Paylaş
AYM karar verdi. Artık imam nikâhından önce resmi nikah şart değil! Gerekçe ise bir din özgürlüğü olması.
Sanırım Anayasa Mahkemesi’nin aklında şu çift var: Çocuklar resmi nikâh istemiyor. Beraber yaşamak için belediye onayına ihtiyaç duymuyorlar. “Heyecanımız gider abi” filan diyorlar. Hatta kız saçını maviye boyamış, oğlanda küpe var, Cihangir’de ev tutmuşlar. Sadece manevi bir tecrübe olarak, imam nikâhı yapmak istiyorlar. Türkiye’deki bu ilginç kesişim kümesine düşen toplam 23 çift için süper bir karar bence!
Fakat şu andan itibaren, özellikle kırsal kesimde, asla resmi nikâh görmeyecek, mirastan pay alamayacak, erkeğin tek sözüyle boşanacak, çocuğunun babasını kanıtlamak zorunda kalacak, nafakayı rüyasında görecek, kuma olacak yüz binlerce kadın, tam anlamıyla papazı buldu!
Ben çapkın ve karaktersiz bir erkek olsam, halaya durmuştum! Öyle ya. Medeni Kanun’a göre boşanırken, evli olduğun süre içinde edindiğin servetin yarısı eşine verilebiliyor. Eh madem resmi nikâh şartı kalktı, adam deli mi?
Eskiden “Biz sana güveniyoruz ama kanun var, tek başına imam nikâhı yasak” diyebilen kız tarafı, şimdi ne diyecek? Aile güçsüzse, başlık parasına muhtaçsa, beyimiz sonsuz sayıda ‘eş’ alabilir, sıkılınca bırakabilir ve o kadınların hukuki hiçbir hakkı olmaz!
Evlenme niyeti olmayanın, zaten sevgilisiyle birlikte yaşamasına engel yok ki. Ama bir kadına “Seninle evleniyorum” diyor ve resmi nikahtan kaçıyorsan, bunun gerekçesi ne olabilir?
Kayıp nüfus cüzdanı çıkarmaktan daha kolay. Belediyeye başvurur, imzanı atar, devlet kayıtlarına girer, sonra gidip imam nikahını kıydırırsın.
Bu zorunluluk; devletin, kadınları kanunla koruma yöntemiydi. Seyreyleyin şimdi rezaletleri. Norveç mi burası yahu?
Ülkenin derdi evlenmeden birlikte yaşamak isteyen, ama imam nikâhı yaptırma hevesi olan çiftler mi?
Yoksa imam nikâhıyla “Evlendik” diye kandırılıp, iki güne ortada bırakılan çaresiz kadınlar, hukuken yaşı tutmadığı için imam nikahıyla gelin edilen çocuklar mı? AYM’yi ülke gerçeklerine davet ediyorum!
Bu arada, dini özgürlük demişken... Bir cemevlerinin ibadethane sayılmama işi vardı hani? Onu nasıl yapalım?
KURTULUŞ BU KAPSÜLDE!
Bir Kemal Derviş, bir Ali Babacan değilim. Ama iktisat diplomam ve dâhiyane bir fikrim var! Bu ekonomistlerin hepsinin “Kriz değil ama daralma yaşanacak” dediği Türk ekonomisi için çözüm bende!
Mimarlar 3 metrekare kullanım alanlı, kendi enerjisini üreten evleri tasarlamış. Eko-kapsül deniyor. 1600 dolara satılacakmış! Yatağı, mutfağı, banyosu, çalışma masası, her şeyi var.
New York’taki öğrenci evimden az daha dar. Küçük olsun bizim olsun. Temizliği de kolay olur. Ekonomide daralma yaşayacağımıza, böyle daralalım! Zaten İstanbul’da hayat, evden çok işte ve arabada geçiyor.
Eve gece saatlerinde varan vatandaş da kendini yatay bir satıha yayıp, televizyon seyrediyor. Bunun için gayet ideal bir ev. Muhtemelen ÖTV filan biner, bizde 5000 dolara satılır. Yine de hesaplı.
Daha da önemlisi, bu kapsüller, ekonomide bir mucize yaratabilir! Evi olmayan vatandaş hemen bir tane alıp, yerleşsin. Ev için para biriktiren, kira harcaması ortadan kalkanlar, bu birikimle iş açar, istihdam yaratır.
Olmadı harcar, piyasayı canlandırır. Kurumlar bu kapsüllere taşınırsa ‘devlet dairesi’ kavramı yeni bir mana kazanır, kamu harcamaları çılgınca düşer. Memleket o tasarrufu inovasyona, Ar-Ge’ye harcar, kalkınır.
Ayrıca millet başını sokacak ev aldığından, moraller düzelir, memlekette gerilim düşer.
Ha inşaat sektörü ağlamaklı olur, ama onlar da kazandılar kazanacakları kadar artık yav.
Paylaş