Bursaspor’u uzun vade yatırım kurtarır

Mali kriz, her geçen gün daha da derine işlerken; beklentilerin odağındaki sportif başarılar da gelemeyince, ‘kaos’ iklimi son yılların hakimi oldu.
Elbette bu kötü gidişatta suç payının tek bir yönde, tek bir odakta toplanması yalnızca fotoğrafın çok küçük bir kısmını bizlere gösterir.
Fotoğrafın bütününde, özellikle son 5 yıldan beridir süre gelen yönetimsel başarısızlık direkt olarak kendisini gösteriyor.
Neticesinde bu durum, günden güne artan bir krize sürüklediği gibi, doğrudan etkilediği sportif anlamda da hedeflerin daha da küçülmesine de yol açabiliyor.

KAMAT’IN YAPTIĞI GÜNAH ÇIKARMA AYİNİ GİBİYDİ

Ancak; kötü bir gidişatta, yahut işlerin rayında olmadığı bir anda insanların karşısına çözüm odaklı çıkılıyorsa, bunun gayretleri icraatlar ile temellendirilmelidir ki, bir umut ışığı görülebilsin...
Geçtiğimiz gün, sayın Erkan Kamat suskunluğu bozarak, yalnızca kulüp televizyonunun karşısına çıktı ve yaklaşık 88 dakikalık sürede içini dökerek, soru işaretlerini gidermeyi amaçladı.
Sonda söyleyeceğimizi başta belirtelim; bir günah çıkarma ayini gibiydi adeta...
Konu başlıklarının temeli doğal olarak mali konuları oluştururken, futbolcu ve personel ödemelerinden, primlere, tesisteki peyzaj çalışmalarından elektrik kesintilerine derken, tüm bu dakikaların ana ekseninde, geçmiş yönetimlerin bıraktığı enkaz yatıyordu.

HER DEĞİŞİM ESKİYİ SUÇLAMAKLA BAŞLIYOR

Açıklamalar Bursaspor kamuoyunun malumu, bu yüzden detaylarda boğulmak yerine naçizane biraz daha farklı bir açıdan yaklaşmak zannederim, en doğrusu olacaktır.
Süre gelen açıklamalar, Türk futbolunun genel problemlerinin hala devam ettiğini gösterdi.
Eleştirilerin odağındaki taraf, bir önceki yönetimleri suçlayarak hedef gösterirken, kara tablonun kendi üzerlerindeki yansımalarından bahsediyor, Akdeniz insanı olmanın getirdiği duygusallıkla rasyonelliği kaybediyor ve bilinenler etrafına serpiştirilen bilinmeyen anektodlar ile, aslında kara bulutların her daim üzerimizde olacağını vurguluyor.
Yanlış anlaşılmasın, bu haklılığına yönelik bir eleştiri değildir; bu ne yazık ki yalnızca Bursaspor’un değil, Türk futbol yönetiminin genetik problemlerinden biridir.
Zira yeni sorumluluk sahibi insanların, eskilerin bıraktığı enkazlara ilişkin açıklamalarını her fırsatta görüyoruz.
Fakat; bu isyanları Bursaspor camiası, her değişimde o denli sıklıkla duyar hale geldi ki, belki de ‘tehlikenin farkında mısınız?’ kavramına dahi duyarsızlaştı.
Öyle ki, pek çok kesim tarafından ‘Bursaspor ne haldeymiş’ yorumlarına denk geldik.

NEDEN HER YIL KONGRE HEYECANI YAŞIYORUZ!

Günaydın.
Bursaspor ne bu sezon mali açıdan dibe battı, ne de geçtiğimiz sezon dibe batıyordu.
Bursaspor Kulübü, uzun yıllardan beridir plansız, rasyonellikten uzak, günlük çözümlere dayalı yönetimlerle bu uçuruma doğru sürükleniyor.
O sebepledir ki camia, bu sorunların en azından minimalize edilmesi adına orta ve uzun vadeli planlara, projelere, icraatlara ihtiyaç duyuyor.
Sayın Başkan, konu ile ilgili olarak kimsenin temliklerle, ipoteklerle, hacizlerle mücadele edemeyeceğini söylüyor.
Elbette kimsenin elinde sihirli değnek yok, fakat o halde her yıl bu kulüp neden bir kongre heyecanı yaşıyor?

