dilediği süreleri alamayan, akabinde kiralandığı Kızılyıldız’da da performansını geliştirmekte zorlanan bir görüntüye sahipti.
*
TOFAŞ Basketbol Takımı ile başlayan dönüm noktasında ise; Ene’nin kendisine olan güveniyle ‘kilit’ rol üstlenen Micic, bu güveni de performansına yansıtarak, adeta parkeler üzerinde yeniden doğdu.
Micic de bir röportajında bu duruma atıfta bulunarak, işleri değiştiren noktanın TOFAŞ’a gelişi olduğunu ifade ederek, Orhun Ene’nin özgüvenini yeniden kazandırdığını vurguladı.
O günlerde, TOFAŞ Genel Menajeri Tolga Öngören de, medya gününde Micic’e dair yaptığımız bir sohbette, ileride Avrupa’nın en iyi oyuncularından biri olacağı söyledi.
Yeteneğin, disiplin ve oyun özgürlüğü ile birleştiği anda kendini bulan Micic, duyulan tüm güvenleri boşa çıkarmayarak, bir kez daha kendini kanıtladı.
*
‘TOFAŞ Basketbol’ kültürü, temelini uzun yıllar öncesinden alan, eğitici ve öğreticiliğin yanında geliştiren kimliğe sahip bir yapı.
Yalnızca Micic değil; yerli ve yabancı, bu kültüre dahilinin ardından performansını geliştirerek, basketbol arenasında kendini bulan daha pek çok oyuncu var.
Bu sebeple, her daim vurguladığımız ‘organizasyon istikrarı’, oyuncuları yükselttiği gibi kulübü de bir adım ötesine taşıyor.
Bakınız; ertesi sezon TOFAŞ Basketbol Takımı için unutulmaz dönemlerden biri yaşandı.
Ligde ve kupada final oynama başarısı gösteren ekip; ligi Fenerbahçe’ye, kupayı ise Anadolu Efes’e kaybetse de, zirveye oynayan karakterini parkeye yansıttı.
Tüm bu fotoğrafa biraz daha geriden baktığımızda ise şunu görüyoruz;
Oyuncular, güçlü bir organizasyon içerisinde yer aldığında potansiyellerini daha iyi ve özgür bir şekilde yansıtırken, parkedeki gelişim kulübün çıtasını da artırıyor.
Dolayısıyla;
Gücü ve potansiyeliyle övündüğümüz Bursa basketbolunun, bu tarz tarihi anlarda da anekdotlarla yer alması, herkes adına gurur verici.
Paylaş