Moda, insana yakışan mıdır insanın saçına yapışıp yolmak mı?

Zaten Photoshop çıkınca mertlik bozulmuştu. Yeni çıkan ‘kendinden zenci popolu korseler’ ise sektörde yozlaşmanın zirvesidir! Nerede Kate Moss’un parantez bacaklarını saklamadığı o eski naif günler,ah. Son fenomen ‘Bu Tarz Benim’de ise eskiden ‘Mus çorapla stiletto giymek’ yasaktı, artık molotof atmak serbest!

Moda neydi? Kendine yapışanı giymek miydi? Kimseye yakışmayan şeyler yapmak mıydı? Televizyonun son bombası ‘Bu Tarz Benim’den edindiğim fikir biraz karışık.
Moda bir yanıyla tıp gibi. Üç ayda bir yeni bulgulara göre kurallar değişiyor. Bir ara yumurta kolesterolü yükseltiyordu. Bak yalanmış. Aynı şekilde, eskiden skinny pantolonun altına platform topuk giyebiliyorduk, şimdi yasakladılar! O bakımdan, Melis Alphan’ın köşesine düşmemek için arada moda programlarına bakarım. Benzer format ve jüri önceki yıllarda da vardı. Ama konu hakikaten modaydı.
Oysa yeni ‘Bu Tarz Benim’de, mus çorapla stiletto giymek yasak, molotof serbest olabilir. Ben modada ‘askeri tema’nın haki yeşil tulumlar ve postal filan olduğunu sanıyordum, bambaşka bir şeymiş. “Ayşe Özlem’le ittifak kurdu bana saldırıyor, Didem de Merve’yle birleşti iki cepheden atak yapıyorlar, kendimi savunurken bir yandan hücuma geçmek zorundayım” gibi cümleler duydum! Her an dekorda siper kazılabilir. Finalde kloş eteklerin beline mermi kemeri takıp portföy olarak elbombası kullanırlarsa da şok geçirmem!

Moda dergileri mum ışığında çıkardı

Gece tekrarını görünce iyi niyetle, bir iki ipucu duyarım diye seyretmeye başladım. Yarım saat sonra yirmi öfkeli kız aynı anda bağırarak birbirlerinin gözlerini oymak amacıyla saldırıyorlardı ki bayılmışım!
10 saniye önce Nur Yerlitaş “Ay bayılacağım” demişti, ben erken davrandım. Yine de gelecek bölümleri seyretmeye devam edeceğim. Zira Nur Hanım’ın ellerinin montaj olduğunu düşünüyorum, o işi çözmeden bırakmam!
Benim editör olduğum yıllarda o kadar yokluk vardı ki... “Mum ışığında moda dergisi çıkarırdık” diyemesem de mesela moda çekimi için giysi alınacak ünlü marka yoktu. Zara açılınca geniş koleksiyonla moda çekimleri rahatlar diye heyecanlanmıştık. Aradık. Ne röportaj, ne çekim için ürün vermeyi kabul ettiler. Marka politikasıymış.



Ama bir sabah işe geldik ve asistan kızımız müjdeyi patlattı: “Zara’dan aradılar, fotoğraf ve röportaj için istediğimiz zaman uygunlarmış.” Ne seviinç. Geri aradık. Adamlar “Hayır biz aramadık” diye ısrar ediyor. Haydaa!.. Birkaç gün karşılıklı cebelleştikten sonra, türkücü Zara’nın menajerinin aradığını, albüm çıktığı için röportaj vermek istediklerini öğrendik!
Güzel, masum günlerdi. Photoshop çıkmamış, mertlik bozulmamıştı. Mankenin sağ yanağında sivilce çıkmışsa, sol yanağının göründüğü fotoğrafı basardık! Dolayısıyla güzel ve ince görünen ünlülerin hepsi harbiden güzel ve inceydi! Şahsen hâlâ mecburiyetler dışında photoshop sevmem. Ne yazık ki çoğu fotoğrafçının burnumu bilgisayarda hokka gibi yapma merakı vardır! Arkadaş kim inanacak? Millet televizyonda burnun haşmetini görmüyor mu? Gözlerimin eşek gözü kadar ve çivit mavisi, burnumun hokka hale getirildiği, insandan çok Lara Croft’a filan benzediğim fotoğrafları yakalayıp, basılmadan orijinal haline döndürtmüşlüğüm çoktur.

Tıklatınca “Kim o” diyen korse

Mertliği bozan ikinci konu ise çok yeni. Öğrendiğim kadarıyla Türkiye’de şu an en çok aranan ve satılan iç çamaşırı, poposu silikonlu külotlar! Sette Vasfiye karakterinin kalçasını çıkık ve büyük yapmak için kullanılıyormuş. Bir gün kostüm odasında görüp çok güldüm. Dediler ki “Gülme, şu ara en çok satan ürün!” Ten rengi bir şort. Bombeli popo kısmı o kadar sert ki, yumrukla vurunca “Tok tok” diye ses çıkıyor ve içeriden “Kim oo” sorusunu bekliyorsun! Giyen nasıl giyiyor inanılmaz. Motosiklet kaskı olarak kullanılabilir gerçi!
Kızlar bu ürünü dar blucinlerin içine giyiyormuş. Ben de aktris halimle nine gibi “Yeni jenerasyon nasıl spor yapıyor, aşk olsun” saflığındayım. Erkekler de alıyormuş üstelik! Moda kendine yakışandır ama bunlar modaya yakışıyor mu yav? Dev kalçalı kadınlar niye popüler oldu ki zaten? Editör günlerimde Kim Kardashian’ın moda ikonu olacağını bilsem “Gözlerim kör olaydı da görmeyeydim” derdim. İstifa eder limon satardım. Neyse ki gerek kalmadı, çok ünlü oldum. Hahayt.
Ünlü demişken, öte yandan sektör çok gelişti. Modacılar davetlerden önce ünlüleri giydiriyorlar ve kırmızı halı bir defileye dönüyor. Basın kıyafetinizi sorunca da modacıyı söylüyorsunuz, tanıtım oluyor. Geçen yıllarda bir kırmızı halıda “Elbiseniz kimin?” sorusuna “Benim” diye cevap verince vaziyete uyandım! Meğer “Davet için birkaç elbise yollayayım, seç” diye arayan tasarımcıların amacı ciro değilmiş!
Takip edenler bilir. Her yıl modanın ‘yeni siyah’ı ilan edilir. Yani sezonun en geçerli, her şeyle giyeceğiniz rengi manasında. “Beyaz artık yeni siyah”, “kırmızı artık yeni siyah” diye çok başlık attık yıllarca. Bir kere siyah çok modaydı, “Siyah artık yeni siyah” yazmıştık! Şimdilerde “Turuncu artık yeni siyah” diye kadınlar hapishanesinde geçen bir Amerikan dizisi de var.
Ama modayı ‘Bu Tarz Benim’den takip ediyorsanız, sevgili modaseverler, “Kavga ve gıybet artık yeni siyah!”