Paylaş
Son dönemlerde sıkça vurguladığımız Bursa basketbolunun rüzgarı, etkisini ülke sınırlarının dışına da çıkararak Avrupa’da hissedilmeye başladı.
TOFAŞ Spor Kulübü, yeni sezonda FIBA Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme kararı alırken; Frutti Extra Bursaspor da, EuroLeague yetkilileri tarafından 7Days EuroCup’a kabul edildi.
Yaşanan bu iki gelişme de gerek kulüp organizasyonları, gerekse kentin basketbol dokusuna yüksek katkılar sağlayacaktır.
Doğal olarak birçok kesimin aklında tek bir soru var, neden FIBA Şampiyonlar Ligi, neden EuroCup?
FIBA ile EuroLeague arasında yaşanan çatışmalar hepimizin malumu...
*
Özetleyecek olursak;
Milenyuma girildiğinde Euroleague Basketbol’un ‘EuroLeague’ isim hakkını almasıyla başlayan süreç, basketbolda iki cephenin prestij ve ekonomik savaşına döndü.
Söz konusu sezon Avrupa basketbolunda bir kesim FIBA SuproLeague’i, diğer bir kesim ise EuroLeague’i tercih etti.
Ancak bir sezon yaşanan bu kargaşa sonrası, Avrupa kulüpleri daha iyi şartlar sunan Euroleague Basketbol’un etrafında birleşti.
2004 yılına gelindiğinde iki yönetim arasında yapılan anlaşma sonrası; Euroleague Basketbol kulüp takımlarının organizasyonlarını, FIBA ise milli takım organizasyonlarını gerçekleştirmeye başladı.
2015 yılında ise FIBA, yeni bir turnuva olan Basketbol Şampiyonlar Ligi’ni duyurdu.
Bu anlarda birçok kulüp EuroLeague ve EuroCup’tan yana tercihini kullanırken, görece daha ‘sönük’ kalan Basketbol Şampiyonlar Ligi, Anadolu Efes ve Fenerbahçe’nin de aralarında bulunduğu EuroLeague’de A lisansına sahip 11 takıma yaptığı tekliften de ret yanıtı aldı.
*
Akabinde Basketbol Şampiyonlar Ligi şampiyonunun EuroLeague’e direkt katılım hakkı da gündeme getirildi FIBA yönetimini tarafından, ancak bu da EuroCup’a bir darbe niteliği taşıdığından Euroleague Basketbol tarafından reddedildi.
Geçtiğimiz yıl iki yönetimin çatışmasından kaynaklanan Milli takım elemelerinin takvimi hakkında kulüp temsilcilerinin pek çok serzenişine şahitlik ettik.
NBA ve EuroLeague maçlarını çakıştıran fikstürden en çok, bu organizasyonların temeli olan sporcular zarar görürken iş Milli takımlara oyuncu göndermemeye dek uzandı.
Bununla birlikte FIBA, yeni bir çözüm arayışına girerek Basketbol Şampiyonlar Ligi’ni ekonomik açıdan daha cazip hale getirme kararı aldı.
Bugün gelinen noktada EuroCup 15 bin Euro’luk katılım payına sahipken bu rakamın Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde 50 bin Euro’dan başladığını ve kendi ligindeki derecesine göre değişen rakamın –şayet liginde şampiyonluğa ulaşmışsa- 650 bin Euro’ya dek çıktığını görüyoruz.
*
Lige dönük bonusların Türkiye ve İspanya için ilk 6 sırayı, diğer ülkelerde ise ilk 4 sırayı kapsadığını hatırlatmakta yarar var.
Dolayısıyla buradan FIBA yönetiminin, temsilcilerimize göz kırptığı aşikar.
Turnuvalardaki şampiyonluk gelirlerine bakıldığında ise EuroCup’ta kupa kaldıran ekip 425 bin Euro’yu kasasına koyarken, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ise katılım paylarının dışında şampiyon ekip 1 milyon Euro’luk bir gelirin sahibi olacak.
Bu kapsamda düşündüğümüzde; son yıllarda EuroCup’ta mücadele veren TOFAŞ Spor Kulübü, Galatasaray, Pınar Karşıyaka, Darüşşafaka Tekfen ve Türk Telekom’un tercihini neden Basketbol Şampiyonlar Ligi’nden yana kullandığını anlamak pek de zor değil.
