Paylaş
Bu yıl bizi şaşırttı, bu yıl bizi şoke etti, bu yıl bizi hep hazırlıksız yakaladı!
Bir kere bence siyasi verilere bakılırsa, durumu “Yok artık” şeklinde özetlemek mümkün. Yılların skandallarla dolu işadamı, gaflarıyla ünlü televizyon figürü, kampanyası boyunca bir şaka muamelesi görmüş başkan adayı Trump, 2016 sonunda seçilip, 2017 boyunca dünyanın en güçlü ülkesini yönetti. Dünyayı birbirine kattı, göçmenlere nefret kustu, Meksika sınırına duvar örme çalışmasını başlattı, bazı Müslüman ülkelerin vatandaşları için Amerika’ya giriş yasağı koydu, Türklere ise yeni vize vermeyi durdurdu. Meryl Streep’e yeteneksiz, Kızılderili asıllı bir siyasetçiye ‘Pocahontas’ dedi. Önemsiz gördüğü ülkelerin liderlerini (mecazi anlamda değil, fiziksel olarak) itip kaktı. ABD kutuplaşmayla tanıştı.
* * *
Bu bile 2017’yi yegâne yapmaya yetecekken, İsrail 2017’de tutup çaat diye 5000 yıllık Kudüs’ü başkent ilan etti. Trump ise tutup “Olur, bence mantıklı” dedi! Birleşmiş Milletler “Ne diyorsun abicim?” şeklinde cevap verdi. Böyle bir olay aklımızın daha başımızda olduğu ne bileyim 60’lı, 70’li, hatta 80’li yıllarda olsaydı neler yaşanırdı bir fikriniz var mı?
Kuzey Kore ve ABD, 2017 boyunca nükleer füzeleri karşılıklı “Bak vallahi ateşliyorum ha, şu anda geliyor kafana, bak ciddiyim oğlum” tarzı tehditlerle birbirlerine yöneltip durdular. Soğuk Savaş’ın bile bir adabı, bir zarafeti, bir ağırlığı vardı arkadaş. Bu nedir yav? İnsanlığın hop oturup kalkması, tüm liderleri “Bir uslu efendi olun yav, kaç milyar insana ayıp oluyor” diye uyarması gereken bir yılda, füzeyi müzeyi kimse takmadı pijamasını, içi kürklü dede terliğini çeken kendini “Çok şıkım” diye sokağa attı. İnsanlar da delirdi anacım, ne yapsınlar?
Hollywood’un en ünlü ve en büyük yapımcısı Harvey Weinstein’in sektörde taciz etmedik kadın bırakmadığı ortaya çıktı. Sonra bir bakıldı ki, dünyanın en ışıltılı şehrinin en ışıltılı stüdyoları ortaçağ tarzı bir ayrımcılık ve kadına taciz silsilesinin yuvasıymış. Ablalar, kardeşler, dostlar, Los Angeles’lılar, meslektaşlar... Yıllardır niye sustunuz yav? Affedersiniz babanız abiniz katil olacak diye, etrafta adınız çıkacak da sizi kimse almayacak diye mahalle baskısından mı korktunuz? Bassaydınız yaygarayı? Hadi sustunuz, ortalığı ayağa kaldırmak “Şu da bir kere yanağımdan makas almıştıya kadar en küçüğüne taciz olaylarını anlatmak için 2017’yi mi beklediniz? Hollywood için Pandora’nın kutusu 2017’de açıldı.
* * *
Milli gururumuz ve romantik bir hikâyedir, evet. Ama dünyanın en müthiş top modelinin vatandaşımız, tatlişko Metin Hara’ya âşık olması şaşırtıcı değil midir? Yani biz şaşırdık millet olarak. Alışık mı değiliz, kompleksimiz mi var, bilmem. En azından ilk kez yaşadığımız bir olaydır, “Olmaz olmaz deme hiç, olmaz olmaz sevgilim” şarkısını akıllara getirmiştir. 2017 sürprizlerle doludur.
2017’de Türkiye de monoton değildi. “Ne zaman monotondu acaba?” diyeceksiniz. Yalnız bu yıl Türkiye’nin hükümet sistemi değişti. Öyleydi böyleydi filan derken, hop diye değişti valla. 2017, daha ismini uzun uzun tartışamadan, ülkeye pat diye Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni getirdi. Şaşırdık mı? Yoo, bu yıl şaşırma değil, yenilik ve sürprizlere açık olma, hızlı adapte olma yılıydı diyebiliriz.
Şaşırmamayı öğrendiğimiz seneydi 2017. Hem ülke hem dünya için, adrenalin arsızı olduğumuz yıldı!
Niye böyleydi? Kanımca her şeyin sebebini bilimsel olarak aramak lazım.
Baktığımızda 2017’de dünyada güneş tutulması yaşandı, Harvey kasırgası oldu filan... Ama en önemlisi Meksika’da 8.2’lik bir deprem oldu. Büyük bir doğa olayıdır. Ve uzmanların söylediğine bakılırsa 2017’de bu yüzden dünyanın ekseni kaymıştır!
Eksenin kayarsa ne yaparsın? Dengesizleşirsin, sağa sola çekersin, saçmalarsın! Olan biteni böyle açıklamak, yaşadığımız delilik ve yeniliklerde bu şekilde bir bilimsel sebep sonuç ilişkisi bulmak, en azından beni rahatlatıyor.
2018’de daha monoton, daha ‘oturmuş’, daha yeri yurdu belli, aklını başına toplamış, eksenini belirlemiş bir dünya diliyorum... Çılgınlık lazımsa, biz sanatçılar çözeriz o işleri.
Paylaş