Bu futbol atmosferinde gençleri kazanmak güçleşiyor

“Genç oyuncuları, sahada galip gelerek kazanmalıyız. Böylece kendilerini gösterip, özgüvenler artar. Ayrıca, bu tarz bir yapının içinde hayal bile kuramıyorlar. Hayalin olmadığı yerde de başarı beklemek çok abes olacaktır.”

Bursaspor, Türkiye’nin sayılı futbol akademilerinden birisi.
Bunun altını önemle çizmek gerekiyor zira; son yıllarda mali durumlardan kaynaklı gençlere ‘zorunlu’ yönelim, kimi zaman kulübün bu yapısına zarar verebiliyor.
Daha önceki yıllarda da Bursaspor’un sportif başarısızlığında deneyimli-genç kaynaşmasının tam anlamıyla gerçekleştirilemediğinden ve sürekli olarak bir tarafa tek bir yönelimin olduğundan sıkça dem vurmuştuk.
Maalesef bu durum, bu sezon da devam ediyor.

GENÇLER ÜZERİNDEN OYUN PLANLANMIYOR

Avrupa’da akademisiyle ünlü kulüplerin şöyle bir futbol çarkına baktığımızda gördüğümüz işleyen bir futbol mantalitelerine, kısa ve orta vadede gençlerin adaptasyonu oluyor.
Bunun için Ajax, Rennes, Sporting ve daha pek çok kulübü örnek gösterebiliriz.
Hiçbir zaman bu kulüplerin, kadro oluşumlarını tamamen gençlerin üzerine planlamadığını, potansiyel vaat eden isimler, bir şekilde gerek taktik gerekse fiziksel kondisyon bazında yavaşça takımın var olan oyun organizasyonuna dahil ediliyor.
Böylelikle tüm sorumluklar, bu potansiyel oyuncuların üzerine bir yük gibi bindirilmediği gibi, aynı zamanda onların güvenli bir futbol atmosferinde yeteneklerini daha fazla göstermesine de olanak sağlıyor.
Bursaspor’da yıllardan beridir bu durum gerçekleşmiyor.

KADRO YAPISINDAKİ TUTARSIZLIĞIN SONUCU

Hatırlayalım; TFF 1. Lig’e ilk düşüldüğü anda tamamen tecrübeli oyunculara yönelim vardı.
Türkiye şartlarında ezberci yaklaşımla bu durum bir nebze kabul edilebilir, ancak hemen ertesi sezonda gelen transfer engeliyle birlikte bu kez de tamamen genç oyunculara yönelim baş gösterdi.
Bir sonraki sezon transfer engeli kaldırıldı ve yapılan onca transfer, oluşturulmak istenen yapıyı da baştan aşağı yıktı ve bugün mücadele edilen kulvarlar ortada...
Baktığımızda bugün gördüğümüz sorunlar yalnızca bugünün değil, 5 yıllık süreçte kadro planlamalarındaki istikrarsızlığın ve tutarsızlığın bir sonucu.
Oysa ki; yetenek bazında daha yüksek özgüvene sahip ve armaya olan aidiyetini de kanıtlamış deneyimli isimler etrafında potansiyel oyuncular ilk 11’e entegre edilebilse, belki bugün çok daha farklı bir tablo ile karşılaşabilirdik.

FUTBOLDA FARK YARATACAK OYUNCUYA İHTİYAÇ VAR

Bunu neden vurguluyoruz?
Bakın; Bursaspor, kupaya bir Bölgesel Amatör Lig ekibiyle karşılaşarak başlıyor ve kadronun tamamı, rotasyondan oluşuyor.
Futbolda sıklıkla laf arasında dillendirilen takıma ‘ağabeylik’ yapacak, takımın lideri, saha içi komutanı diyebileceğimiz bir oyuncu yok.
Teknik heyet bu durumu kadro yetersizliğine bağlıyor.
Ancak, yoğun fikstürde dahi bu noktada yapılacak küçük bir değişiklik, kupa maçında da gördüğümüz üzere çok büyük farklar yaratabilirdi.
Nitekim Bursaspor’un genç neferleri de, ellerinden gelen mücadeleyi ortaya koydular.
Hem de son ana dek...
Fakat ne kadar mücadeleci bir yapı ortaya koyarsanız koyun, futbolda sonuç tabelaya bakıyor ve o tabelayı değiştirebilmek için de yüksek özgüvene, yüksek konsantrasyona ve deneyime sahip oyunculara ihtiyaç duyuyorsunuz.
Bir başka deyişle sahada fark yaratacak isimlere...

