Paylaş
Bunu başta böyle ifade etmek belki aşırıya kaçabilir; fakat geçtiğimiz sezon bizlere her mücadelenin ilk veya son hafta fark etmeksizin büyük önem taşıdığını gösterdi...
Bursaspor bu noktada, dilediği oyunu henüz sahaya yansıtamazken nedenleri üzerinde durmakta fayda var.
İlk olarak takım kimyasının oluşmasının, ciddi bir süre alacağı aşikar...
Bunu pas trafiklerinde net bir şekilde görebiliyoruz; ortalama yüzde 80’leri gören pas isabetleri, özellikle top üçüncü bölgeye geldiğinde oldukça aşağılara düşüyor.
Kendi yarı alanından hazırlık paslarıyla çıkan takım, kaleye her yaklaştığı anda geçmiş dönemlerde de sıkça gördüğümüz bir telaş halini alıyor.
Orta saha bloğu ile hücum hattı arasındaki kopukluğun başlıca etkenlerinden biri de, oyunu çözme noktasında henüz ‘kreatif’ diye tabir ettiğimiz isimlerin kendilerini gösterememeleri...
Zira, oyunun üçüncü bölgesinde yaşanılan sorunlarda kapanan savunmaların, bireysel yetenek ile aşılacağı günümüz futbolunun bir gerçeği.
Ancak daha da önemli bir durum var ki, top rakibe geçtiği ortaya konan oyun...
*
Bursaspor, ne yazıktır ki geride kalan 3 maç bazında rakiplerinin tuzaklarına düşen bir görüntü çizdi.
Son oynanan Eyüpspor maçında, hazırlık pasları aşamasında orta alanda yapılan top kayıpları ve bunun devamında gelen goller ile birlikte, daha pek çok pozisyona fırsat verildi.
Bu pas trafiğini sağlıklı bir şekilde yönetecek orta alan oyuncularının da henüz ideal form grafiklerinin uzağında kalması da bir diğer etken.
Haliyle böyle bir görüntüde; oyun orta alana doğru sıkışırken, kendi yarı alanından çabuk çıkmayı bekleyen ekipler, avantajlı hale geliyor.
Bursaspor’un henüz bir oyun aklının olması, sistem dahilinde sahada yer alamaması da rakiplerin ekmeğine yağ sürüyor.
Konsantrasyon eksikliği de en büyük dertlerden biri...
Erzurum deplasmanı ve Eyüpspor ile oynanan karşılaşma gösterdi ki, takımda ciddi şekilde kendine güvensizlik ve telaş ortamı hakim.
Bu nedenle pek çok oyuncu da risk almaktan çekinirken, anlık gelişen mental bozukluklar, bu iki maçta olduğu üzere hayal etmediğimiz sonuçlara sebep oluyor.
Takımın fiziksel direncinin de, rakiplerine kıyasla şu dönemlerde düşük olması doğru bir kamp sürecinin geçirilmediğine bir işaret...
*
Bugünden sonra nelerin değişebileceğine baktığımızda umutsuz olmamak da gerekiyor.
Yeni isimlerin takıma adaptasyonu, Milli aranın da getirdiği avantajla kuşkusuz daha net bir profil sergileyecektir.
Teknik adam uyumu da, bu noktada bu adaptasyon sürecini daha da hızlandıracaktır zira Eyüpspor karşısında bir teknik direktör dokunuşunun etkilerini görebilmemiz için henüz çok erken.
Ama öncelikli nedenlerden biri de Bursaspor’un topsuz oyunda kendini geliştirebilmesi...
Sistemi oturmuş, birbirini iyi tanıyan oyunculardan kurulu bir takımda; ani top kayıpları, takımın hazırlıksız yakalanmamasını sağlar.
Geriye koşularda da fiziksel gücün artması, oynatılmak istenen şablonun oturtulması, bahsettiğimiz defoları kapatabilir.
Bunun için de maalesef zamana ihtiyaç var.
Aslında bu da tartışılması gereken bir ayrı konu, zira biz yalnızca Bursaspor gözünden bakarken; diğer rakiplerin de benzer süreçlerden geçtiğini, nasıl bunların üstesinden gelerek başarılı maçlar çıkardığını unutuyoruz.
İşte bu, bir soruna daha işaret ediyor ki o da Bursaspor’un rakiplerini iyi analiz edememesi...
*
Dolayısıyla fotoğafın tümünde baktığımızda gördüğümüz o dur ki; Bursaspor kendi oyununu oluşturmakta güçlük yaşarken, rakibe önlem noktasında da oldukça fazla yetersiz kalıyor.
Milli ara hangi ölçüde bu sorunları çözebilir, akabinde de takımın gelişimi uzun süreçleri bulabilir mi bilinmez.
Fakat; bilinen şey, Bursaspor’un bu ara sürecinde kesinlikle ciddi bir değişime gitmesi...
Hem mental açıdan, hem oyunun taktiksel boyutu açısından...
Her daim mücadeleyi ön plana koyuyoruz evet ancak, bu sezon mücadelenin dahi tek başına yeterli olmayacağı bir sezon olacak.
Paylaş