Paylaş
Bursaspor, uzun yıllardan beridir süre gelen başarısızlık anlarında değişim ve günlük planlamalar üzerine kurulu bir futbol bakışıyla her daim istikrardan uzaklaşan bir görüntü çizdi.
Transfer, ekonomik durumun nispeten daha iyi olduğu 3 sezon öncesinde olmazsa olmazlardan görülerek, bol keseden pek çok oyuncu kadroya dahil edilirken; özellikle TFF 1. Lig’e düşüş ile başlayan süreçte geleceğe yönelik hiçbir plan hayata geçirilemedi.
İletişim bozukluğundan kaynaklı aidiyet sorunları ve oyuncuların kulüpten ayrılmaya hevesli yapıları da, bu noktada eldeki cevherlerin birer birer kayıp gitmesine neden olurken, mali yapının giderek bozulması ve sportif başarısızlığın da her geçen gün daha yüksek bir şekilde görülmesi, Bursaspor’u bugün gördüğümüz ‘sabır bekler’ durumuna getirdi.
Elbette daha çok pek çok etken, bağıra bağıra geldiği şu süreçte Bursaspor’un tarihinde ilk kez üçüncü kademeye düşüşünü hazırladı ve bundan sonraki süreçte geçmiş yalnızca hatıralarda kalacak.
TARİHİNİN EN GENÇ KADROSU
Bugüne odaklanacak olursak dillendirilen yegane kelimenin ‘sabır’ olduğunu görüyoruz.
Geçmiş dönemlerin aksine bu andaki beklentinin önemi çok daha büyük ve çok daha kabul edilebilir.
Bursaspor, tarihinin en genç kadrolarından biriyle mücadele verecek.
Bu mücadele de, tüm yıkıntıların, enkazların ardında bir var olma savaşına dönüştü bile şimdiden.
Bir yandan ekonomik yapı, diğer yandan da sportif istikrarsızlıklar nedeniyle kulüp yeni bir sil baştan sürecini başlatmak zorunda kaldı.
İSTİKRARSIZLIK BAŞ GÖSTERDİ
Zaten baktığımızda Bursaspor’un bugünkü duruma düşmesinin sebeplerinden biri de bu istikrarsızlık.
Bursaspor, gerek Süper Lig’deki son yıllarında, gerekse TFF 1. Lig’de mücadele verdiği geniş bir süreçte tamamen teknik direktörlere bağlı, teknik direktörlerin organizasyonunda bir yapıya büründü.
Transferler, yalnızca teknik adamların isteklerine göre şekillenirken; ilk başta doğru olmayan isim tercihlerinden kaynaklı sorunlar da giderek baş göstermeye başlayınca, bu kez yönetim istikrarsızlığı devreye girerek, pek çok teknik direktör değişimine rastladık.
Şöyle bir baktığımızda 2020/21 sezonunda genç oyuncuların Mustafa Er yönetiminde başardığı ve kente verdiği pozitif hava haricinde hiçbir zaman Bursaspor adına umutlu, güzel donelerin sunulduğu bir şekilde geçmedi.
Artık düğmeye de basıldı.
Yönetim; hem sportif direktörlük, hem de teknik direktörlük makamının içeriden gelen bu alanda tecrübe ve güven sahibi isimlere teslim ederken, mali imkansızlıklardan dolayı kısıtlı bir kadro ile var olma savaşına takımı hazırladı.
Muhakkaktır ki pek çok taraftar gözünden, ‘sabır’ artık kabul edilebilir bir şey değil ancak bugünkü şartlar dahilinde, belki de bu kelimenin en fazla karşılığının verilmesi gerektiği bir sürece girdik.
Uçurumun kenarında bir Bursaspor var artık.
Hata payı olmaksızın, dar imkanlarla mücadelesini verecek ve bunu yaparken de yeterli desteği alamadan kendi başına bir şeyler ortaya koyması gereken ve kendini yeniden kanıtlaması gereken bir Bursaspor.
Dolayısıyla sabır kelimesine yüksek reaksiyon yerine, daha aklı selim bir şekilde yaklaşmak, sezonun nasıl ilerleyeceği ve takıma ateşlenecek olan inancın da temelinde yatıyor.