PLAN VE STRATEJİLERLE KULÜBÜ İLERİYE GÖTÜRMELİ

Bu durum sadece Bursaspor’da değil, Türk futbolunda da öylesine klişeleşen bir durum halini aldı ki; sürekli geçmişle hesaplaşmaları izliyoruz.
Geçmiş ile kamuoyu önünde hesaplaşarak değil, geçmişin sorunlarına çözüm ürettiğiniz kadar başarılı, bugünü de iyi yönetebildiğiniz kadar unutulmaz olunuyor.
Güzel şeyler de vardı elbet; tüm primlerin ödendiğinin açıklanması, puan cezasının kaldırılması gibi...
Ancak Bursaspor Kulübü Derneği yönetimine talip olanların hedefi kulübün kayyuma kalmasını engellemek değil, çeşitli plan ve stratejilerle kulübü bir adım öne atabilmek olmalıdır.
Çünkü siz, bunun için oradasınız.
Aksi halde geriye güdülen süreçte bir anlık durgunluğun başarı olarak görülmeyeceği, ancak ileriye doğru atılacak adımların takdir edileceği bir kulüptür neticede Bursaspor.
Elbette kimsenin iyi niyetinden şüphe edilmez, yaşanılan zorluklar da gözden gelinmez fakat, görünen köy de kılavuz istemez.
Ne yazık ki, bu anlayış bizlere şampiyonluk sevinci yaşayan bir kulübün, Süper Lig’de kalma sevincine giden yolu hazırladı...
Yoksa, bugün A kişisi olmuş, B kişisi olmuş, sizden sonra gelecek yeni yönetimden de aynı sözleri, bu kez sizlere karşı duymayacağımızın garantisi var mıdır?

SORUYORUZ; TAKIM İÇİNDE NELER OLUYOR...

Bir başka detay futbolcuların açıklamaları/paylaşımları...
Sayın Başkan, paylaşımlara ilişkin futbolcuların özür dilediğini belirterek, “Nasıl böyle bir işin içinde olduk dediler. İmzaların da istek dışı atıldığı, takım arkadaşlığından dolayı dediler” diye konuştu.
Yakın bir süreçte de Cüneyt Köz’ün benzer açıklamaları olmuş, sonrasında özür dilemişti.
Asıl bizim sormamız gerekiyor, neler oluyor?
Bu oyuncular genç, algı yönetimine açık olabilir, baskı altında kalabilir yahut hatalar, yanlışlar yapabilir...
Fakat, benzer yaşananların üst üste gelmesi, sadece özürler ile açıklanabilir mi, yahut özür dilenecek bir olay nasıl takım arkadaşlığına bağlanabilir?
Birileri bir şeyler yazıp, futbolcuların önüne getirebiliyorsa kimdir o birileri, şayet futbolcularsa ve yaptıklarını özür dilemeyi gerektiren bir davranış olarak görüyorsanız, neden hala içerideler?

MAAŞLARINI ALAMAMIŞKEN NEDEN GERİ ADIM ATILDI?

Bakınız, prim ödemelerinin yapıldığını duyduk –yanlışım varsa affola- fakat futbolcuların, bu sezona ilişkin maaşlarının tamamının ödendiğine ilişkin bir ifade duyamadık.
Şayet maaş ödemeleri düzenli olarak bu sezon yapıldıysa insanlar futbolcuların aidiyetlerini sorgulamaz mı?
Bildiride ‘Bu sezon tek bir kuruş dahi almadık’ ifadesi yer alıyordu.
Futbolcuların maaş ödemeleri yapılmadıysa da, onların sizlerin ifadesiyle ‘özür dilemeleri’nin belirtilmesi, geri adım attıklarına işaret edilmesi, futbolcuların da bu noktadaki duruşunu sorgulatmaz mı?
Her ne yandan tutarsak tutalım bu konuyu, arap saçına dönüyor.
Ve her şeyden önemlisi, göreviniz bu oyuncuların tamamen sahaya adapte olmalarını sağlamak, ekonomik ve ruhsal açıdan onların hak edişlerinin maddi manevi gerçekleştirmekken, belki de farkında olmadan onları bir ateşe atmış olmuyor musunuz?

AYRIŞTIRICI DEĞİL DE, DAHA YAPICI OLUNABİLSE...

Ki, bu konu etrafında bir Ali Akman meselesi yaşandı ki, o konuya hiç girilmedi dahi.
Halen daha sürece ilişkin, en yetkili merci olan sizlerin ağzınızdan bir şey duyamadık.
Ne yazık ki bu tarz konular, yönetimin takım üzerindeki etkilerini de insanlara sorgulatıyor.
Netice itibarıyla, Bursaspor’a hizmet eden her insan, icraatları başarılı olsun olmasın, saygıyı hak ediyor fakat; keşke ayrıştırıcı değil, daha yapıcı olunabilse...
Zira Bursaspor, yönetiminden futbolcularına, personeline dek ayrıştırıcılıktan yana çok sıkıntılar çekti.
Zaman isyan değil, artık yeniden eski günlere dönüş adına temeli oluşturma zamanı...
Sloganda da ifade edildiği gibi, çünkü başka Bursaspor yok.

CİDDİ EKSİKLİKLER VE YÖNLENDİRME VAR

Ve son olarak;
Sayın Kamat’ın açıklamalarında bu denli sitemkar, bu denli hedef gösterici bir noktada, eski başkanlar sayın Ali Ay ve sayın Mesut Mestan’ın sürecin bilinmeyenlerine yönelik yaptığı açıklamalar karşısındaki tutumu da merak konusu.
Zira eski başkanların ifadeleri de dikkate alındığında, mevcut açıklamada ciddi eksikliklerin ve yönlendirmelerin olduğu kadar bilgi kirliliğinin de bulunduğu aşikar.