GENÇLER GÖZYAŞLARI İÇİNDE KALIYOR

Dolayısıyla kupa maçında oynayan her bir oyuncu, son derece iyi ve güzel bir şekilde mücadelelerini ortaya koydular.
Tabelanın değişmemesi, onların suçu değil zira; henüz o seviyeye gelmeleri için dahi çıkacakları uzun bir yol bulunuyor.
Kaldı ki, ligin başında da söylediğimiz üzere genç oyuncuların özgüvenlerini kazanmaları ve sahada kendilerinden emin bir görüntü çizmeleri için, yeteneklerini sergilemeleri için doğru bir futbol ortamına, en azından bir sürelik deneyime ve takım içerisindeki adaptasyona ihtiyacı var.
Bunları yazdıran en büyük etken de oyuncuların maç sonrası tribüne davet edildiklerinde göz yaşları eşliğinde soyunma odasına yönelmeleri.

ROTASYON ADI ALTINDA GENÇLER ÖN ATILDI

Biz kaybederek mi gençleri kazanacağız?
Zaten yeni oluşum sürecindeki futbol psikolojilerini, en başından onlara kaybettirerek mi başlatacağız?
İnanın buna kimsenin hakkı yok.
Kupa maçında sahada, fark yaratacak oyuncu bulunsa ki bunun özellikle deneyim bazında olduğunun altını çizmek istiyorum, alınacak skor ile birlikte geçilen turun sevinciyle o çocukların özgüvenleri de daha yüksek bir seviyeye gelebilir, kendilerine daha yüksek inanç aşılayabilirlerdi.
Ama biz bunu yapmıyoruz.
Biz, rotasyon adı altında gençleri hiç hazır olmadıkları bir atmosferin içerisine atıp, onlardan sonuç bekliyoruz.
Maalesef ki futbolun yanlışlarından olan bu durumu da yıllardır yaşıyoruz.

BİZ NEYİ AMAÇLIYORUZ

Kaybetmek her zaman olumsuzdur, her ne kadar bağrımıza bassak, desteklesek de futbolcu psikolojisinde kaybetmek, hele ki ilk zamanlarda ciddi bir özgüven eksikliğine yol açar.
Bunu bilmek için, bu etrafta bir eğitime sahip olmak gerekmez; zira maç sonunda onların göz yaşlarından bu durumu görebiliyoruz.
Haliyle akla şu soru geliyor, biz neyi amaçlıyoruz?
Gençleri kazanmaksa mesele, gençler tamamen her birini aynı anda sahaya sürüp, hazır olmadıkları bir arenada onlardan performans beklemek olmamalı...
Tamam, kadro yetersizliği bunun için bir sebep gösterilebilir ancak bir ordu savaşa çıkıyorsa, mutlaka onlara komuta edebilecek isim ya da isimler de olmalı.
Şayet bunun bile olamayacağı bir noktadaki yetersizlikten bahsediyorsak, zaten tüm beklentilerimiz, tüm umutlarımız boşa çıkıyor.

OYUNUN İÇİNE AŞAMA AŞAMA DAHİL EDİLMELİLER

Sonuç olarak;
Bursaspor’da artık gençleri kazanmak yalnızca onları bu arenanın içerisine sürmek olarak değerlendirmemeli.
Onları kazanmanın en büyük etkeni, onları doğru bir futbol organizasyonu içerisine aşama aşama dahil etmek olacaktır.
Aksi halde ‘şu kadar yaş ortalaması’, ‘bu kadar genç oyuncu oynattık’ diye övüneceğiz ama futbol, sözleri değil gerçekleri yazıyor.
O gerçekler de sahada sonuç vermediğinde ne yazıktır ki, sizin var olan ‘altyapı’ güçlülüğünüze de zarar veriyor.

HAYALİN OLMADIĞI YERDE BAŞARI OLMAZ

Ayrıca kupa maçlarının ciddiye alınmaması da Bursaspor’un bir diğer sorunu...
Netice itibarıyla tüm ülkelerde kupa mücadeleleri, genellikle tek maç üzerinden gerçekleştiğinden sürprizlere açık ve destansı hikayelere de oldukça olanak sağlayan organizasyonlar olmuştur.
Elbette yolun sonunu kupayı kazanmak şeklinde bir hedefle bağdaşlaştırmak, Bursaspor adına şu durumda hayalcilik olacaktı fakat sıkıntı şu ki, bu tarz bir yapıda inanın o hayali bile kurdurtmuyorsunuz.
Hayalin olmadığı yerde de başarı beklemek çok abes olacaktır.
Tekrar tekrar üzerine basa basa vurgulamak gerekir ki bizler, gençleri oyuncuları, sahada kazanarak kazanmalıyız.
Onları doğru bir futbol atmosferine dahil edeceğiz ki sonuçlar gelsin, onlara doğru ve yeteneklerini ortaya koyabilecekleri güvenli bir futbol atmosferi sahada oluşturacağız ki kendilerini göstersin, o sonuçlar gelsin ki gençler de özgüvenlerini artırarak Bursaspor armasının gücünde kendi yeteneklerini sergilesin.
Aksi takdirde yalnızca kendimizi kandıracağız.