UZUN VADELİ PLAN İHTİYACI
Bursaspor için bu sezonun bir başka önemi ise, uzun vadeli bir plana duyulan ihtiyaç ve bununla beraber beslenen umutlar.
Elbette mucizeler her daim futbolun içerisinde yer alır ancak Bursaspor’un, bugünkü şartlar dahilinde muhteşem ve istikrarlı bir performansla zirvenin tek adayı olamayacağını ön görebiliriz.
Dolayısıyla Bursaspor’da bundan sonraki atılacak adımlara, bugüne yönelik değil, yarının dahilinde bakmak gerekiyor.
Gerek Süper Lig sezonlarında, gerekse TFF 1. Lig yıllarında artık günü kurtarma devri kapandı.
Bursaspor artık geleceğini bugünden planlayan ve bunu da uzun vadeye yayan bir görüntüye bürünmek zorunda.
Teknik açıdan yapılan tercihler bu noktada bizlere umut verirken; en büyük dileğimiz de bu yapının istikrarlı bir şekle büründürülerek oyuncuların ihracının yolunun açılması.
OYUNCULARIN GELİŞİMİ SÜREÇ İSTEYECEK
Hatırlarsanız; geçtiğimiz günlerde Bursaspor’un transfer pazarındaki düşüşüne dem vurmuştuk.
Bu transfer piyasalarındaki oyuncu ihraçlarından elde ettiği kazanımın giderek düşmesi tabii ki kulübün içerisinde bulunduğu durum ve ligle de doğrudan alakalı.
Şu an çok çarpıcı bir performans sergileyen bir oyuncu dahi, TFF 2. Lig kategorisinde yer alacağından dolayı hak ettiği değerden çok düşük bir rakam ile karşılaşacak.
Gerçekçi bakmak gerekirse bu sezon harika bir şekilde geçse dahi, oyuncu ihraçlarından bile Bursaspor dileği kurtuluş için çok rahatlatıcı hamleler gerçekleştiremeyecek.
Ancak istikrarlı yapının temelleri bu yıl atılır ve bu da uzun vadeli bir plana yayılabilirse, hem yeniden üst lige çıkabilmek hem de oyuncularının pazar değerlerini artırabilmek mümkün olacaktır.
Günümüzün futbolu bize bunları sürüyor.
Haliyle sabır kelimesinin önemi ve asıl şu an gerekliliği burada ortaya çıkıyor.
BAŞARI HEMEN GELMEYECEK
Maalesef ki, işler ne kadar iyi giderse gitsin hemen bir yıllık süreçte birden şapkadan tavşanlar çıkmayacak.
Hatta Bursaspor’un tavşan çıkaracağı şapka dahi, hem genç oyuncuların fazlalığı, hem deneyim eksikliği, hem bu ligin kendine özel parametreleri sebebiyle sağdan soldan biraz kaba tabirle dövülecek, yıpratılacak.
İşte bu atmosferde yeni bir kimlik inşa etmek de oldukça zor olacak.
O yüzden Bursaspor artık sil baştan başladı.
Daha önce de gördüğümüz bu değişimler, şu an en inanç duyulması zorunluluğu bulunan bir durum.
Zira az önce de dile getirdiğimiz üzere uçurumun kenarındaki Bursaspor’un, bir sezon daha kaybetme lüksü kalmadı.
Bursaspor’un hata yapma lüksü de kalmadı.
HATA LÜKSÜ YOK
Diğer yandan umut verici durum ise bu kez kadro içerisinde bulunan oyuncuların, aidiyet kültürlerinin oluşturulması.
Teknik heyet, bu kulübün büyüklüğünü oyunculara aşılarken oyuncular da artık Bursaspor markasının kendilerini yükselteceğinin farkında.
Daha önceki yıllarda gördüğümüz kulüpten ayrılarak bireysel yükselme, önümüzdeki sezonda pek de gerçekleşmeyecek.
Haliyle de bu durum Bursaspor’un bir tık daha önünü açıyor.
Takım kimyasının oluşumu ve başarının tüm katmanlara yayılması, Bursaspor’u belli bir seviyeye getirecektir.
Dileriz uzun vadeli plan içerisinde, sabır taşmaz.
Paylaş