Özellikle pandemi nedeniyle temsilcilerimizin ciddi bir ekonomik daralmaya girdiğini ve EuroLeague’e katılım noktasında da oldukça zorlandığını görüyorken; ekonomik kaygılar kimi zaman prestijin önüne geçebiliyor.
Tabii bu tercihi kullanan yalnızca temsilcilerimiz değil; Avrupa’daki pek çok prestijli kulüp de bu organizasyona katılımını sürdürüyor.
*
Haliyle; Anadolu Efes ve Fenerbahçe’yi gerek bütçeleri, gerekse EuroLeague’in gediklileri olarak bir kenara ayırırsak, diğer temsilcilerimiz için ekonomik açıdan en doğru hamle olarak görülüyor.
Elbette bu süreçte yalnızca ekonomik koşulların değil, EuroLeague’a yönelik son zamanlarda artan hakem ve ekonomik eleştirilerin, EuroCup’ın yalnızca EuroLeague’e açılan bir kapı olarak görülmesinin de etkisi büyük.
Bunun bir örneğini futbolda her ne kadar yakın geçmişte değişikliğe gidilmesine karşın UEFA Europa League’de görebiliriz.
Peki, Frutti Extra Bursaspor’un EuroCup’ta mücadelesi hangi anlamları taşıyor?
Öncelikle Frutti Extra Bursaspor cephesinin, kurulduğu günden bugüne dek geldiği noktayı ve henüz ING Basketbol Süper Ligi’ndeki ilk sezonunun ardından Avrupa’da mücadele etme hakkını kazanmasının önemini bir kez daha vurgulamak gerekiyor.
*
Gerçekten büyük bir iş başardılar...
Bu arenalarda yeni boy göstermeye başlayacak olan kulüp için EuroCup, bir gelir kapısından ziyade daha çok basketbol organizasyonunu geliştirerek devam etme adına büyük bir fırsat.
Zira, kendi sınırlarını aşan bir nitelik taşımak önümüzdeki yıllarda ortaya konulacak vizyonda ciddi bir önem arz ediyor.
Her ne kadar FIBA Şampiyonlar Ligi’ne geçişlerin olmasına karşın; Partizan, Unicaja Malaga, Lokomotiv Kuban, UNICS Kazan gibi ekiplerin de burada mücadele vereceğini hesaba katarsak zorlu olduğu kadar keyifli karşılaşmalar da bizleri bekliyor.
TOFAŞ Spor Kulübü geçtiğimiz sezonda EuroCup’ta nasıl ki çeyrek finale, yıldan yıla kendini geliştirerek ve deneyimler kazanarak geldiyse, Frutti Extra Bursaspor da burada elde edeceği deneyimlerini, doğru bir basketbol organizasyonuyla birleştiği takdirde çok önemli başarılar elde edecektir.
Taraftarın ve kulüp bünyesindeki herkesin de EuroLeague hayalinin olduğunu vurgulamak gerek.
Dolayısıyla Frutti Extra Bursaspor’un önümüzdeki sezon en büyük kazancı; prestij ile birlikte Avrupa basketbolunun tecrübesi olacak.
Bu açıdan baktığımızda kulübün EuroCup’ta mücadele edecek olması da ayrı bir sevindirici detay...
*
Yazının başında dile getirdiğimiz Bursa basketboluna gelecek olursak...
Her iki temsilcimizin de Avrupa mücadelesi, önümüzdeki sezon kente bambaşka bir heyecan yaşatacak.
Geçtiğimiz sezon her hafta sonu basketbol atmosferi yaşayan kent, önümüzdeki sezon bunu hafta içi maçlarına da yayacak.
Tabii bu durum aynı zamanda Bursa’daki diğer kulüplere de örnek teşkil ediyor.
Zira TBL’den 2’nci Lig’e dek yer alan tüm ekiplerimizin hayali Avrupa mücadelesi.
Basketbolda da bu tür başarıların, yalnızca kulübü değil aynı zamanda kentin buradaki değerini de yükselttiğini daha önce gördük.
Dolayısıyla Bursa’nın tam anlamıyla ‘bir basketbol kenti’ olmasının önündeki kapılar da ardına kadar açılmış durumda.
Bizleri önümüzdeki sezon oldukça yorucu, ancak bir o kadar da keyifli bir sezon bekliyor.
Şu ana dek yaşanan gelişmelerin olumlu yönleri ve umuduyla birlikte, diliyoruz ki önümüzdeki yıllarda Bursa basketbolu adından sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası düzeyde de çok adından söz ettirir.
Paylaş