Bursaspor’un artıları eksileri

Ve bir sözü daha vardır; ‘Her dezavantaj, kendi avantajına sahiptir.’
Bursaspor’un bu sezon geçtiği aşamalar ve geldiği nokta itibarıyle, bu iki sözden çok iyi dersler çıkarması gerekiyor.
Dinamizm ile bezenmiş, tempolu oyuna yatkın, aç oyuncuların her biri, aynı zamanda bireysel performanslarını geliştirerek takımı ileriye sürüklerken, diğer yandan sorumluluklarının da fazlasını ortaya koyabilme adına futbolu zorlaştırıyor.
Bunu önlemek için de yapılacak tek şey, futbolu daha basit hale getirebilmek.

DAHA NET VE BASİT BİR OYUN OYNANMALI

Hali hazırda, bazı bireysel performanslarda da bunun örneklerini görüyoruz.
Ne denli top ayakta tutulursa, ne denli ekstra işler kovalanırsa, bu durum oyun bütünlüğüne zarar verdiği gibi aynı zamanda top kayıplarına, savunmanın dengesiz yakalanmasına, hatta daha fazla efor sarfına sebebiyet veriyor.
Her ne kadar genci de, deneyimlisi de potansiyellerinin üzerine çıksa dahi, yine bunu sağlıklı hale getirecek olan tek şey, daha net ve basit bir oyun.

CEZA SAHASINA GİRİNCE TELAŞA KAPILIYOR

Bunu örneklendirecek olursak;
Ankaraspor karşısında 289 başarılı pasa sahip Bursaspor’un, rakip ceza alanı içerisine yalnızca 5 kilit pas gerçekleştirdiğini ve bunun da 2’sinin korner sonucu geldiğini görüyoruz.
Aynı zamanda pas haritası da gösteriyor ki; ceza yayı ve çevresinde boşluklar yer alırken, orta alan ve savunma bölgesindeki yoğunluk göze çarpıyor.
Aynı şekilde, kanatlarda da oyunun üçüncü bölgesine gelindiğinde ciddi boşluklar mevcut.
Bursaspor, yalnızca Ankaraspor maçı özelinde değil geride kalan tüm maçlarında da rakip ceza alanına yaklaştıkça, oyunun daha geri bölgelerindeki basit oyununu, atak başlangıçlarındaki o hızı ve kontrolü kaybederek, daha telaşa ve bireysel performansa dayalı oyun sergiliyor.
Elbette ligin en çok gol atan takımlarından biri olması, bu oyun tarzının göze batmamasını sağlıyor ancak savunmadaki problemleri çözemiyorsanız, daha fazla atabildiğiniz kadar puanları topluyorsunuz.
Tıpkı Boluspor ve Balıkesirspor galibiyetlerinde olduğu üzere...

KALEYE GELEN 40 ŞUTUN 16’SI GOL OLDU

İşin savunma boyutuna da gelecek olursak;
Geride kalan haftalarda Bursaspor’un kalesine 40 şut isabet ederken, bunların 16’sı gol ile sonuçlandı.
Yani rakip ortalama, tehlike yarattıkları 2,5 pozisyonda mutlaka gole ulaşıyor.
Üstelik bazı maçlardaki kaleci performanslarının verimliliğini de baz alacak olursak, savunma kurgusunun bir türlü oturmadığı, topun arkasına geçerek yapılan savunmalarda Bursaspor’un pek çok noktadan eksik kaldığını görebiliyoruz.
Hatta buna, hücuma çıkarken kaptırılan topların goller olarak dönüşünü de dahil edebiliriz.
Ancak yine de tüm bunlara ilişkin, Bursaspor sahada ortaya koyduğu mücadele ile heyecan veriyor.

TEHLİKELİ BİR TAKIM KİMLİĞİNE BÜRÜNDÜ

Cruyff’un sözüne gelirsek; Bursaspor’un içerisindeki dezavantajlar, bir bakıma aynı zamanda avantajlar da getirdi.
Her ne kadar Ankaraspor karşısında bunu göremesek de, bu sezon bazında tehlikeli bir takım kimliğine bürünen ve tehdit oluşturan genç ve potansiyelli kadro, dezavantajı da avantaj haline getirmiş durumda.
Netice itibarıyla zirve yarışından oldukça uzak bir görüntü sergilemesine rağmen, her mücadelede ortaya konan direnç, yine bir sonraki randevu için umut vaat ediyor.
Bursaspor’un sezon başındaki kırılganlığını da bir nebze azalttığını söylemekte fayda var.
Bu da, maçlarda son ana kadar oyunda kalmasını sağlıyor.
Şu süreç bazında sakatlıklar etkilerken, sakatların da Milli ara sonrası döneceğini düşünürsek; daha eksiksiz, tam bir takım olarak çalışmalarına devam edecek Bursaspor, takımdaşlığını ortaya koyduğu müddetçe, seri galibiyetler olmasa da, taraftarını mutlu edecek bir oyun ortaya koyacaktır.